English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pindar

Pindar translate Turkish

78 parallel translation
Here's Mr. Pindar.
İşte Bay Pindar.
Excuse me, but Pindar has always been so badly translated.
Özür dilerim. Ama Pindar öylesine kötü çevrilmiş ki.
Not that I care, but who's this guy Pindar?
Sana hiç sormamıştım. Çünkü aslında umurumda bile değildi. Ama nedir bu Pindar, Allah aşkına?
But Pindar means more to me than anything...
Ama Pindar benim için her şeyden daha önemli.
Pindar is the greatest Greek poet.
Pindar en büyük Yunan şairidir.
You and your map, you're as crazy as him and his Pindar.
Sana bir şey söyleyeyim mi? Sen de haritanda da en az şu Pindar kadar kaçıksınız.
Poor old Pindar!
Zavallı yaşlı Pindar!
I loitered, Pindar in hand, neath the columns of Corinth.
Elimde Pindarus'un şiirleri, Korintos sütunları arasında dolaştım.
Pindar and I haven't gotten paid in three weeks.
Pindar ve ben son üç haftadır maaş alamadık.
And I'm Pindar Singh.
Ben de Pindar Singh.
Pindar's writing a brief that's due tomorrow, but we expect he'll be starting in the office very soon.
Pindar yarın son günü olan bir dava özeti hazırlıyor ama en kısa sürede ofiste çalışmasını bekliyoruz.
"Backdraft," Pindar!
Dön arkanı Pindar!
Seems that someone forgot to shut off the video conferencing to Pindar last night.
Anlaşılan biri dün gece Pindar ile yapılan görüntülü konuşma penceresini kapatmayı unutmuş.
- Pindar saw everything. - Is that right?
- Pindar her şeyi gördü.
Well, that's interesting, because I heard that Pindar doesn't get out much. And - - and you can't testify as to what Pindar heard, because that would be hearsay.
Bak bu çok ilginç çünkü onun çok fazla dışarı çıkmadığını duymuştum ve sen de Pindar'ın duydukları ile tanıklık yapamazsın çünkü bu kulaktan dolma bilgi olur.
You count on Pindar being there.
Pindar'ın orada olacağına emin olabilirsin.
I need 3-D Pindar in court today!
Bana bu gün mahkemede 3 boyutlu Pindar lazım!
Look, Pindar, you can still do this.
Bak, Pindar bunu hala yapabilirsin.
Pindar, Jared and Peter took a chance with us.
Pindar, Jared ve Peter bize bir şans verdi.
Pindar, we both owe them. But today they needed you.
Pindar, ikimiz de onlara borçluyuz ama bu gün onların sana ihtiyacı var.
Really? But it was Pindar, and, well, he's...
Ama tanık Pindar ve o...
My name is Pindar Singh.
Benim adım Pindar Singh.
- Pindar!
- Pindar!
I want to hear what Pindar has to say.
Ben Pindar'ın ne söyleyeceğini duymak istiyorum.
I'd better check on Pindar.
Gidip Pindar'a baksam iyi olacak.
Carmen and Pindar, choose!
Carmen ve Pindar, seçin!
We shouldn't have had Pindar cobble together that lame grid.
Pindar'ın sistemi berbat bir şekilde tamir etmesini hatırlıyor musun?
Pindar's agrees with me.
Pindar benimle aynı fikirde.
No, Pindar's with me, homey.
Hayır, Pindar benimle dostum.
Pindar, can you tell Mr. Franklin that I'm using this time as restitution for using my moves in court?
Pindar, Bay Franklin'e söyler misin? Mahkemede benim hareketlerimi kullanması karşılığında ben burayı aldım.
Okay, Pindar, you're starting to scare me.
Pindar, beni korkutmaya başlıyorsun.
Pindar, you're killin'me, okay?
Pindar, beni öldürüyorsun.
Someone's been avoiding me, and it's not your friend Pindar, who's shown me his entire set of "Lord of the Rings" collectibles.
Biri benden kaçıyor. Ve o kişi, bana bütün "Yüzüklerin Efendisi" koleksiyonunu gösteren Pindar değil.
Took Pindar's genitals back to their spaceship for research.
Pindar'ın cinsel bölgesini araştırmak için gemilerine götürdüler.
I left my purse in Pindar's room last night.
Dün gece çantamı Pindar'ın odasına bırakmıştım.
Pindar. Oh, I think this is the first time I've seen you not on a flat screen or a laptop.
Sanırım seni ilk defa, ekran haricinde bir yerde görüyorum.
Pindar, sit down.
Pindar, otur yerine.
Pindar, you doing okay?
Pindar, sen iyi misin?
Okay, so we use Pindar to help sign her, and then we hip-check bubble boy into the boards.
Önce bizim şirketi kabul etmesi için Pindar'ı kullanır,.. ... arkasından da o hastalık hastasını yine rafa kaldırırız.
Are you familiar with minders, finders, and grinders, Pindar?
Bakıcı, bulucu ve gündelikçi nedir, bilir misin Pindar?
Pindar, tell the truth.
Pindar, gerçeği söyle.
If you can't close Pindar, how are you gonna - -
Pindar'ı ikna edemediysen kim bilir nasıl- -
I look forward to meeting you, Pindar, in person.
Seninle tanışmaya can atıyorum, Pindar.
Actually, you should know that Pindar's not gonna be part of the traveling team.
Pindar seyahat ekibimize katılamayacak ne yazık ki.
I'll come to you, Pindar.
Ben seni ziyaret edeceğim, Pindar.
Yes, Pindar has roommates, and so he's not entirely responsible for the condition of his home.
Evet, Pindar'ın ev arkadaşları olduğu için, evin durumundan tek başına sorumlu olduğu pek söylenemez.
I will consider it, if we can keep Carmen and Pindar on and we still get to keep doing the same cases that made Franklin Bash famous.
Düşüneceğim. Carmen ve Pindar'la beraber çalışmayı ve Franklin ve Bash'i ünlü yapan davalara benzer davalar almayı ve bir de 75 model bir Bronco istiyorum.
Come on, Pindar.
Hadi Pindar.
Come in!
Pindar nerede?
Where's Pindar? Hey! Our favorite defendants.
Favori tanıklarımız!
Pindar!
Pindar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]