English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Primitive

Primitive translate Turkish

1,490 parallel translation
But I think, given recent events, I think it's safe to say that they aren't born primitive, they must have this very contagious disease.
Ama son olayların ışığında düşünüyorum da, sanırım o insanlar ilkel doğmadı, bu çok bulaşıcı hastalığa yakalandılar.
sedative must knock back the primitive mind.
Sakinleştirici ilkel aklı zayıflatmış olmalı.
There is a tale of a primitive world the Goa'uld discovered millenia ago
İlkel bir dünya ile ilgili bir masal vardır, Goa'uld'un binlerce yıl önce keşfettiği.
This race may have considered projectile weapons too primitive to be concerned about. Yeah.
Bu ırk fırlatıcı silahları dert edilmeyecek kadar ilkel görmüş olabilir.
Primitive, aren't they?
İlkeller, değil mi?
But they're far too primitive to finish the job.
Ama işi bitirmek için çok ilkeller.
The scenario described by that boy sounds to me like a primitive culling technique.
Çocuğun anlattığı senaryoya göre bu, ilkel toplumlardaki en iyiyi seçme yöntemine benziyor.
The closest thing to primitive down here... Is living in a beachfront retirement condo.
İlkelliğe en yakın şey sahil kenarındaki bir emekli bölgesinde yaşamaktır.
Witnesses described them as primitive-Looking men with red-Piercing eyes.
Şahitler, kızıl gözlü ilkel adamlar tanımlamışlardı.
Unable to speak or feel anything... but the most primitive emotions.
Konuşamayan ya da birşey hissedemeyen ama en ilkel dürtülere sahip olan.
... I'm talking about the authentic boomerang, not those you find in Sydney souvenir stores, the primitive boomerang of proud aborigine warriors, that boomerang has a dynamism, a motion, when it's thrown correctly,
... otantik bumeranglar hakkında konuşuyorum. yoksa Sydney'de hediyelik eşya dükkanında bulabileceklerinizden değil. Gururlu Aborjin savaşçılarının ilkel bumerangı,
You are primitive, and you follow your baser instincts... and I come from a culture that values Christian morality.
Sizler ilkelsiniz ve en temel içgüdülerinize göre hareket ediyorsunuz ve ben Hristiyan değerlerine sahip bir kültürden geliyorum.
but we're so primitive we....
Müthiş bir armağan ama biz öyle ilkeliz ki...
Half a century ago, they conquered two primitive races and integrated them into their culture as a labour class.
Yarım yüzyıl önce, iki ilker kabile keşfettiler ve onları kültürlerine işçi sınıfı olarak entegre ettiler.
Curt Wild, founder of the influential garage band The Rats... came from the aluminium trailer parks of Michigan... where rock folklore claims far more primitive origins.
Curt Wild, The Rats adlı çok etkili bir rock grubunun kurucusu olan, Michigan'ın alüminyum treyler parklarından gelmiş olsa da, rock bilimcileri daha ilkel bir kökenden geldiğini iddia ediyorlardı.
i'm interested in heightening people's awareness, altering states through primitive rituals.
Ben ilkel ritüeller vasıtasıyla insanların farkındalıklarını yükseltmekle, durumlarını değiştirmekle ilgileniyorum.
Wedekind says Lulu isn't a real character... she's... an embodiment of primitive sexuality.
Wedekind'e göre, Lulu gerçek bir karakter değil... O... ilkel cinselliğin ta kendisi.
While we have advanced... these savages retain their primitive way of life.
Biz ne kadar gelişmiş durumdaysak,.. .. bu vahşiler de o kadar yaşam suçlularıdırlar.
In these primitive artifacts a sort of depth that is lacking in our world today.
Şimdi tüm bu ilkel eserler,.. ... önyargılar, tarih olmuş durumda.
Didn't think you were so primitive.
- Bu kadar yeter Alice tamam mı? - Düşündüğümden daha da ilkelmişsiniz.
That was quite primitive.
Bu çok basitti.
