English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Quantities

Quantities translate Turkish

405 parallel translation
MANNING : The volcanoes erupting here were producing vast quantities of water vapour with the lava.
Burada patlayan volkanlar lav ile, devasa miktarlarda su buharı oluşturuyorlardı.
And the volcanoes also produced vast quantities of water vapour.
Ve volkanlar aynı zamanda muazzam miktarlarda su buharı üretiyordu.
Tanks exploding from the heat will quickly release immense quantities of poisonous gas into surrounding areas of the city. "
Sıcaklıktan dolayı patlayan tanklar, şehrin çevresine hızla ve çok miktarda zehirli gaz yayar. "
One can imagine the quantities needed to sustain certain sea horses off the coasts of Australia and Japan which measure up to 23 inches.
Avustralya ve Japonya sahillerinde... 58 santimetreye ulaşan bazı denizatlarının... yaşamlarını sürdürmesi için korunmaları gerekmektedir.
" pluck, pull and tear large quantities of hair from his head...
" itip kakmış ve kafasından büyük bir tutam saç yolmuşsun.
You'll fiind quantities of breakfast over there.
Şurada istemediğin kadar kahvaltılık bulabilirsin.
I've never bought things for a girl before – I mean, in any such quantities.
Hiç bir kadına daha önce bu kadar şey almamıştım. Böyle ölçüde yani.
Small, because larger quantities would not evaporate so quickly.
Küçük çünkü daha büyük miktarlar bu kadar hızlı buharlaşmıyordu.
At the ruins of Bir Acroma. There's been water in sufficient quantities.
Bir Akroma harabelerinde hep yeterince su olmuştur.
A man who wishes to sell us quantities of oil he has by some means come into control of.
Bize büyük miktarlarda petrol satmak isteyen bir adam bir şekilde kontrolü ele alır.
A book is all right for mental stimulation... but if there's anything I loathe, it's struggling about the streets... with great quantities of print.
Zihinsel uyarı için bir kitap iyidir ama nefret ettiğim bir şey varsa o da çok miktarda nüsha ile sokaklarda uğraşmaktır.
But Dr. Parry and Dr. Harvey explained to you that, taken in small quantities, it's a stimulant rather than a depressant.
Ama Dr. Parry ve Dr. Harvey sana eterin küçük miktarlarda alındığı takdirde yatıştırıcıdan ziyade uyarıcı olduğunu izah ettiler.
I deliberately cut out meat and vegetables, eating only small quantities of wine-soaked bread whenever I feel dizzy.
Bilinçli olarak et ve sebze yemeyi kestim. Açıktan başım döndüğünde, az bir parça şaraba batırılmış ekmek yiyorum sadece.
I'm informed that all you gentlemen hold considerable quantities of food.
Bana verilen bilgiye göre yiyecek işinin büyük kısmı sizlerin elindeymiş.
not of what you love, but of how you love... and that a little of what you really want is better than large quantities of what you don't.
Gerçekten istediğin şeyin birazı bile sana söylenen en kaliteli sözden daha iyidir.
Great quantities of most useful shell.
Bol bol deniz kabuğu.
- Because we deal with known quantities.
- Çünkü bilinen değerlerle uğraşıyoruz.
- In gigantic quantities.
- Hem de çok büyük miktarlarda.
And now while I'm briefly away I'd like to show you still another lethal weapon if used in large quantities one of these can bore a person to death.
Ve ben kısa süreliğine burada yokken size öldürücü bir silah daha göstermek isterim, bu silah fazla miktarda kullanılırsa bunlardan biri insanı ölüme götürebilir.
I'm afraid I haven't got those quantities on my shelves, Mr. Bolton.
Korkarım elimde bu kadar miktarda yok Bay Bolton.
The Resistance in Stalingrad has bled our fuel and ammunition in unexpected quantities.
Stalingrad'daki direniş bizim yakıt ve cephanemizi... Hiç ummadığımız kadar fazla tüketiyor.
Like all quantities, horror has its ultimate.
Olabilecek en korkunç şeyi düşün...
One day, Miho suddenly coughed up profuse quantities of blood.
Miho bir gün, kanlı bir şekilde öksürmeye başladı.
At the same time, we are releasing vast quantities of carbon dioxide increasing the greenhouse effect.
Aynı zamanda, çevreye çok fazla karbondioksit salıyoruz ve bu sera etkisini artırıyor.
We can also supply... unlimited quantities of fresh vegetables which are forced In artificial sunlight.
Ayrıca yapay güneş ışığında... tutulmuş limitsiz kalitede taze sebze sağlayabiliriz.
In a word, to minimize unknown quantities
Sözün kısası, bilinmeyen miktarını asgariye indirmek için
What occasionally presents problems are books hidden in small quantities... in everyday objects.
