English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Proximity

Proximity translate Turkish

749 parallel translation
- Yes. Someone whom we've suspected to be the twin sister has been found in close proximity to President Joo Joong Won.
Evet, suçlu olduğundan şüphelenilen ikizlerin büyüğü Başkan Joo Joong Won'un etrafında dolaşıyormuş.
I, I was just trying to visualize the proximity.
Ben, ben yöreyi gözümde canlandırmağa çalışıyordum sadece.
And soon they were surrounded by a huge, well-shaded cemetery in which the Ottoman nobles and pious people wanted to enjoy in a posthumous way the benefits of the holy man's proximity.
Kısa süre sonra öldükten sonra bu kutsal zata yakın olmanın faydalarından nasiplenmek isteyen Osmanlı asilzadelerinin ve dindar kişilerden oluşan büyük ve gölgelik bir mezarlık tarafından etrafı çevrilmiştir.
But in the event of an attack on Winston, the proximity of the fort's whiskey would see you end up inevitably in front of the firing squad.
Ama, Winston'a bir saldırı durumunda... seni de, kalenin viskilerinin yakınlarında görürlerse... ister istemez kendini idam mangası önünde bulacaksın.
The proximity made things easy.
Bu yakınlık, işleri kolaylaştırdı.
I wanted the playwright for myself from the proximity look at.
Bir oyun yazarını yakından izlemek istedim.
- He / it lives in the proximity.
- O bölgede yaşıyor.
It can be overloaded... but by increasing the power output... and sliding through radar frequencies as fast as possible... what happens is the firing mechanism... reads the higher amperage as proximity to the target... and detonates the warhead.
Aşırı yüklenebilir... fakat çıkış gücündeki artış... ve radar frekansındaki yüksek değişim,... hedefe yaklaştıkça yükselen akımın... ateşleme mekanizmasını faaliyete geçirip... başlığı patlatmasından kaynaklanıyor.
Phaser weapons energized, set for proximity blast.
- Fazerler yüklü. Atışa hazır.
Place one in with the debris. Proximity fuse.
- Bir tane enkaz parçası arasına koy.
Put this in the proximity of the Companion and it will scramble every electrical impulse it can produce.
Bunu Arkadaş'ın çevresine koy, onun üreteceği tüm elektrik akımını bozacaktır.
The light of the sun at the proximity where the Denevan declared himself free was one million candles per square inch.
Denevalı'nın özgürlüğünü ilan ettiği güneş ışığı santimetre kare başına 1.000.000 mum ışığı gücündeydi.
Lieutenant, take a message to Starfleet Command. - Due to the proximity of the Romulans, better use Code 2. - Aye, sir.
Yıldız Filosu Kumandanına bir mesaj ilet.
Dr. Poole, what's it like living for most of the year in such close proximity with Hal?
Dr. Poole, bütün bir yıl, Hal ile bu kadar yakın olmak nasıl bir şey?
Most villages in our proximity... have been bullied by the Eight bandits. We've taken all kinds of oppressions from them. Luckily with the help of Master Fang and fellow heroes,... they have been finally rid of.
Köylerimiz ve insanlarımız bu çete tarafından zulüm ediliyordu bu zalimlerin elinden çok çektik ta'ki Fang Usta ve evlatlarımız, buna son verene kadar onlar sayesinde bu kabus sona erdi..
Lieutenant, try and warn Memory Alpha of the proximity of that phenomenon.
Teğmen, Memory Alpha'ya o olayın yakınlarda olduğunu haber verin.
But the matter and antimatter are in red-zone proximity.
Madde ve antimadde kırmızı bölgede.
So the close proximity to you has enabled her to realize... that while the fabric may be decaying, the structure is still sound.
Sana o kadar yakın olunca bina çökse bile kaidenin durduğunu fark etmiş.
But these faces without age, these frail or drooping figures, these hunched, grey backs, you can feel their constant proximity, you follow their shadows, you are their shadow, you frequent their hideouts, their pokey little holes,
Ama yaşı olmayan bu yüzlerin bu kırılgan ve çelimsiz çehrelerin bu kambur, gri sırtlıların sana ne kadar yakın olduğunu hissedebiliyor gölgelerini takip ediyor, gölgeleri oluyor saklandıkları o küçük deliklere gidiyorsun ;
Your proximity to Paris... goads both Right and Left extremists
Paris'e olan uzaklığınız... Hem sağ hem de soldaki aşırı uçları kışkırtıyor...
I can't accept the proximity of my face and my vagina.
Vajinamın ve yüzümün benzerliğini kabul edemiyordum.
Now then given the exact location of the galaxy that he mentions and the proximity to our own solar system...
