Probleme translate Turkish
199 parallel translation
I find myself applying the technique of my art to a problem of real life.
Kendimi sanatımla ilgili tekniği gerçek hayatla ilgili bir probleme uygularken buldum.
Worry about that later.
O probleme sonra bakarız.
Looks like you ran into a little trouble.
Küçük bir probleme rast geldin gibi.
Morbius was too close to the problem.
Morbius probleme çok yaklaşmıştı.
And now for the problem.
Şimdi gelelim probleme.
So, you put your mind to the problem, and, luckily, you solved it.
Bu yüzden aklını probleme yordun ve onu çözdün.
"What is your answer to this problem?", Roseline asked "A over B equals AOB..."
Rosaline "Bu probleme cevabın nedir?" diye sormuştu "A bölü B eşittir AOB"...
It's not a question of sentiments. He never had any.
Probleme duygusal bakmamalı düşman asla onlara sahip olmadı
You have just described a problem as old as Man.
Probleme eski kafayla yaklaşıyorsun.
This legend raises a lovely problem :
Bu efsane burada ilginç bir probleme sebeb olmuş :
I give you an answer and you confuse it by bringing her into the problem.
Sana bir cevap veririm ama onu probleme sokarak karıştırırsın.
Now then, focus your tiny minds on the kind of problem that it used to take weeks of thought before the computer.
Pekala, şimdi küçük zihinlerinizi bilgisayardan önce haftalarca düşünmeyi gerektiren probleme odaklayın.
We both got the same problem.
Aynı probleme sahibiz.
You have just opened a fortune cookie without a fortune written by a master who does not exist to find the solution to a problem whose answer you already know.
Sen içinde bilgelik yazmayan bir talih kurabiyesi açtın bu var olmayan bir bilge tarafından yazılmış zaten cevabını bildiğin bir probleme çözüm arayan bir metin.
Abe doesn't need problems.
Abe'nin probleme ihtiyacı yok.
.. to the terrible problem which gives Palermo a bad reputation.
.. Şöhretini veren bu probleme bir nokta koyamıyoruz..
I want to apply this lesson to three particular cases, three particular problems that have given difficulty : the eye, the wing and camouflage.
Bu konuyu 3 temel vakaya, zor olduğu öne sürülen 3 farklı probleme uygulamak istiyorum : Göz, kanat ve kamuflaj.
Now to our third double-edged sword : technology.
Şimdi iki tarafı keskin bıçağımızda üçüncü probleme geldik : teknoloji.
- How did you get in here?
- Yeterince probleme sebep oldun.
You lucky you don't have the same problem.
Benimle aynı probleme sahip olmadığın için şanslısın.
Don't live under this dream'that the West will come and sort this problem out.'
( Alija )'Sakın... Böyle bir hayalin içinde yaşamayın ; 'Batı gelecek ve bu probleme çözüm bulacak.'
Well, it's something kind of small, but it might be a big problem.
Küçük bir şey, ama büyük bir probleme dönüşebilir.
They learn the essentials of hunting from their mother... but then each develops its own solution... to the problems of survival... based on its own, unique experiences.
Annelerinden avlanmanın gerektirdiklerini öğrenirler ama sonrasında her probleme kendisi bir çözüm geliştirir. Hayatta kalması, kendi eşsiz tecrübelerine bağlıdır.
Don't live under this dream'that the West will come and sort this problem out.'
( alija )'sakın... böyle bir hayalin içinde yaşamayın ; 'batı gelecek ve bu probleme çözüm bulacak.'
For the moment I don't see any harm in allowing the Savage to remain here at his liberty time will tell whether his presence here will pose a serious problem.
Şu an için Vahşi'nin toplumumuzla birlikte yaşamaya devam etmesinde bir zarar görmüyorum.. .. ancak bu probleme ileriye doğru tekrar göz atıp tehlikeli olup olmayacağını anlamakta fayda var.
Let's move on to story. Have you solved your third-act problem?
Tamam hikayeye devam edelim. 3.kısımdaki probleme cozum buldunuzmu?
I'm stuck on this problem.
Bir probleme takıldım.
Although successful, a policy of aggressive economic growth aimed at rebuilding the nation and rejoining the world also led to serious social unrest and economic hardship for many.
