English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pitted

Pitted translate Turkish

131 parallel translation
And in the cold light of dawn came back to their shell-pitted refuge.
Karanlıkla geliyorlardı ve karanlıkta kayboluyorlardı...
I'm very anxious to call your attention to the investment possibilities of our new subdivision, Pitted Hills.
Yeni alt şirketimiz, Pitted Hills'in yeni yatırım olanaklarına hararetle dikkatinizi çekmek isterim.
Our deepest, greatest fears... are being dug up from our subconscious... by whatever the power is out there, and pitted against us.
En derin, büyük korkular... bizim biliçaltımızdan kaynaklanıyor... dış güçler tarafından bize yönlendirliyor.
Burnt, pitted...
- Yanmış. Parçalanmış.
We suggest you, alone, pitted against three contestants of our choosing.
Bizim seçeceğimiz üç yarışmacıya karşı, tek başınıza yer almanızı öneriyoruz.
One was pitted against equals.
Denkleriyle gücünü ölçen insan.
Return these books to their shelves, because if there's one thing you should have discovered in your studies, it is that the intelligence of man is pathetically inadequate when pitted against the forces of the unknown.
O kitapları raflara geri koy çünkü çalışmalarında keşfettiğin bir şey varsa o da insanoğlunun zekasının bilinmeyen güçlerle olan savaşında üzücü bir şekilde yetersizdir olduğudur.
( Vaughan-Thomas ) They came over a moon landscape, pitted, wrecked tanks, abandoned Jeeps along the road, and I still to this day don't understand the German tactics.
Kraterlerle dolu oyuk zemine geldiler, tanklar enkaz halindeydi yol boyunca terkedilmiş jipler vardı ve ben hala o günkü Alman taktiklerini anlayabilmiş değilim.
Time you got pitted anyway.
Boy ölçüşmenin vakti geldi.
When fantasy is pitted against reality... it is reality that prevails.
ne zaman hayal gerçekle karşı karşıya gelir... gerçekler her zaman galip gelir
"Women pitted against each other in a display of servitude."
Kamuoyu önünde kadınların bir kölelik..... gösterisinde karşı karşıya getirilmesi.
The surface looks badly pitted.
Yüzeyi iyice harap olmuş.
Weathered pitted slabs of granite.
Yıpranmış çekirdeksiz granit döşeme.
They've pitted it against the sun.
Güneşe meydan okuyorlar.
You see it's all pitted from sand just like the bullet they took out of Munro.
Şuna baksana... Kum çizikleri var. Cesetten çıkan kurşunda da vardı.
I pitted mine against the other killer dogs.
Benimki diğer katil köpeklere karşı koydu.
Covertly, methodically, I pitted banks and judges against him.
Gizlice ve metotlu olarak, bankalar ile yargıçları onunla karşı karşıya getirdim.
If she crosses the threshold into the human realm, our star becomes nothing more than a pitted lump of metallic rock.
İnsanların ülkesine açılan o eşiği geçerse, yıldızımız sıradan bir taş parçasından öte bir şey olmayacak.
I'm fixing you a breakfast drink with fresh fruit, yoghurt, carob, pitted prunes.
Size taze meyve, yoğurt, keçiboynuzu ve erik karışımı bir kahvaltı içeceği yapacağım.
Do you get pitted by the end of the day?
Günün sonunda koltuk altların terlemiş oluyor mu?
i pitted them against each other, but not until they set aside their differences did i see the true power they all shared deep inside.
Onları birbirlerine düşürdüm ama farklılıklarını bir kenara bırakana kadar, hepsinin içinde taşıdıkları gerçek gücü farkedemedim.
I sweat too. If he's in my office for two minutes, I get pitted.
Bugün iki dakikalığına iş yerime geldi ve koltuk altlarım terledi.
You know, I sure hate to see children pitted against their own parents.
Biliyor musun, kesinlikle çocukların kendi ailelerine karşı gelmelerinden nefret ediyorum.
You've pitted slayer against slayer in a dangerous charade that could have gotten them both killed.
Avcıyı avcıyla karşılaştırdın. Bu saçmalık ikisinin de ölümüne neden olabilirdi.
And we'll just think of it as man pitted against the forces of nature.
