English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Quail's

Quail's translate Turkish

70 parallel translation
A quail may be small, but it's still a bird.
Bıldırcın küçük olabilir, ama yine de bir kuştur.
Herr Standarten Fuhrer... during the time of the assassination of his Excellency... the late Reich Protector... at that very time, I was having lunch at the Golden Quail...
Herr Standarten Fuhrer... Majestelerinin merhum Reich Koruyucusu'nun... cinayeti esnasında... tam o sırada, Golden Quail'de öğlen yemeğindeydim.
And then two of Gruber's men came to escort me to the Golden Quail.
Sonra beni Golden Quail'e götürmek için Gruber'in iki adamı geldi.
I never could resist lady agatha's quail.
Lady Agatha'nın bıldırcınlarına asla dayanamam.
I've got those yellowstain blues down from my head to my shoes you should see strong men quail if he should spy a shirt-tail...
- Devam et. Tepeden tırnağa kadar denize o sarı ikaz işaretini bırakırım Ama gömleği sarkan birini görürsem herşeyin acısını ondan çıkarırım...
The other is eating roast quail in a sauce.
Diğeri soslu kızarmış bıldırcın yiyor.
I'll stick with the quail's eyeballs.
Ben bıldırcın gözüne devam edeceğim.
It's time to find ourselves a little French quail.
Fransız bıldırcını bulmanın zamanı geldi.
Quail's eggs.
Bıldırcın yumurtası.
I got the cold quail with pesto and cubed goat's cheese.
Kuşbaşı keçi peynirli ve pesto soslu bıldırcın aldım.
Sparkling champagne and yummy poached salmon with little quail eggs and a creamy dreamy lemon soufflé.
Köpük köpük şampanya ve... çok lezzetli füme balıkla, haşlanmış küçük yumurtalar. Ve kremalı... muhteşem bir... limon sufle.
You know..., roast quail, bread..., a little wine...
Evet. Bilirsin işte ; kızarmış bıldırcın, ekmek, biraz da şarap.
- What did you do to Paul's quail?
- Paul'un bıIdırcınına ne koydun?
- I'm sorry... that I put windowpane in Mel's quail, and I'm sorry that you ate it.
- Mel'in bıIdırcınına ( asit ) "windowpane" koyduğum ve onu yediği için özür dilerim.
And quail's eggs for breakfast?
- Ve kahvaltı için bıldırcın yumurtaları? - Güzel.
the way it starts out like he's walking across, like, that fucking, like, uh, like he's a quail or some shit.
Sanki bir bıldırcın falanmış gibi.
Let's just all sit here, enjoy this quail and have a meal together.
Şuraya oturalım, bıldırcının tadını çıkaralım, ağız tadıyla yemek yiyelim.
Frogs'legs, quail tongues, which isn't illegal per se- -
Kurbağa bacağı, bıldırcın dili, hangisi yasadışı...
Plus it's funny, watching the little humans quail.
Artı korkup kaçışlarını izlemek çok eğlenceli.
Lea, next are one quail and one rabbit.
Lea, sırada bir bıldırcın, bir tavşan.
I know scrambled eggs don't sound very festive, but when you put them... in a little quail's eggshell with caviar on top, they're quite a crowd-pleaser. What's with the waterworks, lady?
Omlet, leziz olmazmış gibi geliyor biliyorum, ama onları bıldırcın... yumurtası kabuğuna koyup, üzerine de biraz havyar sürersem muhteşem olurlar.
The lobster is good. With quail's eggs and sliced seaweed.
İstakoz tavsiye ederim.
Satay, vol-au-vents, quail's eggs.
Satay, vol au vents, bıldırcın yumurtası,..
Mr. Quail was an intern at Willows County Mental Hospital, nicknamed Weeping Willows for the neverending cries of pain.
Bay Quail Willows Akıl Hastanesi'nde çalışıyordu, lakabı da Ağlayan Willows idi. Hiç bitmeyen acı çığlıkları yüzünden bu ismi almıştı.
Everything's ready for the quail hunt!
Bıldırcın avı için herşey hazır!
