English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Prism

Prism translate Turkish

221 parallel translation
Pay particular attention. if you will. Miss Prism... to her German grammar.
Almanca gramerine özellikle önem vermenizi istiyorum.
We might have a good influence over him, Miss Prism.
- Onun üzerinde iyi bir etkimiz olabilir.
Did you really, Miss Prism?
- Gerçekten mi Bayan Prism?
Miss Prism, you are, I trust, well.
Bayan Prism, siz eminim iyisinizdir?
Miss Prism has just been complaining... of a slight headache.
Bayan Prism hafif bir başağrısından şikayet ediyordu.
No. dear Miss Prism. I know that... but I felt instinctively that you had a headache.
Hayır, sevgili Bayan Prism, bunu biliyorum ama içgüdüsel olarak başınızın ağrıdığını hissettim.
- That's strange. Were I fortunate enough to be Miss Prism's pupil... I would hang upon her lips.
Tuhaf, eğer ben Bayan Prism'in öğrencisi olacak kadar şanslı olsaydım, ağzının içine bakardım.
Oh, charity, Miss Prism, charity.
Merhamet, Bayan Prism, merhamet.
Miss Prism never says such things to me.
Bayan Prism asla böyle şeyler söylemez.
Then Miss Prism is a short-sighted old lady.
O zaman Bayan Prism gözleri bozuk yaşlı bir kadın.
Miss Prism, I almost forgot to mention... that Dr. Chasuble is expecting you in the vestry.
Bayan Prism, size söylemeyi unuttum, Dr Chasuble sizi kilisedeki odasında bekliyor.
Miss Prism has asked me to tell you... she's waiting for you in the vestry.
Bayan Prism, sizi kilisede beklediğini söylememi istedi.
Miss Prism in the vestry.
Bayan Prism... kilisede.
Miss Prism?
Bayan Prism?
Did I hear you mention a Miss Prism?
- Bayan Prism diye birinden bahsettiğinizi mi duydum?
Is this Miss Prism a female of repellent aspect... remotely connected with education?
Kendisi eğitimle ilgili çalışan itici bir kadın olabilir mi acaba?
Prism!
Prism!
Prism, where is that baby?
Prism, o bebek nerede?
Miss Prism. this is a matter of no small importance to me.
- Bayan Prism, bu benim için çok önemli bir konu.
Is this the handbag, Miss Prism?
Bu o çanta mı Bayan Prism?
Miss Prism, more is restored to you than this handbag.
Bayan Prism, bu çantadan daha fazlası size döndü.
How do you do? Miss Prism, my unfortunate brother.
Bayan Prism, talihsiz kardeşim.
A moment. Miss Prism.
Bir dakika, Bayan Prism.
Aunt Augusta, a moment. At the time when Miss Prism left me in the handbag... had I been christened already?
Augusta Teyze, Bayan Prism beni çanta ile bıraktığında vaftiz edilmiş miydim?
- Automatic prism.
- Kontrol paneli.
The sun's rays hit it, and it acts like a prism.
Güneş ışınları ona vuruyor, ve sanki bir prizma gibi gözüküyor.
You don't know what a prism is, now, admit it.
Prizmanın ne olduğunu bile bilmiyorsun, İtiraf et.
That is a prism.
İşte prizma bu.
A glass prism.
Cam prizma.
An intense beam of ordinary white light is passed through a narrow slit and then through the prism.
Yoğun bir normal beyaz ışık demeti, önce dar bir yarıktan... sonra prizmadan geçirilir.
White light enters the prism what comes out of the prism is colored light.
Beyaz ışık prizmaya girer ve prizmadan çıkan şey renkli ışıktır.
Look at that prism assembly.
Şu prizma şeklindeki şeye baksana.
How, he wondered, could he get a better look at the spectrum that a prism produced?
Prizmadan çıkan tayfı daha iyi nasıl görebileceğini merak ediyordu.
But how does a prism spread out the colors concealed in a beam of sunlight?
Peki ama, bir prizma bir demet güneş ışığında saklanan renkleri nasıl ortaya çıkarıyor olabilir?
Inside the prism, each color moves at a different speed.
Prizmanın içindeyken her renk farklı hızda hareket eder.
That's how a prism works.
Prizmaların çalışma mantığı budur.
If you look at sunlight through a prism, you'll see its spectrum.
Güneş ışığına bir prizmadan baktığınızda onun tayfını görürsünüz.
When Joseph Fraunhofer combined a prism with a telescope and turned it toward the skies, he brought the stars much closer to us.
Joseph Fraunhofer, bir prizma ile bir teleskobu birleştirip onu gökyüzüne doğrultarak yıldızları daha da yakınımıza getirmiş oldu.
A prism of some kind?
Prizma türü bir şey?
When light passes through a prism, there's a spectrum, and the color that's most curved is blue!
Işık bir prizmadan geçerken, renk tayfı oluşur ve en çok bükülen renk mavidir.
It's a glass ; A prism.
Bu bir prizma.
You know, he's perfectly entitled to say I'm seeing it through a prism, too.
Farklı olan, işçi sınıf kültüründe çalışma değerleri de vardı, dayanışma değerleri ve toplumsal değerler gibi...
You know my problem, I'm so pale man, I take my shirt of at the beach, it's like a fucking prism man.
Sorunumu biliyorsunuz çok "parlak" adamım ben. Plajda tişörtümü çıkardım ortalık aydınlandı sanki.
Moon Prism Power!
Ayın Prizma Gücü!
Moon Prism Power Makeup!
Ay'ın Prizma Gücü Harekete Geç!
So the film travels loose over this prism.
Yani, film bu prizma üzerine dağılıyor.
Possibly a prism.
Büyük ihtimalle bir prizma.
I want to use a mirror to cut the beam, send the beam back to its source and then I'm gonna move the prism.
Işını kesmek için bir ayna kullanacağım, böylece ışını kaynağına geri gönderip prizmanın yerini değiştirebilirim.
I now see my future through the prism of your heart.
Şimdi ise geleceğimi senin kalbinin yansımasından görebiliyorum.
Thirty-four years ago. Prism... you left Lord Bracknell's house... Number 104.
34 yıl önce bir gün, Lord Bracknell'in Yukarı Grosvenor Caddesi 104 numaralı evinden - içinde erkek bir bebek bulunan bir bebek arabası ile ayrıldın.
The suggestion is absurd.
Bayan Prism, bu öneriniz çok saçma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]