English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pierced

Pierced translate Turkish

735 parallel translation
If it had gone any deeper, it would've pierced my heart.
Biraz daha yana saplansaydı kalbim delinecekti.
There is "Poong Do" Hell, where your body is torn and pierced by real sword wind.
Başka bir yerde vücudun gökten yağan kılıçlarla parçalanır.
" the drought of March hath pierced to the root...
" Kırınca Marttan kalan kurağı delip...
But when the knife pierced the heart of the portrait, an extraordinary thing happened.
Ama bıçak portrenin kalbini parçaladığında beklenmedik birşey oldu.
Velvet black and pierced by the most intensely... brilliant stars anyone ever dreamed of.
Yumuşak siyah ve insanın hayal edemeyeceği kadar en parlak yıldızlarla bezenmiş halde.
I pierced the secret of the heart
Oyû'nun kalbindeki gerçeği gördüm.
His haunting voice... pierced... the very depths of my own soul.
Sesi bir hayalet gibi ruhumun derinliklerine işliyordu.
She had the lobe of her right ear only pierced for that.
Yalnızca sağ kulağını deldirmişti bu yüzden.
But why should Joan of Arc have her right ear pierced?
Ama neden Joan of Arc figürünün sağ kulağı delik olsun?
Yet you were careful to show that both her ears had been pierced for them.
İki kulağının da delik olmasına dikkat çekerken dikkatliydiniz yine de.
And anybody who sits around and lets it happen keeps silent about something he knows has happened, shares the guilt of it just as much as the Roman soldier who pierced the flesh of Our Lord to see if He was dead.
Ve her kim bir şey yapmaz, olanlara göz yumar ve bildiklerini söylemez de susarsa, o da işlenen suça ortak olur. Tıpkı öldü mü diye bakmak için... İsa'nın vücudunu mızrağıyla delen Romalı asker gibi.
Oh, sir, they say your lung's pierced.
- Siz... - Efendim ciğerlerinizde sorun var dediler.
Pierced by an outlaw's bullet
Pierced by an outlaw's bullet
On fences, tree-trunks, bridges and city walls we announced with arrow-pierced heart they were going steady but we were too young to see the difference between that and Love
Parmaklıkların, ağaç gövdelerinin, köprülerin surların ve şehirdeki tüm duvarların üstüne, okla yaralanmış kalpler çiziyor ; ve onların oynaştıklarını herkese ilan ediyorduk. Bununla, "aşk" arasındaki farkı göremeyecek kadar gençtik.
"A sword pierced her soul."
"Kılıç ruhunu deldi."
- Pierced ear! - Don't!
- Delik kulaklı.
It may have pierced the gut.
Bağırsağı delmiş olabilir.
Now, I have pierced more than a hundred.
Fransa'nın en büyük Matadoru!
When I placed the ladder, an arrow pierced my neck.
Merdiveni yerleştirdiğimde, bir ok boynumu parçaladı.
To reach towards the rose, only to be pierced by its thorn.
Güle uzanıp ve onu koklayamamak.
Mayor, why don't you go back to your office, take it easy and just see that precious hide of yours don't get pierced by any foreign objects.
Başkan, neden ofisine dönüp sakinleşmiyor ve yabancı bir cismin postunu delip geçmemesi için çabalamıyorsun.
- We pierced the interference locally.
- Müdahaleyi lokal olarak durdurduk.
It was the nightingale, and not the lark, that pierced the fearful hollow of thine ear.
Bülbülün sesiydi, tarla kuşunun değil. ürkek kulaklarının işittiği.
I just noticed he has pierced ears.
Kulaklarının delik olduğunu gördüm.
Pierced ears and piercing eyes.
Delik kulaklar ve delici gözler.
- He has pierced ears.
- Kulakları delik.
I fell among the thorns and didn't die but the thorns pierced my eye and blinded me
ölemedim... Dikenlerin üzerine düşmüşüm. ama dikenler gözlerime batıp beni kör etti
If people place a nice chocky in their mouths They don't want their cheeks pierced.
İnsan ağzına çikolata attığında yanakları delinsin istemez.
I fell in battle, pierced to the heart, and did not die.
Savaşta düştüm, kalbim parçalandı ve ölmedim.
I asked them if the machine-gun bullets pierced the armor.
Makineli tüfek zırhı deliyor mu, diye sordum.
She pierced their veins with rusty nails...
Paslı çivilerle damarlarını deliyormuş...
Then I would surely die with pierced guts
Şüphesiz, bağırsaklarımızdan olurduk efendimiz.
"... which entered the man's left ear, and, having pierced the skull, reappeared through the right. "
Yüksek hızla adamın sol kulağından girmiş... kafatasını parçalamış ve sağ kulaktan geri çıkmış.
When the tires were pierced, soldiers walked alone with the aros.
Bisikletlerin lastikleri patladığında, jant üstünde gitmeyi sürdürdüler.
Several bullets pierced the President's car.
Birkaç mermi Cumhurbaşkanının arabasına isabet etti.
The crown of thorns on his divine head, his face cov ered with spit, his body trampled... And then... crucified like a thief, his side pierced with a spear, left all alone.
O'nun ilahi başına dikenli taç kondu, yüzü tükürükle kaplandı, vücudu ayaklar altında çiğnendi... ve sonra... bir hırsız gibi çarmıha gerildi, bir mızrakla göğsü delindi, herkes onu terketti.
- Her eyes pierced with light, dead.
- Gözleri ışıkla delinmişti, ölü.
Was it as if you were pierced a thousand times? Yes.
Yüzlerce defa delinmek nasıl bir his?
a vulture. Its heart is pierced by an arrow, yet it continues to fly.
Kalbi bir okla delinmiş, yine de uçuyor.
It's like a vulture pierced by an arrow, yet it continues to fly.
Akbaba gibidir sırtına ok saplansa da, uçmaya devam eder.
If we can break through, it will demonstrate to Washington... that this blockade can be pierced... if you have the daring for it.
Eğer başarabilirsek, Washington'a cesaret edildiği takdirde bu kuşatmanın delinebileceğini göstermiş olacağız.
I swear that this broken sword,... will be pierced through your throat.
Yeminlen, bu kırık kılıcı... boğazına geçiririm.
Have I not pierced you?
Seni kesemez miyim?
Just pierced them for me last night, that's how I won'em.
Onları geçen gece benim için deldi... öyle kazandım.
Had I wished, I could've pierced this arrow through you.
İsteseydim bu ok direğe değil size saplanırdı
Had I wished, I could've pierced your own arrow in you.
İsteseydim bu ok direğe değil size saplanırdı
Thanks a lot, God that you've pierced my heart.
Elhemdüllilah ya Rabbim
The belly is pierced!
Kasığın kesildi!
And have you heard about how many throats I've pierced with this halberd?
Peki sen bu kargının... Kaç boğaz deştiğini duymuş muydun?
Great! For this, I got my ears pierced!
Harika, bunun için kulaklarımı deldireceğim!
Mystery pierced, the temple desecrated.
Gizemin ihlal ediliyor, tapınağına saygısızlık ediliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]