So the big bad quail doesn't see me? It's like, why can't we hunt something cool like a hawk, or an eagle, or something with some talons? I know.
Koca kaba bıldırcın beni görmeyecek mi?
It's just a silly little thing. Sweet, little quail eggs.
Sadece küçük salak birşey, küçük bıldırcın yumurtası.
Look. There's sunny side up quail eggs with parsley.
Bak tavada pişmiş maydonuzlu bıldırcın yumurtası
Quail's eggs!
Bıldırcın yumurtası!
After you talked to Woody's lawyer, he immediately called a number for Quail Creek lodge,
Sen Woody'nin avukatıyla konuştuktan sonra numarayı almak için hemen Quail Creek Santralini aradı.
It's the raw quail eggs, isn't it? It's the texture, right?
Çiğ bıldırcın yumurtası yüzünden değil mi?
Let's just say that I had a sudden craving for the quail at Madison Six.
Birden Madison Six'te bıldırcın eti yemek istedim diyelim.
UM, HOW'S THE BRAISED QUAIL?
Bıldırcın kavurma nasıldır?
But there's no greater sin than to overcook a quail.
Ancak bir bıldırcını gereğinden fazla pişirmekten daha büyük bir günah yoktur.
"The artistry of her signature quail with truffles made it clear that she brought in a great sous-chef to complement her distinctive style."
"Artık imzası olan yer mantarlı bıldırcın yemeğindeki lezzet de, diğerlerinden ayrılan tarzını taçlandırmak için harika bir şef yardımcısını işe aldığını açıkça belli ediyor."
And Baldabiou sent over a dozen quail.
Baldabiou da bir düzine bıldırcın yollamış.
It's just we've been going quail, duck, quail, duck, quail, duck...
Bu masa bıldırcın, ördek, bıldırcın, ördek, bıldırcın, olarak devam ediyor
- It's quail pâté with endive.
- Bıldırcın kafası, hindiba ile.
And right now, they're more fragile than a pair of quail's eggs.
Ve şu anda, bıldırcın yumurtasından daha kırılgan bir haldeler.
Quail hunter's dog found her this morning at 5 : 30.
Kızı sabah saat 5 : 30'da bıldırcın avcılarının köpeği bulmuş.
I mean, yeah--I mean, yes, he's shot a couple of quail, but, you know, really, there are loads of quail out there,
Evet, yani, bir kaç bıldırcın avlamıştır, ama işte bilirsiniz bunu yapan çok kişi var.
It's just we've been going quail, duck, quail, duck, quail, duck...
Ördek sevmem. O zaman oraya oturmalısınız.
Daddy was an oil tycoon, a Hearst type, built a Xanadu to match, then died hunting quail.
Baba, petrol zengini, Hearst tipi Xanadu'ya denk bir malikâne yapmış, bıldırcın avında da ölmüş.
State bird's a quail.
Amblemi Bıldırcın'dır.
She's tied for number one on my to-do list. Do not bird-dog my quail, you hear me?
Hatunu, yapılacaklar listemde baş sıraya aldığımda, ona sulanmayın sakın.
Um, I'm actually gonna go now, because I'm starving, and quail's a little too gamy for my liberal tastes.
Sanırım gitmem gerekiyor, çünkü, feci açım ve bıldırcın benim liberal damak tadıma uymuyor.
Wild quail can be toxic, cause rhabdomyolysis, which would explain his pain as well as the elevated CK levels.
Yabani bıldırcın eti zehirleyici olabilir rabdomiyolize neden olabilir ki bu da, ağrısını da yüksek CK seviyesini de açıklar.
How's your stewed fox-quail, my dear?
Tilki-Bıldırcınlı yahnin nasıl bitanem?
The quail is in the pigeon, then in the chicken, And finally inside the duck.
Bıldırcının güvercinin içine, güvercinin tavuğun içine ve tavuğun, ördeğin içine konulması lezzeti doruk noktasına taşımış.
I see you eating quail's eggs again sweetheat?
Yine mi bıldırcın yumurtası yiyorsun hayatım?
this one has its eye on quail.
Ren geyikleri geçen sıcak ayları açık tundrada otlayarak geçirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]