Please don't leave me here translate Turkish
113 parallel translation
Please, mate, don't leave me here.
Lütfen, dostum, beni burada bırakma.
Please don't leave me here all by myself now.
Lütfen beni burada yalnız bırakma.
Don't leave me here, Johnny, please!
Beni burada bırakma, Johnny...
- Please Bernard, don't leave me here alone!
- Lütfen Bernard, beni burada yalnız bırakma!
I'm afraid! Please don't leave me here alone!
Beni burada yalnız bırakma, lütfen!
Oh, please don't leave me here alone.
Lütfen beni yalnız bırakma.
Please, please, don't leave me in here.
Lütfen, lütfen. Beni burada bırakmayın.
Please, don't leave me in here.
Lütfen beni burada bırakmayın.
Please don't leave me here alone.
Lütfen beni burada yalnız başıma bırakma.
Look what I got ya. # # Please, don't leave me standin'here # #
Bak sana ne aldım.
I feel cold. Please, don't leave me here alone.
Lütfen beni bırakma.
Don't leave me here, adrian. Please help me.
Beni burada bırakma, Adrian.
- Please don't leave me here.
- Lütfen beni burada bırakma.
Don't leave me here, please!
Lütfen, beni burada bırakmayın!
Please, Mother, don't leave me here!
Lütfen, anne, bırak beni dışarı!
Please dear God, don't let her leave me here.
Lütfen, Tanrım... ona izin verme...
Please God, don't let her leave me here! Please!
Lütfen, Tanrım, beni burada tutmasına izin verme!
Please don't leave me here alone.
Lütfen beni burada yalnız bırakma.
Don't leave me tied here, please.
Beni burada bağlı bir şekilde bırakma lütfen.
Please, please don't leave me here. Please!
Lütfen, lütfen beni burada bırakma.
Come back. Please, don't leave me here.
Geri gel, beni bırakamazsın.
Please, don't leave me here.
Lütfen, burada bırakma.
Please, Stokely, don't leave me out here.
Lütfen Stokely beni burada yalnız bırakma.
Please don't leave me here like this.
Lütfen, beni burada böyle bırakma!
Don't leave me here, please.
Beni buraya atmayın! Lütfen!
Hillary, please, please, please don't leave me here all alone with the streamers and the crab dip.
Hillary, lütfen, lütfen, Beni burda bu aptal şeylerle yalnız bırakma.
Please don't don't leave me here.
Lütfen yapma!
Please don't leave me here.
Lütfen beni bırakma.
- Please don't leave me behind here.
- Lütfen beni burada bırakmayın.
Please don't leave me here alone.
Beni burada yalnız bırakma.
- Thanks so much. Roz, Roz, please don't leave me alone here.
Roz, Roz, lütfen beni burada yalnız bırakma.
Granddad, please don't leave me here.
Büyükbaba, lütfen beni burada bırakma.
Please don't leave me here, Dad!
Baba lütfen beni burada bırakma!
Please don't leave me here.
Lütfen beni burada bırakma.
Don't leave me here, please.
- Beni burada bırakma, lütfen.
"Chrissie, please, don't leave me out here."
"Chrissie, lütfen beni burada bırakma"
Miu-san, please don't leave me here alone with them!
beni burada tek başıma bırakma!
Okay, I got to go make a call. - Please don't leave me here alone.
Gidip telefon etmeliyim.
Please don't leave me here alone.
- Evet. Lütfen.
Please don't leave me here.
Beni burada bırakma.
No, don't leave me here, please!
Hayır, beni burada bırakma, lütfen!
Please don't leave me here!
Lütfen, beni burada bırakma!
No, don't leave me here. Please.
Hayır, beni burada bırakma, lütfen.
Oh, God, please don't leave me here!
Tanrım, lütfen beni burada bırakma.
Please don ´ t leave me here!
Bayım lütfen bunu yapmayın!
Please don't leave me here.
Lütfen beni buraya bırakmayın.
Please don't leave me out here!
Lütfen beni burada bırakma!
8 7... Please don't leave me here.
Sekiz... 7...
Mom, please don't leave me here.
Anne, lütfen beni burada bırakma.
Darling, please don't leave me out here alone.
Sevgilim lütfen dışarıda beni tek başıma bırakma.
Please, don't leave me in here.
Lütfen, beni burada bırakma.