English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Preposterous

Preposterous translate Turkish

612 parallel translation
Preposterous.
Akıl dışı!
The idea is preposterous.
Olacak şey değil.
This is preposterous!
Aklım almıyor!
Preposterous nonsense.
Akıl almaz bir saçmalık.
Thats a preposterous statement.
Bu çok gülünç bir açıklama.
It's preposterous! Ridiculous!
Bu çok saçma!
- This is preposterous.
- Bu inanılmaz.
- Simply preposterous.
- Çok saçma.
Why, it's preposterous.
Abes bir durum.
It's preposterous.
Bu mantıksız.
- Why, that's preposterous.
- Gerçekten inanılmaz.
Preposterous.
Bu akıl almaz.
Preposterous.
Çok saçma.
On whose evidence was this preposterous warrant issued.
Bu gülünç emir hangi gerekçeyle yazıldı?
And you're going to drive him down to Tim, the blacksmith, and have those preposterous contraptions removed from his wrists.
Ve sen onu aşağıdaki demirciye götürüp...,... onu bileğindeki şu saçma şeyden kurtaracaksın.
Preposterous fake.
Akıl almaz bir sahtekarlık.
Don't be preposterous.
Akılsız olmayın.
Yes, the idea's preposterous on the face of it.
Evet, görünüşe göre çok saçma bir fikir.
The idea is not preposterous at all.
Hiç de saçma bir fikir değil.
That's preposterous.
Yok daha neler.
It is preposterous to command for no reason the killing of disciples of Buddha
Buda'nın müritlerini sebepsiz öldürmek akıl almaz bir emirdir.
That's preposterous.
Bu abesle iştigal.
- lt's preposterous.
- Bu mantıksız.
- Preposterous!
- Saçmalık!
- This is preposterous.
- Akıl almaz bir şey.
I never heard anything so preposterous!
Hayatımda böyle saçma bir şey duymadım!
Preposterous!
Saçmalık!
How preposterous. A doctor can't go chasing across the world and leave his practice behind him.
Bir doktor, yardımcısını arkasında bırakıp, bütün dünyayı dolaşamaz.
But this is preposterous.
Ama bu çok saçma.
You have an overwhelming desire to kiss me and that's not all... this is completely preposterous, my young lady!
Öpmek için deli oluyorsun, hem sadece o kadar da değil... Bu iş çığırından çıktı artık, genç bayan!
Maybe your mother's hallucinations aren't so preposterous after all.
Belki de annenin gördüğü sanrılar tamamen nedensiz değildir.
THE IDEA IS PREPOSTEROUS.
Çok mantık dışı bir fikir.
" A preposterous hunk of brass...
"Gördüğüm en püsküllü kurdelenin..."
- That's preposterous.
- Bu çok saçma.
You can see your insinuations are preposterous.
Üstü kapalı laflarınızın saçmalığını görüyorsunuz.
It's the most outrageous, disgusting, preposterous, not to say barbaric idea.
Son derece çirkin, iğrenç, saçma ve barbarca bir fikir.
It's preposterous.
Bu çok mantıksız.
That is quite the most egotistical and preposterous statement of my experience.
Bu hayatımda duyduğum en egoist ve mantıksız laf.
It's really not so very preposterous... when you stop to think how much I've contributed to the last four or five.
Katkıda bulunduğum son dört beş kitaba bakarsanız mantıksız olmadığını görebilirsiniz.
Preposterous, to wish I were Lord of Spider's Web Castle.
Örümcek Ağı Kalesi'nin Efendisi olmayı dilemek saçma.
Do not call your dream preposterous.
Rüyana saçma deme.
It's so preposterous, apparently I am the victim of misinformation...
Bu çok saçma bir şey. Belki de bir yanlış anlamanın kurbanıyım.
Preposterous!
Akıl almaz!
Now, about this preposterous tale of yours.
Şimdi, gelelim senin şu akılalmaz öyküne.
In the name of your great ancestor, put down that preposterous gun.
Büyük atalarınız adına, lütfen o silahı indirin.
I think it's absolutely preposterous.
Bence bu kesinlikle akıl almayacak bir şey.
It's preposterous.
Saçma sapan bir şey.
Preposterous!
Mantığa aykırı!
Preposterous.
Saçma.
Preposterous.
Aman ne harika!
Your Honour, this is preposterous!
Sayın yargıç, bu saçmalık!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]