Polina translate Turkish
183 parallel translation
You should be ashamed, Pauline!
Kendinden utanmalısın, Polina!
The girls have borrowed Pauline's phonograph. They're having a party.
Kızlar Polina'nın pikabını almış eğlence yapıyor.
Stay a little, Pauline.
Polina, gitme.
Thank you. Polina!
Teşekkür ederim.
Polina!
Polina!
Polina! Why do we have god know what coming into the house?
Allah bilir neden bu eve geliyoruz?
We saw what you were doing with Polina.
Polina'yla ne yaptığınızı gördük.
" What's your name, sweetheart?
- Adın ne tatlım? Polina mı?
We have reason to believe he was in La Perla... where a young girl named Paulina Valera was raped and murdered... and left on a garbage dump.
- La Perla'da olduğuna inanıyoruz. O gece Polina Valera adında bir genç kız tecavüz edilerek öldürülüp bir çöplüğe atıldı.
Was it as exciting as Paulina Valera?
Polina Valera kadar zevk aldın mı?
And Paulina Valera?
Ve Polina Valera'yı?
I... saw her on the doorstep.
Birinciyi, Polina'yı kapı eşiğinde gördüm.
- Here are the Polina files
- Polina dosyalarınız.
- Polina Delacroix?
- Polina Delacroix?
Because I am returning just now with a bank draft from my personal account... which will provide her with enough to cover her expenses through the summer.
Çünkü şu anda kendi hesabımdan çektiğim bir banka çekini ona götürüyorum. Bu miktar Polina'nın yaz boyunca masraflarını karşılamaya yetecektir.
What if Shaw agreed to loan Polina the money to cover her expenses?
Shaw masraflarını karşılamak için Polina'ya borç vermeyi kabul edebilirdi.
Polina Delacroix.
Polina Delacroix.
- Please, call me Polina.
- Lütfen, bana Polina deyin.
It was Polina's perfume and the application thereof upon her ample bosom.
Bu Polina'nın parfümü, ve elbette onu büyük göğüslerine sürüşüydü.
So if Polina had money... she wouldn't have to marry Shaw.
Yani, eğer Polina'nın parası olsaydı... Shaw'la evlenmek zorunda da kalmazdı.
We already know Adam and Shaw both like Polina.
Adam ve Shaw'ın ikisinin de Polina'yı sevdiğini biliyorum.
There'd be no focusing with Polina on the premises.
Polina etraftayken odaklanması imkansızdı.
Could a woman like Polina actually be interested... in an ordinary man like himself?
Polina gibi bir gerçekten onun gibi sıradan bir erkekle ilgilenebilir miydi?
It was then that Adam realized... that all that stood between him and the perfection of Polina's arms... was inexhaustible wealth.
İşte Adam o anda Polina'yı kollarının arasına... almakla arasında aklın alamayacağı bir zenginliğin durduğunu anladı.
Do they really like being driven crazy by women like Polina?
Polina gibi kadınlar tarafından baştan çıkarılmak gerçekten hoşlarına mı gidiyor?
Maybe you're not picturing Polina the way I'm picturing her.
Belki de Polina'yı benim hayal ettiğim gibi hayal etmiyorsun?
Polina, Adam, Elsa.
Polina, Adam, Elsa.
And once I have money, my destiny... Polina shall be mine.
Param olduğu zaman, yazgım, Polina, benim olacak...
Enough to get him through the summer... but certainly not enough to win a woman like Polina.
Bu yazı geçirmesine yetecek bir miktardı... ama Polina gibi bir kadını elde etmesine yetmeyeceği kesindi.
It meant a lifetime of love with Polina.
Bu Polina'yla geçirilecek bir hayat demekti.
Adam would have to find another route to Polina's heart.
Adam'ın Polina'nın kalbine giden başka bir yol bulması gerekiyordu.
Polina found herself with feelings she never knew she had.
Polina içinde sahip olmadığı duygular olduğunu keşfediyordu.
Polina was filled with the loss of the woman... who had so often held her in her arms... and comforted her with her warmth and wisdom.
Polina çocukluğunda onu defalarca kollarına alıp bilgeliği, sıcaklığı... ve sevgisiyle teselli eden bu kadını kaybetmenin... büyük üzüntüsünü yaşıyordu.
" Adam liked Polina, but he also knew she was kind of weird.
" Adam Polina'dan hoşlanıyordu. Ama biraz garip biri olduğunu biliyordu.
As Polina mourned for her beloved grandmother... and tended to family matters...
Polina sevgili büyükannesi için yas tutup... aile konularıyla ilgilenirken...
Adam struggled to keep his feelings for Polina in check.
Adam Polina için olan duygularını kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
Unaware of the deeper feelings she held for him... he regaled her with stories of the exciting life he'd share with Polina.
Kendisi için olan duygularından habersiz ona Polina'yla ne harika bir... hayatları olacağına dair hikayeler anlatmaya devam etti.
You've had it in for Polina since the beginning.
Sen en başından beri Polina'dan hiç hoşlanmadın.
Adam and Polina tumbled passionately into bed.
Adam ve Polina tutkuyla birbirlerine sarıldılar.
Polina has her money.
Polina parasına kavuştu.
Adam has Polina.
Adam Polina'yı elde etti.
Polina's got the money.
Polina parasını aldı.
Adam's got Polina, and I've got nowhere to go.
Adam Polina'ya sahip oldu. Ve benim yazacak şeyim kalmadı.
He knew it was a matter of time... before Polina would find herself once again in the arms of his rival... the odious John Shaw.
Polina'nın kendini yeniden rakibinin... varlıklı John Shaw'ın kollarına atmasının artık... an meselesi olduğunu biliyordu.
Maybe he needs another obstacle to keep him from Polina.
Belki onu Polina'dan uzak tutacak başka bir engel gereklidir.
There was something in Anna's eyes that Adam, until now... blinded by his love for Polina, hadn't seen.
Anna'nın gözlerinde Adam'ın o güne kadar Polina'ya olan... aşkı yüzünden görmediği bir şey vardı.
Rebounding like a wild man.
Polina'dan Anna'ya geçiyor.
But he also has feelings for Polina.
Ama aynı zamanda Polina'yı da seviyor.
Tonight, I shall ask Polina for her hand in marriage... and by the week's end, we'll be off to Paris to prepare for the wedding.
Bu gece, Polina'dan benimle evlenmesini isteyeceğim... ve hafta sonuna kadar, düğün hazırlığı için Paris'e gitmiş olacağız.
- That's a lot of reasons. - The lovely Polina has expensive tastes.
Sevgili Polina'mın çok pahalı zevkleri var.
Let's begin with the first victim, little Paulina.
Polina'yla.