Pun intended translate Turkish
216 parallel translation
No pun intended.
KeIime oyunu yapmadı.
No pun intended.
Yanlış anlama.
No pun intended?
Kelime oyunu yapmasak?
The percentage of meteors that survive entry into the atmosphere is so small... that the odds against it happening locally to some one in our class... are astronomical, no pun intended.
Atmosferden geçmeyi başarabilen meteor sayısı o kadar düşüktür ki bizim sınıfta bir kişinin başına düşme ihtimali abartmıyorum astronomik boyuttadır.
No pun intended.
Hiç abartısız.
No pun intended.
Doğru anladın.
- No pun intended.
- Kelime oyunu değildi.
No pun intended.
Laf oyunu değil.
And I know this will probably queer our friendship- - no pun intended- - but I had to say it.
Bunun arkadaşlığımızı mahvedeceğini biliyorum. Kelime oyunu yapmıyorum. Ama söylemek zorundaydım.
And Grandpa would have charmed the pants off him, no pun intended.
Büyükbabam kelime oyunlarıyla onu eğlendirebilirdi.
No pun intended.
Ne ima, ne cinas.
They stole her chest - no pun intended - but I know where they hid it.
Kelime oyunu yapmıyorum. Nereye sakladıklarını biliyorum.
No pun intended.
Şaka değil.
No pun intended. It's Nick.
Fernando, Ben Nick.
Shall we say the stroke of midnight, no pun intended?
Buna geceyarısının vuruşu diyelim mi? Gerçek manâda.
No pun intended.
Abartmıyorum.
No pun intended. I know all about it.
Ama aslında senin işin de kolay değil.
My priority is to be the best Wiccan I can be... which... no pun intended... is why last night was a mistake... and, uh, to be honest... you and I have no future whatsoever.
Önceliğim olabileceğim en mükemmel Pagan olmak ve alınma ama ama bu nedenle dün gece bir hataydı ve dürüst olmak gerekirse seninle benim için hiçbir gelecek görmüyorum.
- No, I wasn't. - No pun intended.
Bunu düşünmemiştim Bu bir kelime oyunu değil.
But Reebok, they got cold feet... no pun intended.
Ama Reebok korkakça davrandı.
No pun intended.
Ama sizin takmanıza gerek yok.
Must have been rough, no pun intended.
Zor olmuş olmalı, kinaye yapmıyorum.
- No pun intended.
- Sözüm meclisten dışarı.
No pun intended.
Şaka yapmıyorum.
That ship has sailed, pun intended.
Gemi hareket etti, uzaklara gitti.
No pun intended.
- Bunda ima yok.
No pun intended.
Kelime oyunu yapmıyorum.
I'm going to put this all out of my head, no pun intended, and just get on with life.
Bunları kafamdan atacağım, kelime oyunu yapmıyorum. Ve hayatıma devam edeceğim.
No pun intended.
Kelime oyunu yapmaksızın.
Pun intended.
Her iki anlamda da.
- Pun intended?
Gel de görelim.
No pun intended, kids.
Umudunuzu kesmeyin çocuklar.
Yeah, it's a drag. Pun intended.
Evet öyle.
Thank you for dragging me. Pun intended.
Beni soktuğun için sağol.
No pun intended.
Kinaye yapmıyorum.
No pun intended.
Hayır cinas tasarlamak.
No pun intended.
Hiç bir mecaz da yapmıyorum.
Pun intended.
- Bilmeden.
No pun intended.
İmada bulunmuyorum.
Pun intended.
- Yanlış anlamayın.
No pun intended.
Hayır cinas amaçlanan.
Pun intended.
Pun tasarlanmıştır.
I mean, no pun intended, unless you thought I was being funny.
Yani, Eğlenceli olduğunu düşünmediğin sürece nişanla igili imalar yok..
No pun intended.
- Bir binadan düşmenin etkisini.
Pun intended.
Tam anlamıyla.
Uh, no pun intended.
Kelime oyunu yapmıyorum.
Yes, well, no pun intended...
Evet, şey, mecazi anlamda değil...
No pun intended?
Kasıtlı kelime oyunu yapmıyorsun ya?
I really hadn't intended to make a pun.
Boşluk demek istemiştim.
Pun intended.
Özellikle öyle söyledim.
Pun definitely intended.
Sözcük oyunu yaptım.