English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Poplar

Poplar translate Turkish

108 parallel translation
Grove poplar trees right along main street.
Büyük kavaklar, ana caddenin kenarında.
Poplar Grove, it's called.
Poplar Grove diyorlar. Evet.
It was another color : Beechwood, or poplar.
Rengi farklıydı, kavağa benziyordu.
Poplar 26744.
Poplar 26744.
Lovely poplar trees of Nièvre... I give you up to oblivion.
Güzelim kavakları Nièvre'in,... unutulmuşluğa sunuyorum sizi.
But tell me, Marichka how have you twisted my brain, like the twining of poplar and birch?
Söyle bana, Marichka nasıl beynimi kavak ağacına dolanan sarmaşık gibi sarmaladın.
The number I want is Poplar 3-7-3-9-9.
Telefon numarası Poplar 3-7-3-9-9.
Poplar, yes.
Poplar, evet.
I asked the poplar...
Sabah trenine bilet aldım.
Snow and poplar tree.
kar ve kavaklar.
Sometimes it helps them if you pat them on the fanny.
Bazen poplarına hafifce vurmak onlara yardımcı olabilir.
Between Au Sable and Tarva, the route is through typical cutover land... that was once covered with virgin pine, now has only second-growth oak, pine and poplar.
Au Sable ve Tarva arasındaki yol, bir zamanlar çam ağaçlarıyla kaplı olan tipik bir kestirme yoldur. Şu anda çam, meşe ve kavak ağaçlarıyla çevrilidir.
He was drunk and crashed into a poplar tree.
Sarhoşmuş ve kavak ağacına toslamış.
Poplar Grove.
Poplar Grove.
Or would you like both, a birch... and a poplar... from your Gomushka, Vania, my love...?
Yoksa iki ağaç birden mi dikeyim? Bir söğüt... ve bir kavak mı? Ne istersin?
There's somebody in the shadows by the poplar tree.
Kavak ağacının yanında gölgede biri var.
Earlier tonight, on the popular chart show'Top of the Pops', newcomer Brian Slade... performed his hit single'The Whole Shebang'... dressed in platform boots and wearing glitter eye make-up.
Bu gece popüler pop programı En İyi Poplar'da, yeni gelen Brian Slade, platrom topuklu botlar giymiş olarak ve parıltılı göz makyajıyla yeni hit parçası "The Whole Shabang"'i seslendirdi.
Besides, the frame support is in pine, and Italian painters used poplar back then.
bir de, çerçeve çam ağacından, ve İtalyan ressamlar eskiden kavak kullanırlardı.
This is a poplar which is suitable for carving.
Bu kavak ağacı, çok kolay oyulur.
I told you to use poplar buds.
Kavak tomurcuğu koymamız gerektiğini söylemiştim.
Through the gate is a giant poplar
Bahçe kapısından girince kocaman bir kavak ağacı.
And the poplar tree fell.
Ve kavak ağacı devrilmiş.
I would have made tiny little leaves oak, poplar, maple, chestnut and spread them across the town of Crabbeville.
Ufak yapraklar yapardım meşe, kavak, akça ağaç, kestane ve onları CrabbeviIIe şehrine yayardım.
They're made of the finest poplar, and that's very heavy wood.
En iyi kavaktan yapıyorlar. Kavak çok ağırdır.
Poplar?
Kavak mı?
Mahogany or oak. But not poplar.
Maun veya meşe olur ama kavak olmaz.
Poplar is very suitable for making coffin.
Kavak tabutlar için çok uygun ağaçtır.
- I remember, the finest poplar.
Doğru, en iyi kavaktı!
He will don a blouse so blue And the poplar's fluff will whirl
Masmavi bir kazak giyecek ve kavak yaprakları havada uçuşacak
Once through the narrow gully we slipped into a dense poplar forest.
Dar derenin içine girince kavak ağaçlarıyla kaplı ormanın içine süzüldük.
'She had often lalin beneath that poplar...'... her feet up against the trunk...'... gazing up at its numberless leaves swaying above her in the breeze.
Sık sık, o kavağın altında uzanıp ayaklarını ağacın gövdesine dayar gözlerini ayırmadan, meltemle birlikte üzerinde salınan sayısız yaprağa bakardı.
But all trees have bark. Except for poplar, ash and maple.
Ama tüm ağaçların, kavak, akçaağaç ve dişbudak dahil, kabukları vardır.
Housing just moved your mama up to Poplar Grove, didn't it?
Sizinkiler Poplar Prove'a taşınmadılar mı?
I live at 248 Poplar Street in Wentworth, Ohio.
Adresim, 248 Poplar Caddesi, Wentworth, Ohio.
They could sip beer all afternoon discussing, for example, a poplar that stood outside town by a bridge 30 years ago
Bütün öğleden sonralarını bira içip, 30 yıl önce kasabanın dışında bulunan köprünün yanındaki kavak ağacından bahsederek geçirebiliyorlardı.
One would say that there had been no bridge, only a poplar.
Birisi orada köprü olmadığını sadece kavak ağacı olduğunu söylüyordu.
Edmonson Avenue, Poplar Grove, Fayette and Baltimore Streets,
Edmonson Bulvarı, Poplar Koruluğu, Fayette ve Baltimore caddeleri,
Nothing has been signed yet, Mr. Poplar.
Henüz bir şey imzalanmadı, Bay Poplar.
I'm on Poplar.
Poplar'dayım.
I don't know Poplar.
Poplar'ı bilmem.
- According to our records, the oryx was mailed to Box 99, Poplar Street Post Office in Arlington.
Jeffersonian kayıtlarına göre Afrika antilobu, Poplar Sokağındaki Postaneye, Kutu No : 99'a yollanmış.
These Crow are from the camp on the Poplar River.
Crow'lar Poplar Nehri'ndeki kamptan.
After the memorial, his ashes will be scattered under the poplar tree behind my house where he so often went to think.
Cenazeden sonra külleri,.. ... sık sık düşünmek için gittiği evimin arkasındaki kavak ağacının dibine saçılacak.
Poplar, alligator shoes and Pierre Cardin suits.
lmperméables, sinif, Lacoste ayakkabi.
57 Poplar, 4th floor.
57 Poplar, 4. kat. Destek istiyorum.
They gonna put out testers up on Poplar Grove.
Poplar Grove'daki tenteleri sökecekler.
- Poplar.
- Kavak.
- Line's the poplar.
- Sınır, kavak ağacı.
You East Poplar boys... you think you're so fucking chav with your Bow Bell addresses and your fucking rhyming slang.
Siz East Poplar çocukları. Bow Bell'deki mekanlarınız ve kafiyeli küfürlerinizle kendinizi bir şey sanıyorsunuz.
I asked the poplar :
Yağmura sordum ;
The poplar threw its autumn leaves
Yağmur başladı göz yaşları dökmeye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]