Platypus translate Turkish
97 parallel translation
That looks like a platypus walking in space... or a pterodactyl flying under the sea.
Daha çok boşlukta yürüyen bir ornitorenke ya da... denizin altında yüzen bir pterodactyle benziyor.
But it's no hoax, it's a platypus.
Ama bu aldatmaca değil, bir platipus.
The platypus is the most extraordinary mixture of different animals.
Platipus, farklı canlıların en sıra dışı karışımından oluşur.
At first sight the platypus looks like a regular mammal.
Platipus ilk bakışta sıradan bir memeli gibi gözükür.
The platypus, which has poor eyesight, uses it to find its food : crayfish and other water-living creatures.
Görme yetisi kötü olan platipus, gagasını kerevit ve suda yaşayan başka canlılar gibi yiyecekleri bulmak için kullanır.
It's this that links the platypus with the reptiles, this that entitles it to be regarded as the most primitive living mammal.
Platipusu sürüngenlere bağlayan onun yaşayan en ilkel memeli olarak görülmesini sağlayan şey budur.
But, and this is what makes it doubly paradoxical, when the egg hatches, the young platypus is not left to find food by itself, like reptile babies are, but is provided with food by the mother.
Ama paradoksu iki kat arttıran şey şudur ki yumurtalar çatladığında yavru platipus, sürüngen yavrularının aksine kendi yemeğini bulması için yalnız bırakılmaz ve annesi tarafından beslenir.
The platypus, like all mammals, has in its skin, as a mechanism for dealing with overheating, sweat glands.
Bütün memeliler gibi platipus da derisinde aşırı ısınmaya karşı kullanmak üzere ter bezlerine sahiptir.
It too, like the platypus, lives in Australia, and it too lays eggs, but the female doesn't deposit them in a nest, she carries them around with her.
O da platipus gibi Avustralya'da yaşar ve o da yumurtlar ama dişi onları bir yuvada bırakmaz, yanında taşır.
The long snout, like the platypus'bill, is, in evolutionary terms, a recent acquisition, a specialised tool for food-gathering.
Platipusun gagası gibi ekidnenin uzun burnu da evrimsel anlamda son dönemlere ait bir kazanımdır ve yiyecek toplamada uzmanlaşmış bir araçtır.
The platypus and the echidna are isolated oddities.
Platipus ve ekidne izole olmuş tuhaf canlılardır.
The primitive ones incubated their eggs, as the platypus does today.
İlkel olanlar, bugün platipusun yaptığı gibi yumurtalarının üzerinde kuluçkaya yattı.
It's a commonly held belief that marsupials are very primitive, backward mammals, scarcely an improvement, if any, on those early egg-layers, the echidna and the platypus.
Eski bir yaygın görüşe göre keseliler ilkel ve geri kalmış memelilerdi ve ekidna ve platipus gibi yumurtlayan ilk memelilerden pek fazla gelişmiş değillerdi.
The female doesn't lay a shelled egg, like a platypus, nor give birth to a partially developed little worm, like a kangaroo.
Dişi, platipus gibi yumurtlamaz veya kanguru gibi kısmen gelişmiş ufak bir solucan doğurmaz.
Joanna, I give you platypus eggs, I give you snake eggs, why, I'll even give you eagle eggs, but I want you to stay away from my...
Sana kuş yumurtası veriyorum, yılan yumurtası veriyorum. Kartal yumurtalarımdan ne istiyorsun? Onlardan uzak durmanı istiyorum...
A double-spotted platypus.
Bir çift çizgili ornitorenk!
Do the platypus.
Şu dudakları uzat bakalım.
I thought... duck-billed platypus... but it doesn't go, "Cheep, cheep, cheep".
Sanırım cevap ördek olmalı. Fakat onlar "Cik cik cik" demezler.
A duck-billed platypus goes...
Bir ördek "Vak vak vak" der.
- He made Kenny a duck-billed platypus!
Kenny'i bir ördeğe çevirdi.
But I'm changing that to Yellow Mega Man since Kenny was turned into a duck-billed platypus.
Wendy sen bunu getirecektin, Kenny ördeğe dönüştüğü için seninkini Sarı MegaMan yapıyorum.
I apologize for that and turning your friend into a platypus.
Oyun bahçenizi yaktığım ve arkadaşınızı ördeğe çevirdiğim için özür dilerim.
A rare duck-billed platypus! It's coming right for us!
Ned, bak nadir görülen bir ördek bize doğru geliyor!
is it possible for, say, a flat-billed platypus to help a green-eyed cockatoo cross the street?
