English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Primed

Primed translate Turkish

254 parallel translation
Their guns are primed.
Elleri tetikte.
Primed to take it, then you stole it right out from under me.
Tam ödülü alacaktım ki burnumun altından çalıp gittin.
We're primed for it but didn't come.
Biz hazırlandık ama tehlike gözüktü.
Well, it looks like you're all primed for a big night.
Anlaşılan hepiniz hareketli bir gece için hazırsınız.
They're all primed!
Fitiller takıldı!
- You're all primed for trouble, aren't you?
- Yerinde kal. - Hepiniz bela arıyorsunuz, öyle mi?
Lew has everybody primed for a lynching.
Lew linç için herkesi hazırladı.
Dozens of ships are already primed to be sent into interplanetary space.
Düzinelerce gemi zaten gezegenlerarası uzaya gönderilmek üzere hazırlanmış durumda.
We're primed and ready, sir.
- Hazır, efendim!
You get me a good bottle of whiskey to keep me primed for the rodeo.
Sen de bir şişe iyi bir viski alıp beni rodeo için ısıtırsın.
The missile is primed and in exactly 49 minutes it will be fired. Shortly thereafter, we should know if our long voyage across the world has been justified.
Füze hazır, tam 49 dakika sonra ateşlenecek ve hemen sonra dünyanın bir ucundan bir ucuna yaptığımız yolculuğun doğru olup olmadığını anlayacağız.
A mousetrap primed with a deadly poison?
Ölümcül zehir sürülmüş bir fare kapanı mı?
If you're gonna get her primed, I better open this.
Onu kıvama getirmek istiyorsan, bunu açayım.
I got to get my organization primed.
Örgütümü hazırlamam gerek.
Locked, loaded and primed, and ready for firing.
Mermi sürüldü, ateş etmeye hazιr.
You're primed, ready and willing.
Doymuş, hazır ve isteklisin.
I think our boy's about primed and ready.
Bence bizimki kıvamına geldi ve hazır.
All banks primed.
Tüm bataryalar hazır.
Get myself primed up, like I was turnin` on the charm... for some pretty little blonde lady, you know? Then when I`m feelin` cool and good... I spin around!
Arkamda bir sarışın varmış gibi kendimi hazırlayıp..... kendimi yakışıklı ve harika hissettiğim zaman dönüp bakarım aynaya!
( narrator ) Troops primed for action.
Birlikler hazırlanmıştı.
We spent months of staff time, tens of millions of dollars in preparation... for the greatest invasion in history, and when we're primed and ready, they send an air force officer... to tell me they've constructed this-this apparatus!
Tarihteki en büyük istilaya hazırlanmak için onlarca milyon dolar ve aylarımı harcadılar ve tam da hazır hale gelmişken şu düzeneği yaptık diye haber vermesi için bana bir havacı subayı gönderiyorlar!
Baby sister, each year i get a little less primed.
Sevgili kardeşim, her yıl biraz daha formdan düşüyorum.
Because my boys are primed, really primed, because I primed'em.
Çünkü takımımız hazır, gerçekten hazır, hazırladım çünkü onları.
Not only primed, they're honed. Honed to a sharp razor-edge.
Sadece hazır değil, zehir gibiler.
Fuel pumps primed. Magnetos.
Manyetolar, kıvılcım bir.
I got this one all primed, but she won't leave her friend.
Bak şu kızı ayarladım, ama arkadaşını bırakmak istemiyor.
Here I am all primed for a wonderful afternoon...
- Evet. Evet. İşte buradayım ve harika bir öğleden sonraya hazırım.
She primed him, and I went in on the cleanup.
Onu hazırladı, bende temizliğe gittim.
- Now we " ve primed the pump... let's see if we can get it to blow a cylinder.
Şimdi pompayı doldurduk bakalım püskürtebilecek miyiz.
Boy, am I primed for this honeymoon.
Bu balayı için hazır ve nazırım.
Stormin'Norman is primed for love.
Rüzgar'ın oğlu Norman aşk için hazırlandı.
At the first rain, the syphons are re-primed... as soon as the underground lake rises to its normal level.
İlk yağmurda, yeraltı gölü eski seviyesine ulaşır... ulaşmaz sifonlar yeniden başlayacak.
Armed and primed.
Hazır ve de nazır.
I'm primed.
Astarlıyım.
Slime blower primed and set.
Balçık sıkıcılar hazır.
KELLY : She's primed and ready.
O hazır sanırım.
When I get you primed, painted and weighed... you're going to be ready to go out on that racetrack.
Daha mükemmel, daha güzel ve harika olunca yarış pistine çıkmak için tamamen hazır olacaksın.
I'm primed.
- Uykum geliyor.
Lady Swinstead is fully primed for the situation.
Leydi Swinstead olacaklar için iyice hazırlandı.
Already your bodies have been primed for the true value of my treatment.
Vücutlarınız şimdiden tedavimin gerçek değerini farketti.
I was primed for the first row.
Kendimi, ilk sıraya göre ayarlamıştım.
- Primed to go oft right over his head.
- Tam kafasının üstüne.
When I get out of here... I will be healthy... strong... primed for my comeback...
Buradan çıktığım zaman... sağlıklı olacağım... güçlü geri dönüşüm için hazır olacağım.
Detonation sequence primed.
Patlama düzeneği hazır.
- Leaving her primed for the most dramatic hose-soaking of her life!
Onu hayatının en dramatik hortumla ıslatılışına hazırlarız!
- We're primed.
- Biz bir numarayız.
LA's being primed as a beachhead for an invasion of the US.
LA, ABD'nin işgali için ileri üs olarak hazırlanıyor.
I thought you were pro material, primed for the big bucks.
Duyduğuma göre para kazanmak istiyormuşsun, Büyük ödülü de alırsın.
- Is the ECMO circuit primed?
- ECMO devresi hazır mı?
- Primed.
- Tamam.
I want him primed.
Altlık olsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]