Yeniden yapılanma, Ülke sınırları dahilinde gerçekleşir. Ancak bu, birçok sosyal probleme de önayak olur.
I had to stop him from blowing himself up to bits, figure out what was causing the problem and fix it.
Rygel'in kendini parçalara ayırmasına engel olmak zorunda kaldım, bu probleme neyin yol açtığını bulup düzelttim.
Don't we have enough problems on the one we're on?
Yeterince probleme sahip değil miyiz?
We met, and looked at every angle ofthe problem.
Buluştuk ve probleme her açıdan baktık.
To be honest with you, I'm here to see if you'll consider alternate solutions..... to the problem faced by the Enkarans.
Sana karşı dürüst olacağım, buraya Enkaralılar'ın karşı karşıya oldukları probleme karşı başka bir çözüm yolunu değerlendirme olasılığınız olup olmadığını konuşmaya geldim.
Well, we got probable cause.
Olası bir probleme sebep olduk.
We seem to be coming back to the same problem.
Aynı probleme geri döndüğümüzü düşünüyorum.
Or I could get back to the problem at hand, I know you're on your way to the board meeting and I know you don't really like me, but... I don't dislike you. I nothing you.
veya mevcut probleme geri dönebilirim. Jordan, kurul toplantısına gittiğini biliyorum,....... benden pek hoşlanmadığını da. Senden hoşlanmıyor değilim, sana karşı kayıtsızım.
Swearing can be fun, but doing it all the time Causes a lot of problems.
Küfür etmek eğlenceli olabilir, ama her zaman yapmak, bir sürü probleme sebep oluyor.
All kinds of problems this is causing because there's a reshoot now, and this jacket's been established in other scenes...
Bir sürü probleme neden oluyor çünkü yeniden çekim var ve bu diğer sahnelerde de olan bir ceketti.
No sex suggests trouble in a relationship.
Problemdir. Yatmıyor olmak ilişkide probleme işaret eder.
How the fuck can you keep the count right, but not do the book problem?
Bunu nasıl hesaplıyorsun da, iş probleme geldi mi çözemiyorsun?
Zimmermann was impressed by Casement and began to wonder if a small German landing on Irish soil might cause the British massive problems.
Zimmermann, Casement'tan etkilendi. Küçük bir Alman birliğinin İrlanda topraklarına çıkarsa bunun İngiltere için büyük bir probleme yol açıp açmayacağını merak ediyordu.
Anyhow, I've got 2000 kids in my camp in Africa with the same problem, and some fucking asshole here has pulled our funding. So I guess I'm just going to have to feed them flies.
Aynı probleme sahip elimde 2000 çocuk daha var, ve gerzeğin biri paramızı kestiğinden şimdi sinek yemek zorundalar.
He is my solution to the ultimate problem :
Mutlak probleme çözümüm bu.
However, I will be a little upset if you wrote down anything extra in those materials.
Ama bu veri birşeyler içeriyorsa, içinde beklenmedik birşey yazıyorsa, bu biraz probleme neden olacaktır.
I mean, he'd attack a problem from the side, you know, from some weird angle.
O probleme tuhaf bir açıdan saldırırdı.
I recommend you concentrate on the problems at hand.
Şu an ortadaki probleme odaklanmanı öneririm.
And I don't think you have this kind of problem.
Ve bu yüzden aynı probleme sahip olduğumuzu düşünmüyorum.
Religious differences cause too many problems.
Dini ayrılıklar bir çok probleme sebep oluyor.
Look, I can't point to a specific problem at this time, but let me tell you something. The evidence is there.
Bak, şu anda belirli bir probleme işaret edemem, ama sana birşey söyleyeyim.
Every little thing with you becomes a big issue.
Her küçük sorun seninle birlikte büyük bir probleme dönüşüyor.
Stephen is always wrapped up in the problems he's working on.
Stephen üzerinde çalıştığı probleme daima sarılırdı.
Have you obtained the wormhole information?
Bak, yukarıda gemide işlerin zor olduğunu biliyorum. Rygel'in kendini parçalara ayırmasına engel olmak zorunda kaldım, bu probleme neyin yol açtığını bulup düzelttim. Zor!