English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Pt

Pt translate Turkish

1,105 parallel translation
The door was locked and the key had disappeared.
Kapı kilitli ve anahtar da kayıptı.
One page was missing.
Bir sayfa kayıptı.
"Education is wasted on you."
"Size eğitim vermek, eğitim için kayıptır."
A file was missing.
Bir dosya kayıptı.
Your father's death was a tragedy. Not only for your family but for the police force as well.
Babanın vefatı, yalnızca ailen için değil polis teşkilatı için de büyük bir kayıptı.
"'Stone Calf'was a great loss, but even the old men could not remember... " such a one-sided victory.
Taştan Buzağı, büyük bir kayıptı ama yaşlı adamlar bile hiç kayıp verilmeyen tek taraflı bir zafer anımsamıyordu.
PT Barnum.
PT Barnum.
If it's a girl, she'll be PT Usha. "
Eğer kız olursa Usha olacak!
Let me know if it's PT Usha or Sachin Tendulkar.
Usha mi, yoksa Sachin Tendulkar mi? oldugunu bana da haber verin.
And Smokey Lonesome been missin'ever since that same terrible night.
Ve Smokey Lonesome da o korkunç geceden beri kayıptı.
Many of you here tonight were once lost children but Granny Wendy found parents and homes for each of you and saved you.
Buradakilerin çoğu bir zamanlar kayıptı ama Wendy, size aile ve yuva buldu ve sizi kurtardı.
He was lost too.
O da kayıptı.
Thought he was a snitch. But I treated him good. He wanted his kid to grow up with a chance.
Beynin büyük bir kısmı kayıptı.
Not to put too fine a point on it, O'Connell, but has it occurred to you there might be certain romantic implications... to us being stranded out here in the middle of nowhere?
Ayıptır söylemesi, O'Connell ama bizim bu dağın başı yerde mahsur kalmış olmamızın bir takım romantik manalar içerebileceği senin de aklına geldi mi?
PT.
PT.
Three Communist PT boats attacked an American destroyer off Vietnam.
Üç komünist devriye teknesi Vietnam açıklarında Amerikan gemisine saldırdı.
That's because you're lost.
Çünkü kayıptık.
Losing fair is still losing, Frank.
Az farkla kayıp da kayıptır Frank.
Norman, it is not polite to stare.
Norman, gözlerini dikip bakmak ayıptır.
- A part of me was always missing.
- Bir parçam hep kayıptı.
Taurus, PT,.99, long barrel.
Taurus, PT, 19x9, uzun namlulu.
- So we pick him up, and he is one lost dude.
- Yani onu gördük, ve o kayıptı ahbap.
That's very dirty.
Bu çok ayıptı.
PT's 36 and the rest are off the wall.
PT'si 36 ve diğerleri orada yazıyor.
It's not polite to stare.
Birisine gözlerini dikmek ayıptır.
It's been missing for a couple of days.
Bir kaç gündür kayıptı.
In a linear existence, we can't go back to the past to get something we left behind, so it's lost.
Doğrusal var olmada geride bıraktığımız bir şeyi almak için dönemeyiz, bu yüzden o kayıptır.
King Vegeta, who was so regrettably lost.
Kral Vegeta, o bizim için büyük bir kayıptı.
It's rude to peep without permission.
Başkalarının eşyalarını kurcalamak ayıptır!
It's a crime to sneak a look at someone.
İzinsiz birini soyman ayıptır!
Kind of gone most of the time.
Ancak zamanın büyük bir bölümümde kayıptı.
Freddy's glove Was missing... and police are speculating the murders Were the result... of a botched theft...
Freddy'nin eldiveni kayıptı... Polis cinayetlerin iki gün önce meydana gelen başarısız bir hırsızlığın sonucu olduğunu düşünüyor.
They're like bad weeds and need to be taken out.
Kayıptılar. Kötü tohumlar gibiydiler ve... sökülüp atılmaları gerekiyordu.
Imagine then my disappointment when I read your story, which was trite and revealed nothing profound about a woman's desires.
... bu yüzden hikayeni okuduğumda hayal kırıklığına uğradığımı bilmeni isterim. ... çok basmakalıptı... bir kadının gerçek arzuları hakkında elle tutulur bir şey ortaya koyamıyordu.
Dotson, take these men for two hours of PT!
Dotson, bu adamlara iki saat eğitim yaptır.
- The Sheriff's missing.
- Şerif kayıptı.
He's been missing since 11 : 00 this morning.
Bu sabaha kadar kayıptı.
Reveille's at zero six-hundred PT's at zero six-thirty and breakfast is at zero seven-thirty.
Kalk borusu 06.00'da çalacak. P.T. Saat 06.30'da ve kahvaltı da 07.30'da.
PT-17.
PT-17.
Operator : PT T, we want you back.
PT T, geri gelmenizi istiyoruz.
"PT T"?
PTT mi?
You can never replace anyone.
Kimseyi kimsenin yerine koyamazsın. Kayıp olan kayıptır.
Lost for a millennium.
Bin yıldır kayıptı.
I've recently come into possession of an authentic PT Barnum exhibit.
Otantik PT Barnum sergisindeki eşyalardan bazıları elime geçti de.
Which is why you did not have to take exam, which is a ball-buster, pardon the expression.
O nedenle sınava girmen gerekli olmadı. Ayıptır söylemesi, boktan bir sınav.
And we know our way around.
Ayıptır söylemesi, iyi çevremiz vardır bizim.
[Shivering ] - [ Birds Crying ] - [ Grasshopper] This is an outrage!
Bu yaptığınız büyük ayıptır!
Lab tests show elevated LFTs, leukocytosis, and a prolonged PT consistent with ascending cholangitis.
Testlere göre LFT artmış, lökositosis, ve uzamış bir PT kolanjit mevcut.
Blood gas with carbon monoxide level, CBC, PT.
Kan gazı ve karbonmonoksit seviyesi, kan sayımı, PT.
Operator : If you switched from PT T to PT T Two, we want you back.
Eğer PTT'den PTT 2'ye geçtiyseniz, sizi geri istiyoruz. "Yoldaşlar Yoldaşları Arıyor" programına teşekkürler
I know.
Biri yanındayken ondan üçüncü bir kişi gibi bahsetmek ayıptır.
ptsd 39

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]