Acaba bir ortinorengin yeşil gözlü bir tepeli papağanı karşıdan karşıya geçirmesi mümkün mü?
So, what is it that separates you and me from the goldfish, the butterfly, the flat-billed platypus?
Seni ve beni Japon balığından ayıran şey nedir, kelebekten, ornitorenkten?
- He made Kenny a duck-billed platypus!
- Kenny'i ördek gagalı bir ornitorenge dönüştürdü?
But I'm changing that to Yellow Mega Man since Kenny was turned into a duck-billed platypus.
Sarı Mega Man'in durumu Kenny, gagalı bir ornitorenge dönüştükten sonra değişti.
I apologize for that and turning your friend into a platypus.
Arkadaşınızı bir ornitorenge dönüştürdüğüm için özür dilerim.
A rare duck-billed platypus!
Nadir bulunan bir ördek gagalı ornitorenk!
Well, there's always the thing that brings warmth to my heart and that is duckbill platypus.
Aslında benim her zaman sevdiğim ve beni güldüren taklidini yapabilirsin.
Why, you - You made them cancel Platypus ManI
Sen! Platypus Adam'ı senin yüzünden yayından kaldırdılar!
The Platypus suckles its young like a mammal yet lays egg like a lizard
Gagalı memeli yavrusunu bir memeli gibi emziriyor. Buna rağmen, bir kertenkele gibi yumurtlar.
The Platypus though has survived for 120 million years
Yine de, gagalı memeli 120 milyon yıldır hayatta kalmayı başardı.
The nearest surviving relative of the Platypus is the Echidna
Gagalı memelinin hayatta kalan en yakın akrabası ekidinadır.
Unlike the Platypus the Echidna moved out of the cool forests and now ranges across the whole continent
Gagalı memelinin aksine, ekidina serin ormandan çıktı ve artık tüm kıtaya yayıldı.
It's real, it's alive, it's a platypus.
Gerçek, yaşıyor ve o bir ornitorenk.
Like the echidna, the platypus feeds on small invertebrates, but it looks for them under water.
Ornitorenk, tıpkı ekidna gibi, minik omurgasızlarla beslenir ancak onları su altında arar.
There were few mammals on Earth 100 million years ago when the first platypus appeared.
100 milyon yıI önce ilk ornitorenk ortaya çıktığında dünyamızda çok az memeli vardı.
As the platypus grubs around on the river bed, it attracts fish, which the cormorant snaps up.
Ornitorenk nehir yatağında karnını doyururken balıkları da bölgeye çeker ve bunları karabataklar kapar.
The platypus has had enough.
Ornitorenk yeterince beslendi.
No one had succeeded in breeding platypus in captivity until very recently, and certainly no one at all had seen inside an occupied platypus's nest, until now.
Çok kısa bir süre önceye kadar kimse ornitorenklerin doğal ortamları dışında üremesini sağlayamadı. Ve şu ana kadar hiç kimse kullanılmakta olan bir ornitorenk yuvasını kamerayla çekemedi.
The platypus and the echidna are the only mammals alive today that lay eggs,
Ornitorenk ve Ekidna günümüzde yumurtlayan tek memeliler.
This is the skull of an extinct platypus, about 15 million years old.
Bu, nesli tükenmiş bir ornitorenk türünün kafatası. 15 milyon yaşında.
It's been called Obdurodon, which means "enduring tooth", because, unlike today's platypus, which has no teeth, this one still has them.
Adı obdurodon. "Dayanıklı diş" anlamına geliyor. Çünkü dişi olmayan günümüz ornitorenginin aksine bunun dişleri vardı.
Obdurodon, like the platypus, would swim in the pools.
Obdurodon, ornitorenk gibi göletlerde yüzüyor olurdu.
They differ from the platypus and echidna in reproduction.
Üreme konusunda ornitorenk ve ekidnadan farklılaştılar.
Under water, it swims with its eyes shut, like the platypus, and hunts entirely by feel.
Su altında tıpkı ornitorenk gibi gözleri kapalı yüzer ve sadece dokunma duyusuyla avlanır.
And my other friend, the platypus.
Ve diğer arkadaşım, platypus.
Why do I gotta be the platypus?
Neden ben platypus oluyorum?
Do the platypus for me.
Şu dudakları uzat bakalım.
Someone's being attacked by a platypus bear!
Biri pilatipus ayısı * tarafından saldırıya uğruyor!