Quantified translate Turkish

That was the qualitative experiment, but to Lavoisier it was the instant clue that chemical decomposition could be quantified.

Bu nitelikli deneyde,... Lavoisier için kimyasal çözülme ölçülebilir hale gelmişti.

- Can't be quantified.

- Derecesini bilemiyoruz.

And some of it's made up and some of it can't be quantified and there's secrets -

Bir kısmı uydurma... Bir kısmı ise değersiz... ve bazı sırlar var- -

Assuming one's identity can be wholly quantified by our DNA.

Tabi bir insanın tüm özelliklerinin DNA'lar tarafından belirlendiğini kabul edersek.

I don't believe that intelligence can be accurately quantified- - but I do have an I.Q. of 187 and an eidetic memory and can read 20,000 words per minute.

Zekanın seviyesinin kesin olarak ölçülebileceğine inanmıyorum. ama I.Q'um 187 ve fotoğrafik hafızam var artı olarak dakikada 20,000 kelime okuyabilirim.

People shop Patterns can be quantified into equations.

İnsanların belli birer alışveriş düzenleri vardır ve düzenler de bir denklemle ifade edilebilirler.

Similarly, an individual's internal conditions- - violent tendencies, religious extremism, and history with women can be quantified.

Benzer bir şekilde, bir insanda şiddet eğiliminin.. oluşması için gereken şartlar, aşırı dini görüşler, ve bir kadınla ölçülmüş bir geçmiş.

Look, the universe may seem mystical to.. those without understanding when in truth anything and everything can be quantified.

Bak, evren, anlamayanlar için mistik gelebilir gerçekte her şey ölçülebilir.

So it's a natural tendency in the world that Bolzmann quantified precisely.

Dolayısıyla Bolzmann'ın tam olarak tanımladığı şey dünyadaki bu doğal eğilimdir.

This was a way in which he could be subject to some sort of scientific investigation, it could be quantified, you could give people questionnaires.

Bunu yapabilmek için bilimsel bir yöntem izlemeliydi. Sorunlar sayısallaşabilirse, Insanlara doldurmaları için formlar hazırlayabilirdi. Buu oyun teorisinin bir uygulaması gibiydi kesinlikle.

Islam or the rest of the world that I think weíre guilty of in the eyes of our opponents, itís the not-honouring of facts that are not easily quantified, and easily discussed in science.

Muhaliflerimizin gözünde suçlu olmamızın nedeninin kolayca ölçülebilecek, bilimde kolayca tartışılabilecek gerçeklerin kabullenilmesiyle ilgili olduğunu sanmıyorum.

I know you have trouble with anything that can't be quantified and counted.

Biliyorum, sayılamayan, ölçülemeyen şeyleri anlamakta sorunların var ama- -

But then again, that would be an emotional response, one that can't be explained or quantified.

Hem seninki duygusal bir tepki değil mi? Hani şu bilimle bağdaşmayan ve kanıtlanmayan şey.

It can't be calculated like arithmetic nor quantified like physics.

Matematiksel olarak hesaplanabilen, ya da fiziksel olarak ölçülebilen bir şey değildir.

The intelligence loss, if we stop now, it couldn't be quantified.

Şimdi durursak, kaybedilecek istihbarat ölçülemez.

Everything we do is collated and quantified.

Yaptığımız her şey düzenlendi ve nicelindi.

An attraction that can't be quantified or explained.

Ölçülemez ve açıklanamayan bir çekim gücü.

Just because they can't always be. Statistically quantified doesn't mean... hey, you know what?

İstatiksel olarak bir derecesi yok diye bunları yok saymak...

And no matter how hard we struggle to define it, it can't be quantified.

Bunu tanımlamakta ne kadar zorlansak da hiçbir şekilde ölçemeyiz.

Something that can't be explained or quantified?

Açıklanamayan veya ölçülemeyen bir şey mi?

A mass spectrometer uses magnets to separate the elements contained in a sample, so that the amounts of each element can be quantified.

Kütle spektrometresi bir numunenin içerdiği elementleri ayırmak için mıknatıslardan yararlanarak her bir elementin miktarının ölçülmesini sağlar.

I just think it's silly for you to compare relationships like they're something that can be quantified.

Miktarı belli bir şeymiş gibi ilişkilerimizi kıyaslamanı aptalca buluyorum sadece.

What if we ask the right questions and apply the laws of mathematics... so that the science of courtship could be quantified?

Peki ya doğru soruyu sorup, matematik kurallarını da devreye sokarsak flört bilimi sayılara dökülebilir mi?

Son, what we do can't be quantified.

Evlat, yaptığımız şey ölçülemez.

As if the difference between one side of that divide and the other could be quantified.

Sanki yaşamla ölüm arasındaki fark ölçülebilirmiş gibi.

You're on a phone. You know, you're quantified.

Telefondayken sadece nicelsiniz.

There's an emotional component here that can't be quantified.

- Kıyaslanamaz.