English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Piccadilly

Piccadilly translate Turkish

164 parallel translation
And piccadilly, with all the shops so near.
Ve Piccadilly'de. Yakınlarında onca mağazayla.
More than 300 beggars are marching towards Piccadilly.
300'den fazla dilenci Piccadilly'ye doğru yürüyor.
Piccadilly!
Piccadilly!
Piccadilly?
Piccadilly mi?
My dear Verloc, I once read a sign in Piccadilly Circus calling it "the centre of the world."
Sevgili Verloc... Zamanında Piccadilly Meydanı'nda dünyanın merkezi yazılı bir tabela görmüştüm.
You leave it in the cloakroom of Piccadilly Circus and Harris picks it up at half past one.
Onu Piccadilly Meydanı'ndaki vestiyere bırakırsın ve Harris de saat 1 : 30'da alır.
You needn't tell your sister that you're going as far as Piccadilly.
Piccadilly'ye kadar gittiğini ablana söylemene gerek yok.
I say, do you think, we'll get to Piccadilly Circus by 1 : 30?
Saat 1 : 30'a kadar Piccadilly Meydanı'na varabilir miyiz?
See you in Piccadilly.
Piccadilly'de görüşürüz.
I wanna be a lady in a flower shop... instead of selling in Piccadilly Circus.
Piccadilly Circus'ta satmak yerine... bir çiçekçi dükkanında leydi olmak istiyom.
Fancy walking into the service club in Piccadilly if the regiment...
Alay yok olursa İngiltere'ye dönmemin anlamı ne?
Well, are you boys going to Piccadilly?
- Lilly'ye mi gidiyorsunuz çocuklar? - Evet efendim.
Removed to Royal Bathers'Club, Piccadilly.
"Piccadilly'deki Kraliyet Yüzme Kulübü'ne taşındı."
She's an M-3 air-cooled job that can cross 200 miles of desert as easy as you'd walk around that Piccadilly Circus of yours.
Hava soğutmalı bir M-3 bu, sizin Piccadilly'de yürüdüğünüz rahatlıkla... çölde tam 300 kilometre yol katedebilir.
Piccadilly?
Piccadilly'de mi?
- "Piccadilly." It's a road, a real one.
- "Piccadilly." Yol bu, gerçek bir yol.
You guys talk about Piccadilly Circus.
Siz Piccadilly Meydanı'ndan bahsediyorsunuz.
Piccadilly Lily.
Piccadilly Lily.
Piccadilly, here I come.
Piccadilly, ben geliyorum.
- Piccadilly?
- Piccadilly mi?
Bill for six shirts from Gieve's, Piccadilly... and receipted bill for a room at the Naval and Military.
Gieve'den aldığı altı gömleğin fişi, Donanma Kulübünde kaldığı odaya ilişkin fatura.
We're not contemplating a stroll down Piccadilly.
Şanzelize'de yürüyüşe çıkmıyoruz ki.
I don't want to do any more trailing after dark in Piccadilly.
Bundan sonra hava karardıktan sonra Piccadilly'de çalışmayalım.
Barrelling down Piccadilly at two miles an hour, black as ink, I stuck my head out of the window and a hand lifted my brand-new homburg off my head.
Bürodan çıkmış saatte 3 km'yle Piccadilly'e yuvarlanırken, tabii etraf... mürekkep gibi koyu, göreyim diye başımı çıkardığımda... bir el gelip New Homburg markalı şapkamı başımdan aldı.
You should have seen Piccadilly Circus.
Piccadilly Sirkini bir görmelisin.
Et goodbye Piccadilly...
Elveda Piccadilly...
I will wear this one... in Piccadilly.
Bunu... Piccadilly'de giyeceğim.
- See you in Piccadilly.
- Piccadilly'de görüşürüz.
Piccadilly Circus.
Piccadilly Circus meydanından.
There was a traffic jam at Piccadilly.
Trafik tıkanıktı.
Bobby Charlton and Martin Peters, and eating lots of chips and fish - and toad in the holes - and Dundee cake on Piccadilly line, don't you know, old chap, and was head of Gestapo for ten years...
Charlton, Peters. Cips ve balık yemek ve deliklerde kurbağa ve Piccadilly hattında Dundee keki. Bilirsiniz.
- Which way did you say Piccadilly was? - Thank you.
- Piccadilly nerede?
Piccadilly, yes, it's just down there.
- Piccadilly aşağıda.
For the first time in this war, Broadway and Piccadilly join hands.
Bu savaşta ilk kez Broadway ve Piccadilly el ele verdi.
The last doctor who warned me about that was crossing Piccadilly, slipped on an orange peel, and was run over by a delivery van from Fortnum and Mason.
Son doktorum portakal kabuğuna basıp kaydı ve bir dağıtım kamyonu ezdi.
Give me picadilly number 9109
Piccadilly 9109 numarayı bağlayın
~ Goodbye, Piccadilly
Hoşçakal Piccadily,
Ah, yes. Piccadilly circus, miniskirt and joe lyons.
Piccadilly Sirki, mini etek ve Joe Lyons.
Bangkok traffic's worse than Piccadilly.
Bangkok'un trafiği Piccadilly'den kötü.
Good-bye, Piccadilly
Güle güle, Piccadilly
I'll trade Whitehall for Piccadilly.
Piccadilly caddesi için Beyazsarayla pazarlık edecem.
I'll give you Piccadilly... 200 cash- - ahhh- a deal under the table...
Sana Piccadilly caddesini vereceğim... 200 nakit - offfff - masanın altında bi anlaşma...
What's a nice girl like you doing trading Piccadilly?
Piccadilly caddesini verdiğin için ne iyi bir kızsın?
Why don't you go and chat in Piccadilly Circus?
Niye Piccadily Meydanı'na gidip orada muhabbet etmiyorsunuz?
Look at me - in a porno theatre in Piccadilly Circus,..... talking to a corpse.
Bana bak Piccadilly Circus da porno filmi izliyor ölülerle konuşuyorum.
Sister Hobbs said there's a disturbance in Piccadilly Circus - some sort of mad dog.
Hobbs kardeş Piccadilly Circus'ta huzuru bozan bir şey, bir çeşit kudurmuş köpek olduğunu söyledi.
The Piccadilly Night Club proudly presents, from America, Red Dick.
Piccadilly Gece Kulübü Amerikan, Red Pipi'yi, gururla sunar.
- Piccadilly, Hyde Park Corner.
- Piccadilly, Hyde Park Corner.
Not 20 miles from Piccadilly.
Piccadilly ile arası 30 km bile yok.
I've got to get to Piccadilly.
Ama Piccadilly'ye gitmem gerekiyor.
- Royal Bathers'Club.
- Piccadilly'deki Royal Yüzme Kulübü'ne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]