Publishers translate Turkish
322 parallel translation
The publishers did not see that my purpose was to write a moral lesson of the punishment that befell a mortal man who dared to emulate God.
Yayıncılar amacımın, Tanrıyı taklit etmeye kalkan bir ölümlünün cezanlandırılması üzerine ahlaki bir ders vermek olduğunu anlamadılar.
Flashing all that money which I didn't know until this morning came from your publishers.
Bütün o paranın aniden ortaya çıkması. Ki bu sabaha kadar paranın yayıncılarınızdan geldiğini bilmiyordum.
- My publishers never forgave me.
- Yayımcılarım beni hiç affetmedi.
- Publishers?
- Yayımcılar mı?
That's what my publishers have been complaining about.
Benim yayıncılarım bundan şikayet ediyor.
Anyway, I've found a way to stop publishers from rejecting me.
Kitapçıların eserlerimi geri çevirmesini önlemenin yolunu buldum.
I have to stop in at my publishers.
Yayıncıma uğramak zorundaydım.
Put the piano over there with shelves for music... plenty of space to walk up and down, manuscripts all over the floor... hot pincers to tear the flesh from people who keep telling me luncheon is ready... stacks of checks from my publishers, and...
Piyanoyu müzik çalışmalarını koyacağım raflarla birlikte şuraya yerleştiririm. Aşağı yukarı yürümek ve taslakları sermek için bol yer yemeğin hazır olduğunu söyleyip duranları dağlamak için kızgın kerpetenler yayıncılarımdan gelen çek yığınları ve...
I promised publishers that it would be delivered next spring.
Yayıncılara bir sonraki bahar teslim edeceğim sözü verip durdum.
Now, tomorrow you'll take it to the publishers.
Yarın bunu yayıncıya götüreceksin.
Well, uh, tomorrow, the publishers. Tacket and Sproule in Great Smith Street.
Neyse yarın yayıncılara Great Smith sokağındaki Tacket Sproule'a git.
- He works for some publishers.
- Bir yayımcıda çalışıyor.
The publishers don't care about the paper.
Yayımcılar gazeteyi umursamıyor.
This is from your publishers.
Bu editörlerinizden.
This advance that my publishers gave me- -
Yayımcım biraz avans verdi -
Publishers are real high on it.
Yayınevlerinden büyük ilgi var.
Come September and we'll have your publishers howling across the country.
Eylül ayı gelsin, senin yayıncıların ülkenin her yanında dolanıp duracaklar.
I understand Redlitch is about ready to change publishers.
Bildiğim kadarıyla Redlitch yayıncı değiştirmek üzereymiş.
You had him talk the publishers out of it?
Yayıncıları kitabı basmamaya ikna etmelerini mi söyledin ona?
It was rejected by 42 publishers and almost all of the English-reading public.
Aynen öyleydi. 42 editörden ve İngilizce okutulan neredeyse her yerden ret yemişti.
The children who read the book will want to see the pictures the camera takes, but the publishers say they're impossible to photograph, and they suggest drawings.
Kitabı okuyan çocuklar kameranın çektiği resimleri görmek isteyecek,... ama yayınevi bu resimlerin çekilemeyeceğini, bu nedenle çizim kullanılmasını öneriyor.
I mean, the publishers mightn't agree.
Yayın evi karşı çıkabilir.
I spoke to the publishers, I'll be handing in the script next week.
Yayıneviyle görüştüm, Yazdıklarımı önümüzdeki hafta içinde göndereceğim.
Fabio one of Geneva's most successful publishers of art books and theater magazines.
Fabio Cenevre'nin en başarılı sanat kitapları ve tiyatro.. ... dergilerinin yayıncılarından biridir.
We write them, we send them to all the publishers and record companies and singers.
Bunları yazıyoruz. Basıyoruz. Ve bütün yayıncılara ve plak şirketlerine gönderiyoruz.
He can't live on what the publishers pay him, so he buys his own printing plant.
Yayımcısının ona ödediğiyle hayatını idame ettiremezdi. Bu yüzden bir matbaa satın aldı.