They were primitive creatures ;
Onlar ilkel yaratıklardı.
- It's a bit primitive, isn't it?
- Biraz ilkel değil mi?
And the strain of the primitive remained alive and active,
İIkelliğin izleri içinde hâlâ canlı ve faaldi.
You have no appreciation of primitive art.
İIkel sanata hiç saygı göstermiyorsun.
At first glance... they're so primitive- - genetic impurities, no telepathy, violent- - and yet they've created so many beautiful ways to communicate their ideas- - literature, art, music.
İlk bakışta... çok fazla ilkeller- - genetik kirlilik, telepatilerinin olmayışı, şiddete eğilimli olmaları- - ve bunun yanında fikirlerini iletebilmek için bir sürü güzel yöntem keşfetmeleri edebiyat, sanat, müzik.
They were primitive, but their oral history referred to a powerful substance which could "burn the sky."
Onlar ilkeldi, ama sözlü tarihlerinde "Gök yüzünü yakan" olarak adlandırılan güçlü bir maddeden basheder.
They, too, were primitive and believed it was a drop of blood from their creator.
Fakat onlarda ilkeldi ve onları yaratanın bir damla kan olduğuna inanıyorlardı.
I find it unbelievable that anyone so primitive... could have deciphered the gate system.
Bu kadar ilkel bir grubun geçit sistemini... çözmesine inanamıyorum.
Did you say primitive?
İlkel mi dedin?
These people are even more primitive than you.
Bu insanlar sizden de ilkel.
I wish you would stop calling us primitive.
Bize ilkel demeyi kesmeni umuyorum.
You are anything but primitive, Samantha.
Siz ilkelsiniz, Samantha.
They... called us very young, which I suppose is a hair more polite than calling us primitive, but, same idea.
Onlar... bize "çok gençsiniz" dediler, tahminimce ilkel demenin daha kibar bir yolu, ama aynı mantık.
Enough sedative must knock back the primitive mind.
Sakinleştirici ilkel aklı zayıflatmış olmalı.
The Madronans are primitive, so it's likely it was terraformed by another alien race.
Madronalılar ilkel, o nedenle muhtemelen bu düzenleme başka bir yabancı ırk tarafından yapılmış.
As you can see, humankind has come a long way from its primitive roots.
Gördüğünüz gibi insanlık, ilkellikten çok daha ilerilere geldi.
It appears to be a very primitive strain of what we're seeing here.
Görünüşe göre, burada gördüğümüz şey, ilk örneklerden birisi.
Xena, you just don't realize how primitive you really are.
Zeyna, sen sadece gerçekten ne kadar - ilkel- olduğunu farkedemiyorsun.
What kind of primitive beasts are responsible for this mess?
Ne tür ilkel hayvanlar sorumlu bu dağınıklıktan.
I find them primitive and unnecessary if one's done one's proper planning.
İyi plan yapılırsa, silahlara hiç gerek kalmaz.
Yes, when something primitive is called for.
Durum ilkel şeyler yapmamı gerektirirse.
We have taken over the last pockets of primitive life-forms.
Son ilkel yaşam barınaklarını da ele geçirdik.
He can give me a look at man in his primitive state... ungoverned man.
Sadece bana bu kötü durumda bakmasını istiyorum.
So the perfect world was a dream that your primitive cerebrum kept trying to wake up from.
Bu yüzden mükemmel dünya ilkel beyinlerizin, uyanmayı denediği bir rüya halini alıyor.
- It isn't. It's fucking primitive.
- Buna ancak ilkellik denir.
In his defense, every primitive culture known to man deified them.
Savunması, tüm ilkel kültürlerin onları tanrılaştırması.
Ow! Lousy primitive body!
İğrenç ilkel vücudum!
I know they're primitive and not complete.
Çizimler basit ve daha tamamlanmadılar.
I mean, that's a very primitive way of thinking.
Çok ilkel düşünüyorsun. - Hayır, hayır.
It's not as primitive as you'd think for a small town.
Küçük bir kasaba için sanıldığı kadar ilkel değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]