English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Qualifies

Qualifies translate Turkish

422 parallel translation
What qualifies someone to be a revivalist?
Bir kişinin uyanışçı olmak için ne gibi özellikleri olmalı?
Nothing about me qualifies me as human being.
Hiç bir tarafım insanlıktan nasibini almamış.
What you've said all along, Clouseau, qualifies you as the greatest prophet since General Custer said he was going to surround all those Indians!
Başından beri söylediklerin, Clouseau seni, bütün o yerlileri kuşatacağını söyleyen General Custer'dan sonraki en büyük peygamber yapar ancak!
- I guess this qualifies. - Yeah.
- Sanırım bu dahil bir durum
It's an adjective that qualifies...
Niteleyen bir sıfattır...
That qualifies a title.
Nitelediği şey de unvandır.
I'd say what we've just experienced very nearly qualifies.
Bunun o atak olduğunu söyleyebiliriz.
It almost qualifies as a life form.
Neredeyse canlı sınıfına girecek türden.
What qualifies you to run this company?
- Bu şirketi yönetmek için nasıl niteliklerin olduğunu sanıyorsun?
Second I think a telescope aimed at anything other than stars is an invasion of privacy and qualifies the voyeur as a peeping Tom.
İkincisi, yıldızlar dışında herhangi bir yere yöneltilen teleskoplar özel hayatın ihlalidir ve bakanlara da röntgenci denir.
There is no nipple, so it hardly qualifies as a breast, or a mamma, its technical name, the feature that gives mammals their name.
Meme ucu yoktur, yani buna göğüs, ya da memelilerin ismini aldığı teknik adıyla "meme" denilemez.
That qualifies him to ruin Iceman?
Bu ona Buzcu'yu rezil etme hakkini mi verir?
Now it almost qualifies as legitimate low-ball.
Neredeyse rayiç bedeline yakın.
In your case, that qualifies.
Senin durumunda o da öyle.
That hardly qualifies you to be an expert on Detective Crockett.
Bu seni Dedektif Crockett hakkında uzman yapmaya yetmez.
Nothing else qualifies as a sport according to me.
Benim için başka hiçbir şey spor sayılmaz.
I mean to wait until such time as you may deign to appreciate my qualifies... and so... may come to love me.
Yani benim vasıflarımı takdir etme ve sonunda da beni sevmeye tenezzül etmenizi beklemekten bahsediyorum.
Qualifies for health-tax credit.
Saglik harcamasi vergiden düsülür.
It's not whether or not it's pornographic, it's whether it qualifies as art.
O burada mı? - Pornografik olup olmaması... önemli değil, sanat eseri sayılması önemli.
I believe my 26 years of service qualifies me.
26 yıllık hizmetimin, seçilmem için yeterli olduğunu düşünüyorum.
I'd say that qualifies as a problem.
Bence gerçekten bir sorun var.
Come to think of it, I think that qualifies as extortion.
Herkes bunun bir şantaj olduğunu düşünecektir.
I think that qualifies.
Ben bu kâfi.
Who besides God qualifies?
Tanrı yanında olanı kutsar.
Still, that hardly qualifies me for any reasonable answer to that question.
Yine de kendimi bu soruya mantıklı bir cevap verebilecek nitelikte görmüyorum.
- For which this place hardly qualifies.
- Bu yerin güçlükle sınırlandırılması nedeniyle.
- Two years in the Gamma Quadrant hardly qualifies as a grand tour of the universe.
- Gama Çeyreğinde iki yıl evrende yapılacak büyük geziyle pek kıyaslanamaz.
- So you think this qualifies you to make my movie?
- Yani bunun, filmi sizin çekmeniz için yeterli olduğunu mu düşünüyorsunuz?
But this morning, I don't think qualifies. Vincent, don't you see?
Ama bu sabahki bambaşka bir şey.
I ´ m sure he qualifies.
Eminim görev için yeterlidir.
I had a thought the other day that kind of... qualifies as a problem.
Geçen gün sorun sayılabilecek.. .. birşey düşündüm.
And, you know, I don't think that qualifies me for the Guinness Book Of Records, George.
Bunun beni Guinness Rekorlar Kitabı'na sokacağını sanmam.
I'm not sure your mother qualifies as a significant 20th century author.
Annenin 20.yüzyılın seçkin bir yazarı olduğundan emin degilim.
Really? And he qualifies?
Sahi mi, üstesinde gelir mi dersiniz?
What qualifies you for that?
- Nasıl yapıyorsun?
And if he qualifies, we'll give him an education, a job, a purpose.
Gerçekten yetenekliyse, ona eğitim, iş ve bir amaç vereceğiz.
That qualifies.
Bu yeter.
Not that I think you did not love your father but that I know love is begun by time and that I see, in passages of proof time qualifies the spark and fire of it.
Bunu neden soruyorsunuz? Babanı sevdiğinden şüphe ettiğim için değil ama sevginin zamanla ne hale geldiğini bilirim. Türlü örneklerle gördüm nasıl söner sevginin ateşi, pırıltısı.
Being an informer for the vice squad.. .. hardly qualifies him to raise a seven-year-old!
Ahlak zabıtasına yardım etmesi, yedi yaşındaki bir çocuğa bakabileceği anlamına gelmez!
Now, I'd say that that qualifies as unusual behavior.
Bence bu rahatlıkla olağan dışı davranış sınıfına girer.
I've got a nice bottle of cognac I've been saving for a special occasion and I think this qualifies.
Özel durumlar için sakladığım Konyağım var biraz sanırım şu an uygun sayılır.
Well, Charlie, I certainly think this qualifies.
Charlie, ben bunun kesinlikle yeterli olduğunu düşünüyorum.
I'm not even sure if it qualifies as language.
Buna dil demeye bin şahit lazım.
Al qualifies for the trial.
Al kabul edildi.
Well, you know, two regulars and one that barely qualifies as a...
Şeyl, bilirsin, iki tane normal ve bir tane de ancak...
You don't think that qualifies your friend as a subject of scientific interest?
Sence bu arkadaşını bilimin ilgi alanına girecek bir varlık yapmaz mı?
Steve Prefontaine wins the Olympic trials and qualifies for his first Olympic Games.
Steve Prefontaine Olimpiyat elemelerini kazandı ve ilk Olimpiyat Oyunları'na katılacak.
I really don't think that the animal cracker qualifies as a cracker.
Bence hayvan şekilli krakerler, gerçek kraker değildir.
I don't know if it qualifies as a plan.
Plan olarak nitelendirilir mi bilmiyorum.
My doctor prescribed them for situations of tension. - I think this qualifies.
Doktorum gerilimli durumlar için yazmıştı.
Niles, that qualifies.
Bu da öyle bir davranış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]