English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Predictable

Predictable translate Turkish

1,091 parallel translation
Itjust didn't happen in very predictable ways.
Sadece önceden tahmin edilebilen bir yöntem ile olmadı.
You've always been so predictable.
Her zaman önceden tahmin edilebilir oldunuz.
Then this lightning is more predictable than Teller realizes.
O halde bu bölgedeki yıldırımlar Teller'ın fark ettiğinden daha kolay anlaşılıyor.
You're becoming very predictable.
Senin ne yapacağını kestirmek artık zor degil.
I've only been predictable, respectable
Kolay biri oldum. Saygı duyulayım istiyorum
I really want to keep my life very simple, even predictable.
Hayatımı basit tutmaya çalışıyorum. Sürpriz istemiyorum.
Predictable.
Belli oluyor.
Wayne Lentloff is nothing if not predictable.
- Nasıl bildin? Wayne Lentloff hep tahmin edilebilir harekelerde bulunur.
It's actually a very predictable poll.
Aslında çok kolay tahmin edilebilir bir anket.
You, petty tyrants, so predictable...
- Sizi önemsiz zorbalar... yani önceden tahmin edilebilir.
He'll do anything for money, which is good, cos it makes him predictable.
Para için her şeyi yapar, bu iyi bir haber çünkü hareketleri kestirilebilir.
I'd say he's been anything but predictable.
Bence hareketleri kesinlikle kestirilemez.
Talk about predictable! Christian, why are you so boring?
Christian, neden bu kadar sıkıcısın?
- I didn't realise I was so predictable.
Düşüncemi belli ettiğimi fark etmemiştim
Isn't that a tad predictable?
Bu, biraz tahmin edilebilir değil mi?
It's all so... predictable.
Bu tamamen... önceden tahmin edilebilir.
Am I that predictable?
Bu kadar tahmin edilebilir miyim?
Playing alone must get a little predictable sometimes.
Yalnız oyun oynamak bazen önceden tahmin edilebilir.
Behavioral subroutines have a way of interacting with each other that isn't always predictable.
Davranış yazılımları birbirleriyle asla tahmin edilemeyen, bazı etkileşimlere girebilirler.
Well, I don't know if I like being that predictable.
Şu önceden bilmenden hoşlanıp hoşlanmadığımı bilmiyorum.
But it's predictable that one should ask the question.
Bilmiyorum. Sadece birinin bu soruyu soracağı tahmin edilebilirdi.
I don't know... but it is predictable that you would ask that question.
Bilmiyorum, ama bu soruyu soracağınızı tahmin etmiştim.
Well, Harry Barber, are you predictable?
Söyle bakalım, Harry Barber. Atacağın adımlar belli midir?
You know, Harry Barber you don't look predictable.
Harry Barber. Bence adımların hiç de tahmin edilebilir değil.
You are predictable.
Adımların tahmin edilebilir.
I did not say lousy, I said predictable.
Berbat demedim. Sadece ne yapacağı kolay tahmin edilebilir.
Men are so predictable.
Erkeklerin yapacakları çok kolay tahmin edilebiliyor.
Soon, every move's predictable.
Ve kısa süre içinde her hareket tahmin edilebilir hale gelir.
Predictable.
Tahmin edilebilir.
On earth, as the sun sets, millions prepare... for a weekly event which is far less predictable.
Dünyada ise bir yandan güneş batarken bir yandan da milyonlar.. ... haftada bir gercekleşen ve sonucu çok daha belirsiz bir olaya hazırlanıyor.
Dawson, you're so predictable, I swear. You're just like your movies.
Dawson, beni hiç şaşırtmıyorsun.
No, I think you're the one who's predictable. Dawson!
Sen de beni hiç şaşırtmıyorsun.
That would be too predictable.
- İlk akla gelen şey.
Certain future events are predictable by solving a complex series of partial differential equations or PDs.
Gerçekleşecek olaylar çeşitli eşitliklerin veya karmaşık verilerin çözülmesiyle tahmin edilebilir.
- I'm too predictable.
- Ne yapacağım önceden belli oluyor.
So predictable.
Ögörülebilir.
- He became predictable.
- Tahmin edildiği gibi oldu.
- How predictable.
- Anlaşılmıştır.
Predictable.
Önceden tahmin edilebilir.
Who's predictable?
Kim önceden tahmin edilebilir?
We have moved up from "predictable as the tides"... to "humdrum."
Ve böylelik "gelgit kadar bilinir" kategorisinden... "tekdüze" ye geçtik
Oh, good old predictable Lisa.
Ne yapacağı kestirilebilir Lisa.
You really are so predictable.
Ne yapacağını anlamak o kadar kolay ki.
Your fear is the most predictable thing about you.
Korkun seninle ilgili en büyük özelliklerden biri.
As predictable as that?
Bu kadar kolay?
Communism now faces are thinking..... on the roots of historical materialism and needs to rediscover it's origins as a scientifically predictable result ; a utopian response... to the internal contradictions which can be perceived to be at the heart of western capitalism.
Komünizm, artık tarihi materyalizmin kökleri ile yüzleşmeyi düşünüyor ve kökenlerini tekrardan keşfetmeli. - Bu bilimsel olarak tahmin edilebilir bir sonuç gibi, bir ütopyanın Batı kapitalizminin kalbi şeklinde algılanabilecek içsel karmaşıklıklarına bir cevap olarak düşünülebilir.
Sloppy, predictable.
Baştan savma, tahmin edilebilir.
Man, they're so predictable.
Onları tanımak çok kolay.
With all the shock ofthe new, it's nice to have one place that you can come back to where everything's predictable.
Evet, her şey yeni olunca, bilindik şeylerle karşılaşacağın tanıdık bir yere dönmek güzel oluyor.
So much for your "predictable blanky" theory, Will.
Bilindik şeylerle karşılaşma teorin böylece suya düşmüş oldu, Will.
It was predictable.
Bunu önceden tahmin edilebilirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]