Put her on the phone translate Turkish
137 parallel translation
Please hold, I'll put her on the phone.
Lütfen bekleyin, onu telefona çağıracağım.
Put her on the phone.
Bağlantıyı aktar.
If you've got Carol, put her on the phone.
Carol elinizdeyse telefona verin.
- Can you put her on the phone?
- Telefonu ona verir misin?
Put her on the phone, you black bitch!
Telefonu ona ver, seni kara fahişe!
Will you put her on the phone?
Telefonu ona verecek misin?
- Put her on the phone.
- Onu telefona çağır.
Just put her on the phone, please.
- Telefonu ona ver. - Emredersiniz.
Just put her on the phone, please!
Telefonu ona verin, lütfen!
- Put her on the phone.
- Onu telefona ver.
Will you put her on the phone, please, Mom?
Telefonu ona verecek misin anne, lütfen?
Put her on the phone.
Telefona ver onu.
Put her on the phone for me, will you, please?
Telefonu ona verir misin lütfen?
- Put her on the phone.
- Telefona ver.
- Yeah. - Put her on the phone.
Telefonu ver.
Put her on the phone so both of you can hear.
İkiniz de duyabilecek şekilde telefona yaklaştır.
Wake her up and put her on the phone, I have good news.
Onu uyandır ve telefona ver, iyi haberlerim var.
Put her on the phone.
Telefonu verin.
Put her on the phone.
Onu telefona ver.
Put her on the phone.
- Ona telefonu ver. - Tamam.
Put her on the phone.
Telefonu ona verin.
If you don't put her on the phone I will hang up and you will never hear from me or Patricia again.
Eğer telefonu ona vermezseniz kapatacağım ve bir daha asla benden ya da Patricia'dan haber alamayacaksınız.
They put her on the phone, Ed.
Onu telefona verdiler Ed.
Put her on the phone.
Telefonu ona ver.
So I expect you to put her on the phone with me.
Telefonda onunla da görüşebilirim umarım.
Of course I'll put her on the phone with you.
Tabii ki veririm.
Can you just put her on the phone?
Onu telefona çağırır mısın?
so I'll put her on the phone.
Telefonu ona veriyorum.
Wait, don't put her on the phone.
Dur, verme onu telefona şimdi.
Put her on the phone.
- Telefona ver onu.
Put her on the phone.
Telefonu ona versene.
- Just put her on the phone.
- Sen kıza ver telefonu.
Okay, I'll put her on the phone for you.
Tamam, onu vereyim.
- Put her on the phone. - Okay.
- Kadına telefonu ver.
Just put her on the phone.
Onu telefona ver.
Bill, put her on the phone.
Bill, onu telefona ver.
Mrs. Gertrude Pendleton on the phone. Put her on.
- Bayan Gertrude Pendleton hatta.
Just tell her to put down the phone and walk straight out the front door.
Ona sadece sunu soyle, ahizeyi biraksin ve yavasca on kapidan disari ciksin.
Put her on the fucking phone.
Onu telefona çağır.
- Put her on the damn phone now!
- Onu şu lanet telefona çağırsana!
Just put her back on the phone so I can talk to her, please.
Onu telefona getirin, ben de onunla konuşayım. Lütfen.
Put her on the phone. I can't. She has laryngitis.
İşe gelmeyecekse maaş çekini iptal edeceğim de.
You talk to her all the time on the phone, and she wants to put a face with the name.
Telefonda sürekli konuşuyorsunuz. Sue, o sesin sahibini şahsen görmek istiyor.
Put her on the phone.
Onu ver telefona.
Put her back on the phone!
Telefonu ona ver.
Put Mrs. Huh-wiggins on the phone. Have her tell me.
Bayan Huh-Wiggins'e ver o söylesin.
- Yo, Vanilla Ice, just put her on the damn phone.
- Söyle ona, lanet olası telefona gelsin.
And put her mail on hold, stop the newspapers from coming, call the gardener, pick up the phone in the middle of the night when she's high?
Gelen mektuplarını alıkoysanız? Gazete yollanmasını durdursanız? Bahçıvanı çağırsanız?
Hey, could you put Angela on the phone anyway?
Her neyse telefonu Angela'ya verebilir misin?
Somebody got the whole thing with their cell phone and put it on YouTube!
Biri her şeyi cep telefonuna kaydetmiş ve YouTube'a koymuş.
Just tell whoever you're fucking to bring my kid out and put him on the phone!
Her kimle düzüşüyorsan söyle ona çocuğumu getirsin ve telefonu ona versin!