Poms translate Turkish
131 parallel translation
And sell tickets for the cops to come and watch? Pom-poms. I was only trying to lighten Inspector Plodder's day for him, but if you don't like -
Sadece müfettiş Plodder'ın işini kolaylaştırmaya çalışıyordum ama beğenmediysen -
They had red pom-poms, like cherries.
Kiraza benzeyen ponponları vardı.
I love pom-poms.
Ponponları seviyorum.
They're cherries, not pom-poms.
Onlar kiraz, ponpon değil.
I remember the first thing I saw down here was one of those damn pom-poms.
İlk olarak burada o lanet ponponlarından birini görmüştüm.
- Pom-Poms. - Power Bar.
- Power Bar. - Power Bar.
You know, when I first met your mother she was so upbeat and bouncy I used to fantasize about her wearing a skimpy little cheerleader's outfit, shaking her pom-poms...
... iyimser ve enerjikti ki onu o dar ve ufacık amigo kız kıyafetleriyle düşünürdüm. Ve şöyle tutup... - Lütfen baba!
Why don't you just get some pom-poms and start chanting,
Neden iki pon pon alıp tezahürata başlamıyorsun? Greg! Greg!
Of the participation Of the Pugs and the Poms
Pug'ların ve Pum'ların Katılımını
And the Pugs and the Poms Are the most people say
Ve Pug'larla, Pum'lar Çoğunun dediğine göre
Then the Pugs and the Poms Held no longer aloof
Sonra Pug'lar ve Pum'lar Daha fazla kayıtsız kalmadı
♪ Of the participation Of the Pugs and the Poms
Pug'ların ve Pum'ların Katılımını
♪ And the Pugs and the Poms Are the most people say
Ve Pug'larla, Pum'lar Çoğunun dediğine göre
♪ Then the Pugs and the Poms Held no longer aloof
Sonra Pug'lar ve Pum'lar Daha fazla kayıtsız kalmadı
I want my pom poms.
Ama ben ponponlarımı istiyorum.
- There go her pom poms.
- Pom-pom'u geliyor...
Put your pom-poms down. Tiffany Amber Annoying.
Ponponlarını bırak artık seni sinir bozucu Tiffany Amber seni.
These pom-poms are keeping Butch's hips warm from the cold water.
O pon-ponlar soğuk havalarda Butch'un poposunu sıcak tutuyor.
- Pom-poms.
- Ponponlar.
I just think there's more to life than memorizing cheers and shaking pom-poms.
Ne oldu? Hayat, tezahürat ezberlemek ve pon pon sallamaktan daha başka bir şey.
And look at what they did to my pom-poms.
Bakın pom-pom'uma ne yaptılar.
Work those pom-poms.
Pom-pom işinde çalıştın mı?
Shake those pom-poms.
Pom-pom'u salla.
Teeth, tits, and pom-poms.
Dişler, göğüsler ve pon pon.
What happened to tennis socks with the pom-poms on the back?
Arkalarında pompom olan tenis çoraplarına n'oldu?
You were waving pom-poms at people this morning.
Bu sabah millete pon pon sallıyordun,
- Don't forget your pom-poms.
- Ponponlarını unutma.
We got 1 2 Ämerican Charlies, seven with fungus, three tearjerkers two bare-assed, hold the pom-poms on one and frog sticks.
12 çizburger, yedisi mantarlı, üçü soğanlı ikisi garnitürsüz, biri turşusuz ve yanında kızartma.
Well, you might have to give those pom-poms a rest.
Pon ponlar biraz beklemek zorunda kalabilir.
Do you have a samurai sword under those pom-poms, Mom?
O ponponların altında samuray kılıcı da var mı anne?
We don't wave pom-poms :
Biz ponpon sallamayız.
I like a guy who's interested in more than just my poms poms.
Pon pon'larımdan daha fazlasıyla ilgilenen adamlardan hoşlanırım.
You still got your pom-poms?
Pon ponların hâlâ duruyor mu?
I bet Danny liked your pom-poms.
Bahse girerim Danny ponponlarını seviyordu.
I don't care how important this tournament is, people trump pom-poms.
Bu turnuvanın ne kadar önemli olduğu hiç umrumda değil. Ponponlarınız olmayacak.
I'll... stay here and shake my pom-poms.
Ben burada kalıp ponpon sallayacağım.
As captain of this squad, I must inform you that to stop us from cheerleading... you're gonna have to pry the pom-poms from our cold, dead hands.
Bu takımın kaptanı olarak sizi uyarmalıyım, bizi amigoluk yapmaktan men etmek için... cesetlerimizi çiğneyip elimizden ponponları almanız gerekecek.
Religious ascetics wear a hair shirt, I carry the pom-poms.
Zahitler kıldan gömlek giyer, ben ponpon taşıyorum.
- Pom-poms?
Pon ponlar?
I've had enough of their lace and pom poms...
Dantelaları ve ponponlarından bıktım artık...
You can if there's LSD in her pom-poms.
Eğer LSD'yi o vermişse tutuklarsın.
Now, pom-poms are in lockup 4.
Şimdi, ponponlar dördüncü dolapta.
I know. Those poor dead pom-poms.
Biliyorum, zavallı ponponlar öldü
Please let me keep my pom-poms and I swear, as God is my witness, I will never do another toe-touch again!
Lütfen ponponlarımı bırak, Tanrı şahidimdir ki, bir daha asla onlara dokunamıycam!
Pro B-ball players, hot cheerleaders, pom-poms.
Pro B-ball oyuncuları, ateşli piliçler, pon-ponlar.
You're just gonna go pump your pom-poms, and pretend you're no different than any other girl on the squad?
Oraya çıkıp öylece ponponlarını sallayıp, diğer kızlardan bir farkın yokmuş gibi mi davranacaksın?
He's not stopping me, but he's not carryingpom-poms either.
Beni engellemiyor ama destek de olmuyor.
Turned in her pom-poms...
Ponponlarını da...
Poms are dancers.
Gösteri kızları dans eder.
- Peppermints.
- Pom-Poms.
- Pom-Poms.
- Pom-Poms.