Doğanın gücüne karşı gelen insanın mücadelesi bu kadar olur.
It's patriarch and son pitted against each other... in a battle of skill and dexterity.
Baba ve oğul yetenek savaşında birbiriyle yarışacak.
Remember at that party when you kept insisting that pitted cherries means they have pits in them?
Çekirdeksiz kirazların içlerinin oyulduğu konusunda ısrar edip durduğun partiyi hatırlıyor musun?
Well, they should call them de-pitted. It's confusing.
Onlar da oyulmamış deselerdi o zaman.
Like Don Quixote, she pitted herself against the grinding windmill of all life's miseries.
Bir Don Kişot kararlılığıyla tüm umutsuzluğun kaynağı olan değirmene saldıracaktı.
Determined to fight, Monroe pitted sexuality, power and fame against the studio with a storm of publicity.
Savaşmaya karar veren Monroe büyük bir basın kampanyasıyla cinselliğini gücünü ve ününü şirkete karşı seferber etti.
You pitted me against the Slayer.
Beni avcının karşısına diktiniz.
I find if I wear too much while I work, I get all pitted.
Eğer çalışırken çok giysim varsa, domuz gibi terliyorum.
Our scans show that the asteroid is pitted with impact craters and fissures.
Taramalarımız göktaşının kraterler ve çatlaklar ile oyulduğunu gösteriyor.
A classic story of the little guy pitted against the corporate giant.
Dev şirkete karşı duran küçük adamın klasik hikayesi.
It shows how the depletion of our natural resources has pitted our small farmers against each other.
Doğal kaynaklarımızdaki azalmanın köylüleri nasıl birbirine düşürdüğünü anlatılıyor.
Pitted us against each other, and we played in your Cain and Abel fantasy.
Bizi birbirimize düşürdün ve biz de senin bu fantezinde rol aldık.
- ( YVAN PANTS ) It's a little bit pitted.
Bu bir nebze çukura batmış.
Pitted against Eisenhower is Field Marshal Erwin Rommel.
Pitted Eisenhower'ın karşısında Mareşal Erwin Rommel vardı.
He pitted us against each other so I'd be too busy to notice. Well, you know what?
Bize yine sidik yarıştırtıyor ve bunu fark edemeyecek kadar yoğundum.
And in Tree Hill, North Carolina, the local high school basketball team, the Ravens, began their season with a bench-clearing brawl, which wouldn't be that noteworthy except this brawl pitted the Ravens against the Ravens.
Tree Hill, Kuzey Carolina'da yerel lise basketbol takımı "Kuzgunlar", yeni sezona oyuncular arasındaki bir kavgayla başladı. Bu kavgayı dikkate değer kılan, "Kuzgunlar" ın kendi oyuncularını karşı karşıya getiriyor olması.
For good to be pitted against evil, you have to have evil, don't you?
Şeytan yerine koymak için uygun. Bir şeytanın olması gerek, değil mi?
The Zombie Wars- - mankind pitted against legions of the undead.
Zombi Savaşları! İnsanoğlu, kalabalık zombi topluluklarıyla karşı karşıya kaldı.
Rocks pitted on the north face.
Kuzey yamaç kayalık.
Right femur is pitted and brittle.
Sağ uyluk kemiği çukurcuklarla dolu ve kırılgan.
The inside of Larry's skull is pitted, which I had always attributed to the effects of the lye.
Larry'nin kafatasının içi çukur çukurdu, bunu hep kostiğin etkisine bağlamıştım.
World champ George Foreman is pitted against Muhammad Ali.
Dünya şampiyonu George Foreman Muhammad Ali'ye karşı.
It was a war which pitted the traditional Roman gods against the dynamic new Christian faith.
Bu, geleneksel Roma Tanrılarıyla yeni hıristiyan inancı arasındaki mücadeleydi.
I heard your agents are pitted against each other.
Ajanların birbirine girmiş.
If he hadn't pitted us all against each other...
- Eğer bizi birbirimize düşürmeseydi...
Hull surface is pitted with meteor scars.
Gemi yüzeyinde meteor izleri var. Ancak, tarayıcılar bir isim vermiş.
I don't see a guy twice if I don't get pitted.
Tüm sınav bundan ibarettir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]