Putt translate Turkish
277 parallel translation
We used to putt a quarter of a mile.
Her 1.5 km. için bir çeyreklik atıyorduk.
There's that horrible putt-putt motor. It's been on all morning.
Şu putt-putt motoru da sabahtan beri susmadı gitti.
Putt it out?
Neden olmasın?
It's simple. I'm giving this fellow three strokes a hole handicap... and he's making me putt one-inch putts.
Ben bu adama üç vuruş avans veriyorum, o ise bana... üç santim ötedeki deliğe vuruş yaptırıyor.
If I'm happy or if I'm miserable, I putt golf balls around the living room.
Mutluysam ya da üzgünsem, oturma odasında golf oynarım.
That putt put Jack Keller even with Dr Cary Middlecoff.
Jack Keller böylece Dr Cary Middlecoff'la eşitliği sağladı.
If Cary Middlecoff makes this putt, it's like shooting fish in a barrel for old Dead Eye Middlecoff.
Cary Middlecoff bu vuruşu yaparsa, Ölü Göz Middlecoff için çok basit bir vuruş olacak.
And there's a lot of money depending on this next putt, folks.
Bir sonraki vuruşun ucunda bir hayli para var millet.
He's lining up the putt.
Vuruşu için hazırlanıyor.
A chip and a putt and I'd have holed out in three,
Bir havalandırma ve aşırmayla 3 vuruşta tamamlardım.
I'd better putt out.
İyisi mi biz buradan gidelim artık.
Each explosion providing a kind of "putt-putt" a vast nuclear motorboat in space.
Her patlamanın "patt-patt" efekti ile büyük nükleer güç sağladığı bir uzay gemisi.
A thousand bucks you miss that putt!
Bin dolarına bahse varım kaçıracaksın!
Putt, will you? We're waiting out here.
Sizi bekliyoruz.
Don, will you come on and get those guys to putt?
Don, şu adamlar topa vursun artık.
Then putt with bare hands!
Öyleyse çıplak ellerle oyna!
- He has a 32-foot putt for the birdie.
- Deliğe 10 metrelik atış.
It's a gorgeous day for professional putt-putt... and we've got ourselves a real barn burner.
Mini-Ustalarla karşınızdayım. Doğrusu profesyonel bir golf oyunu için nefis bir gün.
One minute I'm on the 14th hole at Winged Foot, lining up a putt.
Bir dakika, Wingfoot'ta 1 4'üncü delikteyim, vuruşa hazırlanıyorum.
Nice putt.
Güzel vurdun.
If I sink this putt, you can go.
Eğer bu atışı yaparsam, sen de gidebilirsin.
Yeah! We'll put in a windmill, call it Fleischman's Mini-Putt
Evet.Bir de yel değirmeni ekleriz ve adına da "Fleischman'ın mini golf sahası" deriz.
Why should the headmaster of Baird be seen putt-putting around in some junker?
Baird'in müdürü niye döküntü bir araba kullansın ki?
Now, Larry, all he's gotta do is sink a three-foot putt.
Şimdi tek yapması gereken Larry üç ayak önündeki çukura yollamak.
He blew the Masters. Choked on a putt.
O Ustalarda patlladı, sahada boğuldu.
How'd you miss the putt?
Topa vurmayı özledin mi?
You think if I sink the putt, it's all gonna just disappear?
Sence ben topu çukura yollarsam. Her şey öylece bitecek mi?
Steps up. A little practice putt.
Uygun adımlarla topun başına geldi.
Now I'll probably miss the damn putt!
Şimdi muhtemelen şu lanet vuruşu kaçıracağım.
Nice putt!
Güzel atış!
We're trying to putt.
Atış yapıyoruz.
Putt!
Atış!
Let's get in a quick nine down at the Pitch'n'Putt.
haydi pitch'n'putt oyun oynamaya gidelim.
[Moans] Now, how about that game at the Pitch'n'Putt?
pitch'n'putt da oyun oynamaya ne dersin?
Late night pitch'n'putt.
Tek delikli gece yarısı golfü.
Why don't we pull in so you can putt out?
Neden kenara çekmiyoruz, daha kolay sokarsın?
You will not make this putt, you jackass.
Onu asla sokamayacaksın, seni göt kafa.
Just line up the putt.
Sadece topa vur.
You can't putt angry.
Öfkeni gösteremezsin.
Then putt.
Sonra vur.
Now putt.
Şimdi vur.
Happy learned how to putt.
Happy Nasıl sokulacağını öğrenmiş.
If he misses, Happy can two-putt to victory.
Eğer kaçırırsa, Happy iki vuruşla zafere kavuşabilir.
Hit it around the tower, sink your putt and we'll go to sudden death.
Happy kulenin etrafından vur, topu sok ve ezici üstünlük bizim.
How could some clown just waltz over here, - cut these ropes, and putt away?
- Nasıl bir palyaço burada ulu orta vals yapıp halatları koparıp atar?
On in one and then I three putt!
Üç vurmak birinde On ve daha sonra!
We weren't in any kind of emotional state to putt.
Topu deliğe sokmak için ruh halimiz uygun değildi.
Jolly good putt, old man.
Baya iyi bir atış ihtiyar.
Well, I'm sorry, putt it out.
Deliğe mi sokayım?
You're not going to make me putt that?
Ne oldu? Korktun mu?
- Putt it out.
- Ah, bak şimdi...