Put your arms around me translate Turkish
94 parallel translation
Put your arms around me.
Kollarını dola bana.
Alexei... put your arms around me.
Alexei. Kollarını dola bana.
Oh, Jack, put your arms around me.
Oh, Jack, kollarına al beni.
You'd like to put your arms around me right now.
Kollarını hemen şimdi bana dolamak istiyorsun.
Now you put your arms around me, and we'll go up and see that horse.
Hadi sarıl bana da gidip şu ata bakalım.
Put your arms around me.
Bana sarıl.
Put your arms around me, Tom.
Beni kollarına al Tom.
Put your arms around me.
Kollarını vücuduma dola.
You'll put your arms around me. I know.
Sen de kollarını bana dolayacaksın.
Why do you put your arms around me?
Bana neden sarılıyorsun?
I know why you put your arms around me.
Neden bana sarıldığını biliyorum.
- Put your arms around me.
- Kollarını dola.
Then you awoke and, smiling, put your arms around me, kissed me, and I felt there was nothing to fear.
Sonra yüzünde bir gülümsemeyle uyandın, bana sarıldın, beni öptün ve o an korkumun yersiz olduğunu anladım.
Put your arms around me.
Kolunu dola bana.
Put your arms around me.
Kollarını sar bana.
Can't you put your arms around me?
Bana sarılır mısın?
Put your arms around me.
Sarıl bana.
Would you put your arms around me?
- Kollarını bana sarar mısın?
Just put your arms around me, and you tell me what to do.
Kolunu bana sar ve ne yapacağımı söyle, tamam mı?
Put your arms around me.
Kollarına al.
I think I wanted you to take care of me, to put your arms around me and comfort me.
Sanırım senin bana ilgi göstermeni istedim. Kollarının içine alıp beni rahat ettirmeni bekledim.
Can't you put your arms around me?
Beni kollarının arasına alabilir misin?
# Put your arms around me, child #
# Kollarınla beni sar, yavrum #
In that case, you can put your arms around me.
Bu durumda kollarını bana dolayabilirsin.
Whoa, put your arms around me.
Kollarını bana dola.
Just put your arms around me and hold on tight.
Sadece kollarını belime dola ve sıkı tutun.
Put your arms around me, Jason.
Kollarını belime dola Jason.
* I never know How much I care * * When you put Your arms around me * * I get a fever That's so hard to bear *
Televizyon haftalık programını nasıl kullandığımızı anlattığım bölümden, yaptığımız gibi, gecenizi bir işkenceye çevirecek spor müsabakalarını tarayıp, kanallarımızı saklayacağız.
* Never know how much I care * * When you put Your arms around me *
Sonuçta neden biz çok çalışıp, erkenden yaşlanıp, çabuk ölelim ki?
Put your arms around me.
Saril Bana,
I'm getting you out of bed. Put your arms around me.
Seni yataktan kaldiraçagim, Saril Bana,
Are you gonna put your arms around me, or not?
Bana sarılacak mısın?
Come on, Mike, put your arms around me.
Hadi Mike, sarıl bana.
Will you just be human for once? Put your arms around me.
Bir kereliğine insan gibi olabilir misin?
And then you put your arms around me.
ve sonra beni kollarına alırsın.
- Then you put your arms around me.
- Ve beni kolarına alırsın.
You could at least put your arms around me.
- "Beni sinirlendirdin." - " En azından bana sarılabilirsin.'
Come on. Hey, just put your arms around me.
Hadi ama.Ellerini üstüme koy.
# So put your arms around me #
So put your arms around me
Put your arms around me.
- Bana sarıl.
Oh you are so stubborn put your arms around me.
- Hayır. Ne inatçısın. Bana sarıl.
Since you put your arms around me.
Kollarını belime doladığından beri.
Put your arms around me, come on.
Kolunu belime dola, hadi.
Put your arms around me, Tom.
Hadi sarıl bana, Tom.
- Put your arms around me.
- Ellerini belime dola.
Then I saw you in the truck and you put your arms around me and said everything was going to be okay.
Sonra kamyonette seni gördüm ve bana sarılıp her şeyin düzeleceğini söyledin.
then I made you put your arms around me, and then I...
Ama sonra...
You couldn't even put your arms around me.
Bana sarılamıyordun bile.
Put both your arms around me.
Kollarını vücuduma dola.
She was rather forbidding and was not to me a warm person, not an Aunt that we could kiss and put your arms around ;
Daha ziyade yasakçı biriydi. Bana karşı sıcak bir insan değildi. Öpebileceğiniz, sarılabileceğiniz bir teyze değildi.
Now get up and put your arms around me.
Tanıdığım bir polis.