We had a standing order with the book publishers, even in the United States.
Tüm yayınevlerine ödeme emri verdik hatta Amerika'dakiler dahil.
Vice President, Consolidated Book Publishers.
Consolidated Book Publishers'ın Başkan Yardımcıcı.
The blancmanges are really Australians trying to get the rights of the pelote rules from the Czech publishers!
Pelteler aslında pelote telif haklarını Çek yayıncılardan almaya çalışan Avustralyalılar!
If you like, I know some publishers.
- Kim? Kitap yazın.
They say he's hit notes music publishers ain't heard.
Hiç duyulmamış sesler çıkarıyormuşsun.
His publishers thought Billy Joe Smith lacked something for the books he writes.
Yayımcılar yazmış olduğu kitapların cinsine göre Billy Joe Smith'in... -... daha uygun olduğunu düşündü.
His publishers are happy. That's all that matters.
Yayımcıları memnun ve bu konuda hepsi bu kadar.
You can provide an objective opinion before I try the publishers.
Bir yayımcıya gidip, şiirlerimi bastırmadan önce senden tarafsız bir görüş alabilirim.
I'll wait until some publishers tell me they're bad.
Vasat olduklarından emin olmak için onları birkaç yayımcıya göndereceğim.
Literary awards are fixed by publishers.
Edebiyat ödüllerini hep yayımcılar ayarlıyor.
It's too specialized a subject to interest publishers.
Evet, yayımcıların dikkatini çekmeyecek bir konu.
Well, if it's a novel, you can send it to publishers.
Bir romansa, yayın evlerinde şansınızı deneyebilirsiniz.
Taking Dr. Bicard's advice... I sent four copies to the top four Parisian publishers.
Doktor Bicard'ın tavsiyesine uyarak Paris'teki en büyük dört yayınevine kitabımın kopyasını gönderdim.
The people who you will meet for the money, if your consent is given, were some small publishers.
Siz de uygun görürseniz orada bazı küçük yayıncılarla görüşeceksiniz.
Your office said you were on the way to his publishers, I just wanted a word.
Birimin yayıncısına gideceğini söyledi, söyleyeceklerim var.
You are getting involved in the publishers'fight.
Yayımcıların aralarındaki savaşlara dahil oluyorsunuz.
'This is the story'of the Hitchhiker's Guide To The Galaxy...'perhaps the most remarkable,'certainly the most successful book'ever to come out of the great publishers of Ursa Minor.
Bu Her Otostopçunun Galaksi Rehberi'nin hikayesidir... Belki, en dikkate değer, kesinlikle, Ursa Minor'un büyük yayıncılarının çıkarmış olduğu en başarılı kitap.
The first one was chosen as the best philosophical treatise of the year by a committee of publishers.
Birincisi yayıncılar derneği tarafından yılın en iyi felsefi incelemesi seçildi.
Do you write to a fixed pattern? Or do your publishers tell you this kind of sexism sales copies?
Sabit bir ilkeyle mi yazıyorsun, yoksa yayımcılarının satışları bu tip cinsiyet ayırımı yaptığın için satışları patlatıyor mu?
Tell Everybody you are going to New York. just lay low til the publishers and the financers come back.
Herkesler New York'a döneceğini söyler editör ve finansörler gelene kadar yan gelip yatarsın.
My book, on the other hand, is the current bible of penologists... and the publishers mixed his photo with mine... distributed the first printing with the wrong picture on it!
Benim kitabımsa bütün penolojistlerin kutsal gibi durumunda ve yayıncılar fotoğrafımı onunkiyle karıştırıyorlar ilk baskı yanlış resimle dağıtılıyor!
But it's the publishers I'm worried about.
Ama endişelendiğim yayınevi.
He's going to protest to the publishers again.
Yayıncıları yine protesto edecek.
If you don't like his solution, I'll go to the publishers.
Onun çözümünü beğenmediyseniz yayımcılarla konuşmaya ben giderim.
- Your publishers...
— Yayıncınızdan...