Pilar translate Turkish
651 parallel translation
I'm Pilar Herrera.
Ben Pilar Herrera.
Pilar, is it?
Pilar'dı, değil mi?
Pilar?
Pilar.
So, Tommy, tell Pilar how you're feeling.
Tommy, Pilar'a nasıl hissettiğini söyle.
Many of the prisoners were caught again, but they saved me. They and Pilar.
Tutukluların çoğu tekrar yakalandı, beni onlar kurtardı, onlar ve Pilar.
Pablo's woman, Pilar.
Pablo'nun karısı. Pilar.
But, Pilar, she is something barbarous!
Fakat Pilar gerçekten çok barbar.
I was telling this comrade what a kind woman you are, Pilar.
Bu yoldaşa senin ne kadar iyi kalpli olduğunu söylüyordum, Pilar.
I go, Pilar.
Peki, peki gidiyorum.
Pilar!
Pilar!
The same, Pilar.
Ben de, Pilar.
I heard Pilar say it.
Bunu bana Pilar söylemişti.
And turn Pilar against me?
Pilar'ı kendime düşman yapmak istemem.
I'm going with Pilar to El Sordo.
Ben Pilar'la El Sordo'ya gidiyorum.
Is there food, Pilar?
Yiyecek bir şey var mı, Pilar?
A man like me is never alarmed by rumors, Pilar.
Söylentiler benim gibi birini pek telaşa düşürmez, Pilar.
But the last two, Pilar, are only rumors.
Fakat son ikisi sadece birer dedikodu, Pilar.
- Let's go, Pilar.
- Haydi gidelim, Pilar.
- Very well, Pilar.
- Tamam, Pilar, merak etme.
Hola, Pilar!
Selam, Pilar!
He's always talking, Pilar, how he carried the girl from the train.
Devamlı, bu kızı nasıl trenden buraya kadar getirdiğini anlatır.
Don't mock, Pilar.
Dalga geçme, Pilar!
Don't be so brutal, Pilar!
O kadar zalim olma, Pilar!
Rest, Pilar!
Dinlen, Pilar.
Pilar, wait!
Pilar, bekle!
- Pilar!
- Pilar!
Pilar knows it.
Pilar bunu biliyor.
Look, Pilar!
Baksana, Pilar!
How do you like it, Pilar?
Hoşuna gitti mi, Pilar?
Pilar, bring me something hot to eat!
Pilar, bana yiyecek bir şey getir!
Pilar had nothing to do with it.
Pilar'ın bu işle bir ilgisi yok.
Pilar?
Pilar?
What do you say, Pilar?
Sen ne diyorsun, Pilar?
Pilar, tell him that El Sordo will lead us.
Pilar, ona El Sordo'nun yol göstereceğini söyle.
Pilar, I haven't been allowed to finish yet.
Pilar, sözümü bitirmeme izin vermedin.
The hat fell from his head and Pablo said, "Pilar, he's polite. He takes off his hat for a woman like you!"
Şapkası başından düşünce Pablo "Pilar bu çok nazik", senin gibi bir kadının önünde şapkasını çıkartıyor " dedi.
" Pilar, that's bad taste.
" Pilar, o şapkayı takmak hoş değil.
"What bothers Pilar?", they asked me.
"Neyin var, Pilar?" diye sordular.
I cannot desert Pilar and my people.
Pilar'ı ve adamlarımı yüzüstü bırakamam.
- No trick, Pilar.
- Dalavere değil, Pilar.
Go back. Tell Pilar to pack.
Pilar eşyaları toplasın.
What could Pilar do?
Onun elinden ne gelirdi ki?
Hola, Pilar.
Merhaba, Pilar.
Salud, Pilar.
Selam, Pilar!
No food, Pilar?
Yemek yok mu?
Where have you been?
Nerdeydin, Pilar?
- Get back in the cave. Pilar, get everything ready for the bridge. And get some sleep.
- Mağaraya git, Pilar, köprü için her şeyi hazırla ve sonra da uyu biraz.
Was this your idea or Pilar's?
Senin mi, yoks Pilar'ın mı fikri?
But Pilar told me to come.
Fakat, Pilar da yapmamı söyledi.
Pilar told me that I'm to go with you, after the bridge.
Pilar bana, bu köprü işinden sonra beni birlikte
Pilar.
Pilar.