Pharmacy translate Turkish
1,382 parallel translation
The name on the license when they pulled it from the pharmacy.
Ruhsat ismi dikkat çekti
Then why did you recently purchase a large quantity of ephedrine from surfglide pharmacy?
Öyleyse neden yakın zaman önce büyük miktarda efedrin satın aldınız?
Listen to this : Somebody picked up a refill of megan's hiv medication at a pharmacy in walden this morning.
Birisi bu sabah Walden'daki bir eczaneden Megan'ın HIV ilacını almış.
We missed the first bus because we went to the pharmacy, so she took the 1 : 00.
Eczaneye gittiğimiz için ilk otobüsü kaçırdık. O yüzden 1 otobüsüne bindi.
Joy took the beauty products and pharmacy aisle.
Joy kozmetik ürünleri bölümünü ve ilaç bölümünü aldı.
Ask for a new label maker in the pharmacy.
Eczaneye yeni bir etiket makinesi alıp alamayacağımızı sor.
- Pharmacy's down the hall.
Ezcane bu koridor'un sonunda.
Yet the pharmacy downstairs told the fbi that he wrote you a script for an expectorant for a cough.
Gene de aşagıdaki eczane fbi a size öksürük için balgam sökücü yazdıgını söyledi.
I got this menthol from the pharmacy.
Eczaneden bu mentolü aldım.
- I went to the pharmacy yesterday.
- Dün eczaneye gitmiştim.
- The pharmacy?
- Eczane mi?
We also don't pad our bills, swipe samples from the pharmacy, or fantasize about the teenage daughters of our patients, either.
Faturaları şişirmeyiz, eczaneden numune ilaç çalmayız. Ya da hastaların kızları hakkında fanteziler kurmayız.
What's a patient supposed to do if they can't get to a pharmacy?
Hasta eczaneye gidemiyorsa ne yapacak?
This shit was initially created in 1938 as a headache medicine by some swiss pharmacy but it's hallucinogenic effect wasn't discovered until 1943...
Bu bok 1939 yılında baş ağrısı için İsviçre'de üretilen bir haptı. Ama 1943 yılına dek halüsinasyonlara sebep olduğunu anlayamadılar.
I think they just need an adjustment, or... you can go to the pharmacy and get a new pair.
Bir ayarlama yapılması gerekiyor bence. Ya da eczaneye gidip yenisini alabilirsin.
Forged prescription, or just, um, swiped from the pharmacy when nobody's looking.
Sahte reçete ya da kimse bakmıyorken eczaneden çalınmıştır.
- Pharmacy... strip club - that's a big difference.
Eczane. Striptiz kulübü.
It's the pharmacy.
Eczane.
Then why'd he break into the pharmacy?
O zaman neden eczaneye zorla girsin ki?
The pharmacy wouldn't fill his prescription today.
Eczanedekiler bugün ilaçlarını vermediler.
Hmm. Oh, Dad, I went to the pharmacy this morning, and Maria wouldn't do it.
Oh, baba, bu sabah eczaneye gittim.
If we had any heavy-duty meds left in the pharmacy, maybe.
Ya da eczanede etkili ilaçlardan kalmış olsaydı belki tedavi edebilirdik.
I gotta get to the pharmacy on the first floor.
Kanı zehirlenmiş. Birinci kattaki eczaneden alabilirim.
- I take that to the pharmacy?
- Onu eczaneye mi götüreceğim?
You need to order ketamine, midazolam, ribavirin, - and amantadine from the pharmacy.
Eczaneden ketamin, Midazolam, Ribavirin ve amantadin istemelisin.
So, I've been keeping an eye on the pharmacy log.
Eczanenizi devamlı kontrol ediyordum.
So all I need to do is find a pharmacy.
Tek yapmamız gereken, eczane bulmak.
Your daughter has been arrested for stealing painkillers from the hospital pharmacy.
Kızınız hastahane eczanesinden ağrı kesici çaldığı için tutuklandı.
And since we are in the middle of the desert, and nowhere near a pharmacy, it has to be the pills in that purse.
Ve çölün ortasında olduğumuz ve yakınlarda hiçbiryerde bir eczane olmadığı için o çantadaki ilaçlara ihtiyacımız var.
I'm sure we'll pass a 24-hour pharmacy at some point.
Eminim bir yerlerde 24 saat açık bir eczane buluruz.
I'm at the pharmacy.
Ben eczanedeyim.
You've reached Dongshin Pharmacy.
Dongshin Eczanesi'ni aradınız.
And we couldn't stay at Pharmacy Town because...
Ayrıca Pharmacytown'da kalamazdık.
Pharmacy Town, about 20 minutes ago.
Pharmacytown. 20 dakika önce.
In the last half hour, 53 new cars joined from the Pharmacy Town junction.
Son yarım saat içinde Pharmacytown kavşağından 53 yeni araç katılmış.
Pharmacy downstairs.
Eczane aşağıda.
They went into the pharmacy.
- Eczaneye girdiler.
Are you sure your doctor didn't send it to another pharmacy?
Doktorunun başka bir eczaneye göndermediğine emin misin?
Drop me off at the pharmacy.
Beni eczaneye bırak.
Has the pharmacy been broken into before?
Eczaneye daha önce hiç zorla girme olmadı mı?
From the pharmacy.
Eczaneden.
Oh, somebody stole a chemical from the pharmacy.
Birisi eczaneden kimyasal bir madde çaldı.
Susan says they ownthe pharmacy on laurel.
Susan, Laurel'da eczaneleri olduğunu söylüyor.
No, you're going to get me the yellow pages and tell me where the nearest pharmacy and gardening store is.
Şimdi bana bir telefon Rehberi bulacaksın, Ve bana en yakın eczane ve Bahçe malzemeleri dükkanı nerede olduğunu Söyleyeceksin.
Ingredients from the local pharmacy mixed with aluminum foil powdered in a coffee grinder will make a serviceable flash grenade that will stun anyone for a good 20 feet.
Eczaneden aldığınız bir kaç Bileşeni, Alüminyum folyo ile Kahve öğütücüsünde karıştırınca, Bir adet ev yapımı Göz yaşartıcı bombanız olur.
There's, um, a pharmacy across the street.
Sokagin karsisinda bir eczane olacakti.
Somebody used one this morning to buy pharmacy supplies. Delivered to a squatter's tenement on skid row.
Birisi kartın biriyle sabahleyin ecza malzemeleri almış gecekondu mahallesindeki bir eve teslim edilmiş.
I want the name of the pharmacy.
Nereden buldun?
Pharmacy.
Hemen!
My kid's got a rash. I gotta go to the pharmacy after this.
Benim çocuk kurdeşen döküyor da.
- Pharmacy Town.
- Pharmacytown.