Pledges translate Turkish
323 parallel translation
You treat Pledges like dirt, and that is no accident.
Çaylaklara pislik muamelesi yapıyorsunuz ; buna kaza falan denilmez.
My master pledges to land a thousand armed Vikings on this coast to do your bidding three months after you deliver the exiles into his hands!
Efendim size binlerce silahlı adam sözü veriyor. Karşılık olarak tek istediği şey üç ay içinde sürgündeki kralı ve ailesini yakalayıp teslim etmek.
Actual converts who signed pledges.
And imzalayıp, fiili olarak dönenler.
Forty more pledges.
Kırk adam daha katıldı.
- Singing, sir. - And signing pledges.
- Ve taahhütname imzalıyorlar.
Go back there, Sergeant. Get me one of those pledges.
Taahhütnamelerden birini bana getir.
- What? One minute they were all signing pledges and then...
Bir dakika önce hepsi taahhütname imzalıyorlardı ve sonra...
- Did the pledges go well?
- Bağış işi iyi gitti mi?
Oh, the pledges.
Oh, bağış.
With all the pledges you've got? And the trustees meeting set at Del Monte?
Tüm o topladığın bağışlara... ve Del Monte'deki vasilerin toplantısına rağmen mi?
And so Mr. Sifftifieus pledges 1 million.
Bu nedenle Bay Sifftifieus 1 milyon bagisliyor.
Sheriff Hartman pledges to reform the Reds with a rope.
Şerif Hartman komünistleri darağacıyla adam edeceğini taahhüt eder.
Muhammad has become a nation, he has received a city, entering into pledges and treaties and you Salool who claim to be king of Medina lost the kingdom last night while you were in bed you should worry about yourself Abu Sufian
Muhammed bir ulus kurdu bir şehre sahip oldu, barış anlaşmalarına girişti Ve sen İbni Selül, Medine kralı olduğunu söyleyen sen dün gece uyurken krallığını kaybettin! Sen kendi derdine yan Ebu Süfyan.
There's no doubt that Stalin's pact with Mao Tse-tung... pledges that the Soviet A-bomb backs the Chinese if we should tangle with them.
Mao Tse-tung ile Stalin arasında yapılan anlaşmada... Çinlilerle savaştığımız takdirde Sovyet atom bombasının Çin'i koruyacağını garanti ediyor.
He can't do that to our pledges.
Bunu üyelerimize sadece biz yapabiliriz.
Only we can do that to our pledges.
O düğmeleri yeniden ilikle.
Big bonfire, and all the pledges had to get laid.
Büyük bir şenlik ateşi yakılırmış ve tüm adaylar seks yapmak zorundaymış.
- Yeah, I had the pledges install a hot tub.
- Evet, küvet yaptırmaya yemin etmiştim.
With them it's all these weird codes and rules and pledges about cycles.
Onların motorcularla ilgili hep acayip yasaları, kuralları ve antları vardır.
We need your money and your pledges.
Paranıza ve vaatlerinize ihtiyacımız var.
He pledges to the National Council that the government will be cleaned up.
Konseye devletin temizleneceği sözünü verdi.
Phone your pledges in now.
Telefonla bağış yapın.
There are no pledges.
Sorumluluk falan duymuyorum.
Meeting newsmen, Mr. Truman pledges to support... -... John F. Kennedy for president.
Basın toplantısında Bay Truman John F. Kennedy'nin başkanlığına destek verdiğini açıkladı.
He wants pledges that we'll stay with the company at least 5 years and wants you back in Chicago as soon as possible.
İkimizin de en azından beş yıl şirkette kalacağımızın teminatını ve senin en kısa zamanda Chicago'ya dönmeni istiyor.
"Mister Severin von Kusiemsky " abdicates all his rights as lover " and pledges on his word to be the slave
" Bay Severin von Kusiemsky Madam von Dunayev'in aşığı olarak bütün haklarımdan feragat ediyorum ve kölesi olacağıma söz veriyorum.
- Where do I sign? Four Beta Tau Sigma pledges dumped on Rush Street.
Rush Caddesi'ne atılmış dört okul kardeşlik birliği adayı.
- Popsicle pledges.
Buzlu şekerler.
Pledges.
Şu birlik üyeleri.
He goes to Kasidy admits that everything was his fault and pledges his undying love.
Kasidy'nin yanına gidecek her şeyin kendi hatası olduğunu söyleyecek ve ölümsüz aşkını vaat edecek.
Damon uses it all the time to scare pledges during hazing.
Damon bunu her zaman kullanır.
No, you answer it and take pledges.
Hayır, telefona bakıp bağışları alacaksın.
- I'm taking pledges.
- Bağış topluyorum.
Aemelias, let the emperor give his pledges unto my father and my uncle Marcus, and we will come.
Aemilius, imparator dileğini babama iletsin. Amcam Marcus da kabul ederse toplanırız.
When I came to San Pedro... I was determined to fulfill the pledges and the orders... of our president about modernity and social justice.
San Pedro'ya ilk geldiğimde Vaatleri yerine getirmeye ve Başkanımızın modernleşme ve sosyal adalete ilişkin emirlerini gerçekleştirmeye kararlıydım.
The Imperial Army honors its pledges.
Japon Ordusu, taahhütlerine itibar eder.
As for your concern over promiscuity - - when any person gets married, he or she pledges fidelity.
Herkesle yatma konusundaki endişelerin... Evlenen herkes, sadakat yemini eder. Biseksüelleri tek eşli olarak görememek bir önyargıdır.
I'm the one in charge of dinging pledges. Big job?
Adaylarla ben konuşurum.
Now, were you able to get any pledges?
Şimdi, hiç bağış toplayabildin mi?
He has more pledges here than everyone else put together.
Herkesin topladığından... daha çok bağış toplamış.
It says in the amazon scrolls that if an accused man pledges allegiance to the queen he may be pardoned for a first offense.
Amazon yasasına göre, suçlu bir adam kraliçeye bağlılık yemini ederse bir kereye mahsus affedilebilir.
Compared to what they used to do to pledges, it's a piece of cake.
Eskiden yeni üyelere yaptıkları şeyleri düşünürsek, bu çocuk oyuncağı.
I mean, hell week is nothing more than a way to bond the pledges together.
Cehennem haftası yeni üyelerin kaynaşması için yapılıyor o kadar.
These are the most pathetic bunch of pledges.
Bunlar en işe yaramazlardan bir grup rehine.
Forget him. Let's crap in the chapter room and make the pledges clean it up.
Odamıza gidelim ve çocukların işi temizlemesini sağlayalım.
Someone who writes about reneging on pledges.
Biri, anlaşmalarda döneklik hakkında yazıyor.
Do you place value on pledges given at the point of spears?
Mızrakların ucunda verilmiş taahhütlerin bir değeri var mıdır?
I have their pledges.
Bir tanesi bizzat Şef 5 Varil tarafından imzalanan tam 100 adet imzalı taahhütname var. Elimde taahhütnameler var.
One hundred signed pledges with this one on the top signed by Chief 5 Barrels himself. That's his mark.
Bu onun işareti.
Pledges, turn and face your active chapter.
Adaylar, dönün ve başınıza geleceklerle yüzleşin.
So, yeah, we gave the pledges an assignment.
Evet, adaylara bir görev verdik.