English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pillage

Pillage translate Turkish

138 parallel translation
Hang, pillage, sack them.
Asın, talan edin, sepetleyin.
I didn't bring you here to pillage like barbarians.
Sizi buraya barbarlar gibi yağma yapmanız için getirmedim.
The crops will be shorter than ever, and the desert tribes will burn and pillage.
Bitkiler her zamankinden daha kısa olacak, ve çöl kabileleri yakacak ve talan edecek.
How do you know they'll pillage?
Nasıl talan edeceklerini biliyor musun?
Neither does he. Men do not easily forget years of slaughter and burning and pillage, and deep and bitter hatreds.
İnsanoğlu katliam yıllarını, yakıp yağmalamayı derin kin ve düşmanlıkları kolay kolay unutmaz.
Or we'll take the girl and pillage the church!
Yoksa kızı alıp, kiliseyi talan edeceğiz.
Meanwhile you deny that your own troops committed rape and pillage against the Japanese... even though it would not harm the prestige of the Red Army.
Bu Kızıl Ordu'nun itibarını zedelemeyecek olsa bile siz de birliklerinizin Japonların ırzına geçip mallarını talan ettiğinizi inkâr ediyorsunuz.
Rape, murder, pillage thousands, millions of human beings.
Binlerce, milyonlarca insana tecavüz et, öldür, yağmala.
Commit murder and pillage.
Cinayet ve yağmacılık. Yazıyo!
Torture and pillage.
İşkence ve yağma.
They wanted to pillage the ship!
Gemiyi yağmalamak istiyorlar.
they are ready to kill and pillage on his behalf.
Öldüklerinde dudaklarında onun adı olacak. Onun adına öldürüp.
'This Norman war lord was charged to impose the Duke's will on his vassals'and to protect their settlements from Frisian raiders'who crossed the waters to plunder and pillage.'
dükün vassalları üzerindeki hakimiyetini pekiştirmek..... ve topraklarını denizden gelen Frizyalı yağmacılara karşı..... korumaktı.
They pillage by day and hide at night
Gündüz soyup gece saklanıyorlar.
Insured for $ 1.000.000 against all risks including flood, earthquake, thunderbolt, falling aircraft, loot, sack, pillage military or civil commotion, fire, structural collapse of buildings and, of course, larceny or theft.
Su baskını, deprem, yıldırım düşmesi, uçak kazası, yağmalanma, talan, askeri veya sivil ayaklanma, yangın, bina çökmesi, ve tabi ki soygun ve hırsızlık gibi tüm risklere karşı 1,000,000 $ değerinde sigorta yaptırmış olacaksınız.
Haagbard etheldronga and his viking hordes Are currently appearing in grin and pillage it At the jodrell theatre, colwyn bay.
Haagbard Etheldronga ve Viking ekibi şu anda Jodrell Tiyatrosu'nda Sırıt ve Yağmala'da oynuyor.
The ships German would pillage the English merchant fleet that it supplied to the country most of its suppliments and raw materials as well as all the fuel.
Alman gemileri, İngiltere'nin yiyecek ve hammadde ihtiyacının çoğunu ve petrol ihtiyacının tamamını karşılayan ticaret gemilerine saldırdı.
If these men are spared, more will come... in armed hordes... to pillage and profane our sacred land.
Bu adamlar bağışlanırsa, daha fazlası gelecektir. Hem de silahlı olarak. Ve topraklarımızı yağmalayacaklardır.
is named King of Sexual Awareness Week, and is allowed to rape and pillage the neighboring towns until camp ends.
Elbette ki kazanan, Haftanın "Cinselliğinin Farkına Varma" birincisi olacak. ve kamp bitene kadar komşu ülkelerdeki kızlara tecavüz etme hakkına sahip olacak.
This war introduced organized pillage to keep armies in the field.
Yağma vaadiyle orduları savaş alanında tutabilmek üzere planlanmıştı.
Rather than pillage poor Mother Russia, pity her!
Zavallı Rusya Ana'yı yağmalamayı bırakın, ona acıyın!
Only those mobile enough to scavenge brutal enough to pillage would survive.
Yalnızca çöpçülük edecek kadar hareketli yamalayacak kadar vahşi olanlar hayatta kalabiliyordu.
Whereas Hell, on the other hand, is for people who like the other sorts of things - adultery, pillage, torture... those areas.
