English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Q ] / Quarrelsome

Quarrelsome translate Turkish

41 parallel translation
Nor quarrelsome, like some I could name?
Bazıları gibi kavgacı da değilsin.
Crew always gets quarrelsome towards the end of a voyage when all the beer's gone and the water keg's crawling and all you've got left is salt pork and boiled beans, and boiled beans and salt pork.
Yolculuğun sonuna doğru, mürettebat kavga etmeye başlar. Tüm bira bitti, su da çok az kaldı. Ayrıca kalan yiyecekler, sadece domuz eti ve fasulye.
And it must be explained that at the time, Kosorotov's wife, a quarrelsome and frivolous person, had just returned to him, and that her name was Anna.
Ve bunun açıklaması gerektiği zaman, Kosorotov'un karısı, anlamsız ve kavgacı biri, sadece ona dönmüştü, ve onun adıda Anna'ydı.
Oh, I know he's crude and quarrelsome and excitable.
Kaba ve küstah ve hırçın olduğunu biliyorum.
Tavernier drank. He was quarrelsome.
Tavernier çok içiyordu ve hırçın biriydi.
- He's irritable and quarrelsome yet he refuses to take rest.
- Zaten çekilmez ve kavgacı yine de izne ayrılmaya karşı.
The master is grown quarrelsome.
Etendim çok öfkelendi.
I did not come quarrelsome.
Buraya bela çıkarmaya gelmedim.
So that we may meet again, in heaven where Bullingdon said quarrelsome people will never go.
Böylece hepimiz cennette yeniden buluşabiliriz. Çünkü Bullingdon oraya kavgacıların asla gidemeyeceğini söyledi.
I'm afraid our two quarrelsome lovers are going to have to share a fatal accident.
Korkarım iki huysuz sevgili, aynı kötü kazaya kurban gitmek zorunda.
But you will cease being a quarrelsome half-wit.
Fakat kavgacı bir aptal olmayı bırakacaksın.
Did an unfortunate conjunction of planets in an adverse sign make his mother a mischievous and quarrelsome woman?
Gezegenlerin talihsiz bir dizilimi mi annesini kavgacı ve aksi yapmıştı?
I was a depraved and quarrelsome person.
Kötü ve günahkar biriydim.
I mean, you're feisty and quarrelsome and hard to get along with.
Öylesin. Hep tartışıyorsun. Seninle anlaşmak çok zor.
We really are all hungry and when we are hungry we are all very quarrelsome.
Hepimiz çok acıktık. Ve acıktığımız zaman huysuzlaşıyoruz.
And when we are thirsty we are also quarrelsome.
Susadığımız zaman da huysuzlaşırız Kate.
Don't be quarrelsome.
- Hayır!
The Miradorns are quarrelsome.
Miradornlar kavgacıdır.
It wasn't ex actly an enthusiastic response to Dr Reyga's technology, but given the circumstances and the quarrelsome personalities, I was quite pleased.
Dr. Reyga'nın teknolojisine coşku dolu bir tepki olmamıştı yine de durum ve uyumsuz kişilikler göz önüne alındığında oldukça memnundum.
- We're stubborn and quarrelsome.
Tahrik olmazsam eğer. - İnatçı ve tartışmacıyız.
- He's a quarrelsome person.
Ben kendi paramı istedim.
My unique gifts gave me an advantage... in this quarrelsome world.
Bu eşsiz yetenekler bana bu acımasız dünyada avantaj sağladı.
I'm flying into this majestic world of rock and ice in a military helicopter because this valley is on the border between the Himalaya's most quarrelsome neighbours - India and Pakistan.
Buz ve kaya yığınları arasında bir askeri helikopter ile yol alıyoruz çünkü burası, Himalaya'nın en huysuz iki ülkesi olan Hindistan ve Pakistan'ın sınırı.
- Quarrelsome...
Huysuz.
"But they are not quarrelsome, it is you who are quarrelsome!"
"Ama onlar kavgacı değiller, kavgacı biri varsa o da sensin!"
Fritzsch, the first camp officer, was short-witted yet stubborn and always quarrelsome, even though he was trying to present himself as a good comrade and also talked a lot about comradeship when he was off duty.
Fritzsch, kamp komutan yardımcısı aklının almadığı durumlarda bile inat eden, kavgacı ve huysuz biriydi. Kendini sıkı bir arkadaş olarak göstermeye çalışmasına görev başında olmadığı zamanlarda arkadaşlık üzerine nutuklar atmasına rağmen gerçekte, davranışlarının arkadaşlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktu.
She ain't stole or been quarrelsome - or set the bedding afire.
Bir şey çalmadı, kavga çıkarmadı, yatağı ateşe vermedi.
Ideal sites are in short supply and quarrelsome neighbors are all around.
İdeal bölgeler kısıtlıdır ve kavgacı komşulardan etrafta çok vardır.
- Because when the children are awake, they are noisy, mischievous, annoying, unpredictable, quarrelsome, restless and naughty.
- Çünkü çocuklar gürültü yapan, sinir eden, problem çıkaran, rahatsız eden sıkıcı, yaramaz yaratıklardır.
I knew he was quarrelsome and disruptive.
Huysuz ve birliği bozan birisi olduğunun farkındaydım.
These fish are exceptionally quarrelsome, they have to be, to defend their living space.
Bu balıklar oldukça kavgacıdır. Yaşadıkları yeri savunabilmeleri için de öyle olmaları şarttır.
Majesty, with an infant Queen, a quarrelsome nobility, and a lack of French support, what choice do the Scots have?
Majesteleri, Kraliçe'leri bebek, soyluları ise kavgacı. Bir de üstüne, Fransız desteğini alamamışlarken, İskoçlar'ın başka seçeneği var mıydı ki?
You is being quarrelsome.
Horoz gibi diklenmeye başIıyorsun.
Well, how's this for quarrelsome?
Bakalım bu horozlanmamı nasıI bulacaksın?
David Rasmussen is the majority leader, which means he's one step above me and one below Birch, which is akin to being between a very hungry wolf and a very quarrelsome sheep.
David Rasmussen çoğunluk lideri, yani benden bir adım yukarıda, Birch'ten de bir adım aşağıda, bu da çok aç bir kurtla huysuz bir koyunun arasında olmakla bir.
And them were drinking, cussin', quarrelsome days.
Diğerleri içer, küfreder, bazı günler dövüşürdü.
- You're a bastard and quarrelsome old man, huh?
- Vay be! Cesur bir moruk!
- " RAVENS ARE QUARRELSOME, YET THEY DEMONSTRATE...
" Kargalar kavgacıdırlar.
"You have become quarrelsome."
# Hadi gel et kavganı benimle #
I had entirely forgotten how quarrelsome you are, Mrs Strange.
Ne kadar geçimsiz olduğunuzu tamamen unutmuşum Bayan Strange.
For would it not indeed be glorious, if in visiting a natural chasm, two quarrelsome neighbors would bridge the chasm of their own discord.
Tabiattaki bir uçurumu ziyaret etmek iki huysuz komşunun aralarındaki uçuruma bir köprü inşa edecekse bundan kutlu bir şey olur mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]