Preaching to the choir translate Turkish
124 parallel translation
You're preaching to the choir here.
Tereciye tere satma.
You are preaching to the choir.
Koroya katılıyorsun.
- Hey, preaching to the choir.
Haksız mıyım? Boşuna konuşuyorsun. - Harika.
You're preaching to the choir, Dad.
Tereciye tere satıyorsun baba.
Preaching to the choir, Elaine.
Boşuna ikna etmeye çalışıyorsun, Elaine.
Exactly. So, why would he be here preaching to the choir?
Kesinlikle.Ee, tanrı neden koroya vaaz versin?
Preaching to the choir.
Huylu huyundan vazgeçmez.
You're preaching to the choir, man.
Biz seni biliyoruz dostum.
You're preaching to the choir, ok?
Demek kilise korosunda vaaz veriyorsun, ha?
- Preaching to the choir.
- Koroya öğretilir.
Preaching to the choir.
Bir insanı bildiğinden vazgeçirmek zordur.
Hey, you're preaching to the choir.
- Hey, koroya katılıyorsun.
Hey, you're preaching to the choir.
Tereciye tere mi satıyorsun?
You're preaching to the choir, Tony.
Akıntıya kürek çekiyorsun, Tony.
Preaching to the choir.
Koroya vaaz verirken.
- Preaching to the choir, love.
- Bunu zaten biliyorum.
Sister, you are preaching to the choir.
Rahibe, koro için vaaz ediyorlar.
You're preaching to the choir, man.
Boşuna dil döküyorsun, dostum.
You're preaching to the choir.
Koroyu yönetiyorsun.
Hey, you're preaching to the choir here.
Tereciye tere satıyorsun.
Look, man, y'all preaching to the choir, all right?
Bakın, malumu ilam ediyorsunuz, tamam mı?
Yeah, you're preaching to the choir.
Bilmediğimiz birşey söyle.
Preaching to the choir.
Bilmez miyiz...
Preaching to the choir.
Tereciye tere satma. Erkeklerle işim bitti.
- You're preaching to the choir, buddy. - What?
Nefesini boş yere tüketiyorsun dostum.
Preaching to the choir.
Bunları zaten biliyordum.
Ultimately, if our movement is not relevant to the lives of real people dealing with real issues then we're just going to be preaching to the choir.
Sonuçta, eylemimiz gerçek sorunlarla uğraşan insanlarla bağdaşmıyorsa sadece boşa kürek çekmiş oluyoruz.
You're preaching to the choir, idiot.
Tereciye tere satıyorsun, mankafa.
You are preaching to the choir, sister.
Tereciye tere satıyorsun kardeşim.
Oh, you know, you're preaching to the choir.But thanks.It never gets old.
Kuzguna yavrusunu anlatıyorsun, ama eksik olma. Dinlemekten bıkmam.
Unfortunately, I'm literally preaching to the choir.
Ne yazık ki, sadece koroya vaaz veriyorum.
- You're preaching to the choir, my dear.
- Koroya emir veriyorsun canım.
You're preaching to the choir
Ne kadar sıkıcı. Koroya vaaz veriyorsun.
You're preaching to the choir.
Havaya konuşuyorsun.
- You're preaching to the choir, Carl.
- Biraz daha ikna edici olmalısın Carl.
Yeah, you're preaching to the choir.
Sen de çok inançlı bir adamsın.
Yeah, you're preaching to the choir, sir. Morgan, your ass is- - thank you.
Evet, duygularımıza tercüman oldun.
You're'preaching to the choir'. That's what I told him.
Tereciye tere satıyorsun, dedim.
Hey hey, you're preaching to the choir.
Bunu sana açıklamıştım.
{ \ Hey, } Reverend, you're preaching to the choir.
Azizim, tereciye tere mi satıyorsun?
You're preaching to the choir, babe.
Tereciye tere satıyorsun canım.
- Oh, you're preaching to the choir.
- Yoksa sen korocu kız mısın?
You're preaching to the choir, kenneth.
Beni zaten inandığım bir şeye inandırmaya çalışıyorsun, Kenneth.
You're preaching to the choir.
Kilise korosuna öğüt veriyorsun.
You're preaching to the choir.
Boşuna dil döküyorsunuz.
You're preaching to the choir. I know that feeling all too well.
O hissi ben de çok iyi bilirim.
You're preaching to the choir.
Koroya vaaz veriyorsun.
I don't know who licked the red off your lollipop today but you are preaching to the wrong choir.
Bugün senin canını kim sıktı bilmiyorum ama yanlış kişilere konuşuyorsun.
Well, you're preaching to the choir on that one...
Bana mı anlatıyorsun?
Hey, you're preaching to the guy who ate the choir.
Kilise korosunu yemiş olan birisine vaaz veriyorsun.
You're preaching to the choir.
Al benden de o kadar.