Ayrıca kitaplar küçük parçalar halinde her gün kullanılan objelere de saklanabilir.
'At each of the recent burglaries,'quantities of discarded chewing gum have been discovered,'suggesting the crimes are the work of foreigners, possibly Americans.'
Yapılan araştırmalar, soygun mahallerinde çok miktarda çiğnenmiş sakız bulunduğunu ortaya çıkardı. Uzmanlar bu suçların yabancılar tarafından işlendiği görüşünde birleşiyorlar. Amerikalılar da yapmış olabilir.
And we may have to give him larger quantities of tranquilizer... just to tone this down.
Ve ona daha büyük boyutlu sakinleştiriciler vermeliyiz... sadece yatıştırmak için.
It's then released to the desired quantities to produce instant tranquillity or temporary oblivion.
Devreye girdiğinde ise miktara göre sakinleştirici görevi görüyor yahut da hafıza kaybı yaşatıyor.
Traces of argon, neon, krypton, all in acceptable quantities.
Kabul edilebilir seviyede argon, neon ve kripton izi var.
Local magistrates indulge their individual whims, justice and injustice are dispensed in more or less equal quantities and without opposition, an atmosphere in which the unscrupulous revel and the likes of Matthew Hopkins take full advantage of the situation.
Yerel yagıçlar keyiflerine göre hareket ediyorlardı... Adalet dağıtılırken ayrım gözetiliyordu kimse itiraz edemiyordu. Ahlaksızlığın kol gezdiği böyle bir ortamda Matthew Hopkins gibiler bu durumun avantajından sonuna kadar faydalanıyorlardı.
Truly we do, but in very small quantities.
Gerçekten, ama çok az miktarda.
In order to combat the illness, Dr. McCoy needs large quantities of ryetalyn, which is the only known antidote for the fever.
Hastalıkla baş edebilmek için Dr. McCoy'un ryetalyn'e ihtiyacı var, hastalığın bilinen tek antidotuna.
Our sensors have picked up sufficient quantities of pure ryetalyn on a small planet in the Omega system.
Alıcılarımız, Omega sisteminde küçük bir gezegende yeterli miktarda tespit etti.
It seems to indicate artificial power being generated in factor 7 quantities.
7 faktör miktarında üretilen suni bir güç gösteriyor gibi.
- I can get this in unlimited quantities.
- Ne tür bir anlaşma? - Bundan sınırsız miktarda alabilirim.
It's good for you. High quantities of phosphorous protein and all that crap.
Ayrıca yüksek protein barındırır.
No large quantities of money in safes?
Kasalarda saklı yüklü miktarda para yok mu?
I do own the most startling quantities of cash.
En şaşırtıcı miktarda paralara sahibim.
Run the experiment in both directions and measure the quantities exactly.
Deneyi iki yönlü olarak yürüt,... ve ölçümleri hassasiyetle yap.
You have the right quantities of hydrogen and carbon to make methane.
Metan yapmak için doğru oranda hidrojen ve karbona sahibiz.
But you understand, Colonel Steiger that granted supplies of adequate quantities of honey you are prepared to guarantee the internal stability of your territory?
Ancak şunu aklınızdan çıkarmayın, Albay Steiger. Talep edilen miktarda verilen balın ardından ülkenizin iç bütünlüğünü koruyabileceğinize dair garanti vermelisiniz.
R.s.m. urdoch will lull the enemy Into a false sense of security By giving them large quantities of money
Başçavuş Urdoch düşmana büyük miktarda para, iyi bir ev ve sürekli bir iş vererek onları sahte bir güven duygusu ile uyutacak.
They had to be built in large quantities, at a time when all ship-building facilities were required to fight the Battle of the Atlantic.
Çok sayıda gemi inşa edilmesi gerekiyordu. Bir seferde tüm tersanelere Atlantik savaşı için ihtiyaç duyulmuştu.
I think the main concern was the quantities in which they were showing up.
Bence asıl sorun ortaya koydukları nicelikten kaynaklanıyordu.
Mrs. s., I can eat enormous quantities of ice cream Without being sick.
Bayan S, midem bulanmadan çok dondurma yiyebilirim.
Administrative errors are bound to occur in enormous quantities.
Çok sayıda idari hatanın yapılması kaçınılmazdır.
He quite simply fails to appreciate the pressures that vast quantities of money just do not bring.
Onun açısından, büyük paraların getirmediği baskılar hiç önemli değildir.
As with most sleeping drafts, if taken in sufficient quantities, it is a poison.
Şunu hatırlatmalıyım ki, bütün uyku ilaçları yüksek dozda zehire dönüşürler. - Bizi suçluyor musunuz?
She said for starters, you liked massive quantities.
Bana görünüşten çok miktar diyerek, fazla sipariş etmemi önerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]