Please don't translate Turkish
29,330 parallel translation
Please don't!
- Lütfen! - Tamam.
And please don't contact me or turn up at my house drunk in your underwear.
ve lütfen benimle iletişim dahi kurma. iç çamaşırının içinden kendini tatmin etmen bu sefer işe yaramayacak.
And, er... please don't go upstairs.
Ve... lütfen üst kata gitme.
- Please don't. - You're not a victim, Audrey.
- Sen kurban değilsin, Audrey.
Oh, come on, please don't say that.
Hadi ama bunu söyleme işte.
- Joe, please don't do this.
- Joe, lütfen bunu yapma.
Please stay on the line. Don't hang up.
- Görevlileri arıyoruz lütfen kapatmayın.
Please don't tell the story.
Lütfen hikayeyi anlatma.
Please don't shoot.
Lütfen ateş etme!
Please don't shoot.
Ateş etme lütfen.
Please stop freaking out so we don't have to send you to a mental hospital.
Lütfen sakinleş de seni akıl hastanelerine göndermek zorunda kalmayalım.
I'm sorry, please don't leave.
Lütfen gitme. Sorun değil.
Oh, please, you don't know what I was doing.
Benim ne yaptığımı bilmiyorsun.
- But please don't kill Cheeku.
- Ama lütfen Cheeku'yu öldürme.
Please, don't do it.
Lütfen, bunu yapma.
Please, don't take it.
Lütfen, alma.
The thing is, if you've been caught,'cause we genuinely don't believe anyone in the world has, but if you've been caught speeding at a speed less than 37, do honestly please write to us and let us know.
Eğer şimdiye kadar... Çünkü kimsenin olacağını zannetmiyoruz. Ancak eğer 60'dan daha yavaş bir hızla yakalandıysanız lütfen dürüstçe bize yazın.
Mom, please don't touch my hair.
Anne lütfen saçıma dokunma.
It's okay, Sam, but please don't tell my mom.
Sorun değil Sam ama lütfen anneme söyleme.
Please don't take it too seriously.
Lütfen çok ciddiye almayın.
Please don't kiss her hand.
Lütfen elini öpme.
If this is Dr. Robert Oz, please don't hang up.
Eğer Robert Oz iseniz lütfen kapatmayın.
But please... don't let your anger get in the way of helping Jackson.
Ama lütfen öfken Jackson'a yardım etmeme engel olmasın.
Please don't do that.
Lütfen öyle yapma.
In the future, please don't contradict my medical opinion in front of a patient like you did with Margo the other day.
Bundan sonra hastaların yanında geçen gün Margo'nun yanında yaptığın gibi tıbbi görüşüme karşı çıkma.
I work really hard to make them not forget that, so... please don't undermine me that way in the future.
Bunu unutmamaları için çok uğraşıyorum. Lütfen bundan sonra hastaların yanında otoritemi zayıflatma.
- Please don't do that.
- Lütfen yapma. - Gerginsin.
Debbie, please don't say that.
Debbie, lütfen bunu söyleme.
Please don't.
Lütfen yapma.
Please don't give up hope.
Lütfen umut vazgeçmeyin.
Please don't worry.
Hiç merak etme.
- Please, Daddy, don't go.
- Lütfen, babacığım, gitme.
Please don't go!
Lütfen gitme!
Dad, please don't go.
Baba, lütfen gitme.
Please don't.
- Lütfen açıklama.
Please don't kill yourself.
Lütfen kendini öldürme.
And please don't call it a scam like Frank and Monica.
- Ve lütfen Frank ve Monica gibi dalavere deme.
Please don't. Okay?
Lütfen yapma.
And please, I don't want you getting upset.
Ve üzülmeni istemiyorum.
Please don't hurt me.
Bana zarar verme lütfen.
Okay, I'm not supposed to tell anyone about this, so please don't blow up my spot, but I've been working on a paper about the Darlington vigilante.
Tamam, bunu kimseye söylememelisin. Yani lütfen sırrımı etrafa patlatma. Ama Darlington kanunsuzu hakkında bir makale üzerine çalışıyorum.
Please don't kill us!
Lütfen bizi öldürme.
Please, you know, you don't have to.
Lütfen, öldürmek zorunda değilsin.
No, we don't believe them, so please, why can't we just go inside, take a look?
- İnanmıyor musunuz? - Hayır. Lütfen, neden gidip bakamıyoruz?
Don't, Zim, please.
Zim, lütfen.
Please, I don't know why you're doing this!
Bunu neden yaptığını bilmiyorum.
Please don't tell the rutabaga story again.
Lütfen yine şalgam hikayesini anlatma.
We don't know anything about it, please don't ask us.
Bu konuda bir şey bilmiyoruz, Lütfen bize sormayın.
Please move on don't ask us.
Lütfen gidin, bize sormayın.
We don't know anything please from here.
Bir şey bilmiyoruz, lütfen...
Hey please don't get me wrung
Lütfen, beni yanlış anlama.
please don't kill me 179
please don't touch me 30
please don't hurt me 189
please don't leave 64
please don't worry 50
please don't be mad at me 43
please don't cry 105
please don't hate me 28
please don't leave me alone 16
please don't die 81
please don't touch me 30
please don't hurt me 189
please don't leave 64
please don't worry 50
please don't be mad at me 43
please don't cry 105
please don't hate me 28
please don't leave me alone 16
please don't die 81