Şu halde... söz ettiği galaksinin yerine... ve güneş sistemimize uzaklığına bakılırsa...
Its proximity to the sun provides the only climate in the galaxy comfortably able to support life as we know it.
Bildiğimiz kadarıyla Güneş'e olan mesafesi 00 : 07 : 08,294 - - 00 : 07 : 11,058 galaksideki yaşamaya uygun bir ortamı sağlayan tek gezegen.
" lt needs to be alone and in close proximity with the life-form to be absorbed.
" yutacağı canlıyla beraber yalnız kalmaya ihtiyac duyuyor.
Several women were placed in proximity to the subject... but no change occurred... leading authorities to conclude... that the phenomenon does not occur with women.
Deneğin yanı başına birkaç kadın konmuş... ama bir değişim gözlenmemiş... önde gelen otoriteler olgunun kadınlarla... gerçekleşmediğinde mutabık kaldı.
- Radar scope detects Decepticons in close proximity, Huffer.
Buraya geldiler! Hadi, çocuklar!
Until then, the prisoner had never been in such close proximity to an English girl.
Bu talihsiz çay partisine değin, tutuklu, daha önce bir İngiliz kızla hiç bu kadar yakınlaşmamıştı.
... in the immediate proximity of the enemy... are fulfilling their duty day and night...
"... düşmanla ansızın karşılaştığında... " "... onlar gündüz ve gece görevini tamamlarken... "
Mrs. St. Clair a window and a river in close proximity does not automatically mean violent death.
Bayan St. Clair Bir pencere ve nehrin birbirine yakınlığı otomatikmen şiddet sonucu bir ölüm anlamına gelmez.
Anyone in close proximity... has the same dream.
Yakın çevredeki herkes aynı rüyayı görüyor.
Number One, I don't believe the location of the crash and the proximity of the creature is a coincidence.
Bir Numara, kaza yeriyle, yaratığın oraya yakınlığının... bir tesadüf olduğuna inanmıyorum.
We are in close proximity to that planet.
O gezegene çok yakınız.
And because of the proximity, I've observed a lot never recorded before.
Bu yakınlık, mevcut kayıtlardan çok daha fazlasını gözlemlememi sağladı.
- "Meet." Closeness, proximity.
- "Buluşmak." Yakınlık, benzerlik.
They employ a subspace proximity detonator.
Bir altuzay temas fünyesini çalıştırıyorlar.
Sir, we have a proximity warning light.
Efendim, mesafe dedektörü yakınlık alarmı veriyor.
This is the price I pay for the proximity of my office.
Mahkemeye yakınlığın bedelini böyle ödüyorum.
We're aware of the proximity to the park.
Parka olan yakınlığının farkındayız.
Despite our proximity to the Romulans, the mission has been quiet and uneventful.
Romulan bölgesine olan yakınlığımıza rağmen görev oldukça sessiz ve olaysız geçiyor.
- Proximity detectors.
- Mesafe dedektörleri.Bunları daha önce Manu III'de kullanılırken görmüştüm.
Our proximity implants stop us from doing serious damage.
Mesafe detektörlerimiz sayesinde, çevremizden gelmesi muhtemel saldırılara karşı önlem alabiliyoruz.
They designed the proximity detectors to keep us under control.
Mesafe detektörleri, hükümet tarafından bizi kontrol altında, tutmak için tasarlanmıştı.
Proximity, apparently, has no bearing on this phenomenon.
Yakınlığın, bu fenomen üzerinde hiçbir ilgisi yok gibi görünüyor.
The Talarians use a subspace proximity detonator.
Talarianlılar bir uzayaltı yakınlık fünyesi kullanıyorlar.
This is a proximity-actuated field.
Bu yakınlıkla faal olan bir alan.
I'm in proximity working the Seattle lab.
Seattle Lab. ile çalışıyorum.
Mischief varies inversely with proximity to the authority figure.
Kötülük otoriteye yakınlığının tersine bir yaklaşımla değişir.
Has your government considered that having your ships and ours, your aircraft and ours in such proximity is inherently dangerous?
Sizin gemilerle bizimkileri böyle bir konumda karşı karşıya getirmenin tehlikelerini hükümetiniz bilmiyor mu?
You know, given the layout of this junkyard... and the proximity of certain structures... if they were gonna spring a trap... they'd probably do it right about...
Bilirsiniz, bu araba mezarlığının yerleşimi ve belirli yapılara yakınlığı eğer bir tuzak kuracaklarsa sanırım tam şu anda yaparlardı.
The Tamarian and the entity are in close proximity.
Tamarian ve varlık şimdi çok yakında.
Is that you're in close proximity to all this.
Bu tüm olaylara çok yakın oluşun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]