Halbuki, diğer taraftan Cehennem, zina, talan, işkence gibi şeylerden hoşlanan türde insanlar için bir yerdir.
Adultery, pillage - through all eternity?
Zina, talan... sonsuzluğa kadar mı?
Wessex, while they're away, take 10,000 troops and pillage Geneva.
Wessex, hazır İsviçreliler uzaktalarken 10,000 asker topla ve Cenevre'yi yağmala.
What happened to "we rape, we pillage"?
Ne olacak "tecavüz mü edeceğiz, ganimet mi"?
The fierce, fighting O'Flahertys... would pile down from the Knockmealdown Mountains... and pillage and rape women and children.
Azılı O'Flaherty savaşçıları karşımızdaki Knockmealdown Dağları'nda kadın ve çocukları yağmalayıp tecavüz etmişler.
We toil and labour, we loot and pillage, rape and kill... and yet.
Çalışıyoruz, yoruluyoruz, yağma ve talan ediyoruz, tecavüz edip öldürüyoruz.
Pillage will be punished by the whip. Rape, by the sword.
Yağmanın cezası kırbaç, tecavüzün cezası ise kılıç olacaktır.
Let's pillage.
Hadi yağmalayalım.
I want you to loot, pillage, plunder, and steal.
Yağmalayacak, talan edecek, çapulculuk yapacak ve çalacaksınız.
Pillage is formally prohibited. - You don't know anything!
- Sen de bir şey bilmiyorsun!
I ski, I fish I pillage, I plunder.
Kayarım, balık avlarım, yağmalar ve talan ederim.
- You pillage and plunder?
- Yağmalar ve talan mı edersin?
We proud Bundys three will guard against those who will pillage and plunder and joyride in the Dodge.
Gururlu üç Bundy, Dodge'ı yağmalayacak, soyacak ve çalıp gezecek kişilere karşı arabayı koruyacak.
The time has now come for us to cherish our green inheritance, not to pillage it.
Zaman, yeşil mirasımızı yağmalama değil el üstünde tutma zamanı.
Whatever they could not pillage, they destroyed.
Yağmalayamadıklarını yok ettiler.
We'd plunder and pillage and ransack a village
Bir köyü yağmalar ve altını üstüne getirirdik
You pillage this city under my flag, using'my name. My name!
Benim bayrağım altında, benim adımı kullanarak bu şehri soydun.
And, Peter, we cannot let the Vikings pillage our thunder.
Vikingler'in zaferimizi elimizden almalarına izin veremeyiz.
You know, It always struck me as rather odd that a man can be glorified for pillage and murder.
Bilirsin, hiç bir zaman insanoğlunun yağma ve cinayetle onur kazanmasını anlayamadım.
Thy sons make pillage of her chastity and wash their hands in Bassianus'blood.
Oğulların iffetini yağmalayacak. Ellerini Basssianus'un kanıyla yıkayacak.
It wouldn't be time to rape and pillage, would it?
Irza geçmeye ve yağmalamaya zaman yok değil mi?
No, I think perhaps we won't help the angry spirit with his rape and pillage and murder.
Hayır, tecavüz, yağma ve cinayet peşinde koşan kızgın ruha yardım etmesek daha iyi.
I warn you, if Drakul is permitted to pillage at will. Every village, outpost and settlement will be destroyed, including this rather tasteless hodgepodge of timber and thatch.
Sizi uyarıyorum, Drakul'un istediği gibi talan etmesine izin verilirse her köy, taşra ve yerleşim yeri yok olacak bu kereste ve saman karışımı oldukça yavan şey de dahil.
If we pull legions from the west, the Goths will pillage us instead.
Eğer batıdan askerlerimizi çekersek, Gotlar bizi talan eder.
I will pillage your lands and dwellings.
Tarlalarınızı ve evlerinizi talan edeceğim!
Xena... You're always looking for green pastures to rape and pillage.
Zeyna, daima yeşil otlakları yağmalayıp zorla alıyorsun.
It's a cover, or a decoy as they call it nowadays, that allows the big companies to exploit and pillage - there's no other word for it - the raw materials.
Ve bu şirketlerin ham maddeleri yağmalamaları için.
Rape and pillage.
Tecavüz ve yağmacılık bu.
She ought to be imprisoned To stop this pillage
Onu hapse koymak gerekir,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]