English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Radios

Radios translate Turkish

592 parallel translation
Except our private detective, who radios my wife.
Karımla haberleşen özel dedektif hariç.
All those bridal suites at Claridge's Have radios that play
Claridge'deki tüm balayı odalarının Radyolarında çalar
It was on all the radios.
Bütün radyolarda bunu anlatıyordu.
Radios of all descriptions will be confiscated immediately.
Her türlü radyoya derhal el konulacak.
Seventeen million Filipinos are gathered around their radios all over the islands... at the invitation of the Japanese government.
Adalarda yaşayan onyedi milyon Filipinliye, Bu, Japon hükümetinin davetidir..
You'll carry SCR - 536 radios, one set of panels, four mirrors... for signal communications.
SCR - 536 telsiz, bir panel takımı ve işaret göndermek için... dört ayna taşıyacaksınız.
I repeat again do not open up on your radios until you're sure they've spotted you.
Tekrar ediyorum, sizi gördüklerinden emin olmadıkça telsizlerinizi açmayın.
Right now, you're reading in newspapers and hearing over your radios... about a murder.
Şu ara gazetelerde bir cinayeti okuyor radyolarda bir cinayeti dinliyorsunuz.
You know all about radios.
Radyolardan iyi anlıyorsun.
There are other radios besides this one.
Bundan başka radyolar da var.
Check radios.
Telsizleri kontrol edin.
As there is not air, the only sound we hear comes through our radios.
Burada hava olmadığı için duyduğumuz tek ses telsizlerimizden duyduğumuz sesler.
Sweeney's spacesuit weighs 70 pounds, the radios 50. There's over 110 pounds!
Sweeney'in uzay giysisi 30 kilo geliyor, telsiz de 25 kilo. 50 kiloyu aşıyor bile!
When this is over I'll fix radios and washing machines.
Buradan kurtulunca radyo, çamaşır makinesi tamiri yapacağım.
I didn't know Mr. Horn allowed radios here.
Bay Horn'un radyoya izin verdiğini bilmiyordum.
You'll eat no candy, read no papers, hear no radios and speak only when spoken to.
Şeker yemek yok, gazete okumak yok, radyo dinlemek yok ve sadece konuşulduğunda konuşacaksınız.
Them radios aren't worth the tubes they're made of.
O telsizler kabloları kadar değerli değiller.
All I can do is assemble radios.
Tek yapabildiğim radyo montajı.
Otherwise, keep your radios set at 1600.
Aksi takdirde radyolarınızı 1600'e ayarlayın.
And the rich have radios to talk to them on their boats, to bring them the baseball. "
Zenginlerin teknelerinde onlara beysboldan da bahseden, dinleyebildikleri radyoları vardı.
Every time I get through this jamming, I've been asking for ammo, flame-throwers, medical supplies, water, plasma, emitters, more radios!
Anlamıyorum. Her iletişim sağladığımda cephane istedim. Alev tüfekleri, tıbbi malzeme, su, kan, erzak, telsiz!
These small radios are handy for sure.
Bu küçük radyolar, kesinlikle çok kullanışlı.
He's a genius with engines, machinery, radios, et cetera.
Motor, makine, telsiz vs. konusunda dahidir.
Perhaps you watched this initial questioning - most people on earth did on television sets, radios, shortwave.
Muhtemelen bu ilk sorguyu siz de izlediniz. Çoğu insan televizyonlarda radyolarda ya da kısa dalgalarda buna tanık oldu.
We didn't have radios with easy-Ιistening music in 1 940.
1940'ta kolay dinlenebilen müziklerin çalındığı radyo kanallarımız yoktu.
I want all private radios impounded.
Bütün şahsi radyoların toplanmasını istiyorum.
Mandrake, I thought I ordered all radios impounded.
Mandrake, bütün radyoların toplatılmasını emretmiştim.
As you may recall, one of the provisions provides that, once the go-code is given, the radios are switched to a coded device, designated CRM 114.
Sizin de hatırlayacağınız gibi, alınan tedbirlerden biri, hücüm emri bir kere verildimi, alıcıların tamamı CRM114 şifre cihazına yönlendiriliyor.
We jammed your radios... with a special device even I did not know about.
Telsizlerinizi biz bozduk... hiç duymadığım özel bir cihazla yapılmış.
He stays there alone and radios to headquarters any movement of Japanese planes or ships which...
Orada tek başına kalıyor ve merkeze Japon uçakları ile gemilerinin hareketini...
Before they had radios, they'd phone for help.
Mobil cihazlardan önce acil çağrı telefonları vardı.
Radios are not good anyway.
Radyonun durumu kötü.
I also manufacture radios and sewing machines.
Aynı zamanda radyo ve dikiş makinası üretimi yapıyordum.
Time to inform the radios and newspapers.
Radyo ve gazetelere haber vermenin tam zamanı.
No radios, no movies, no TV.
Radyo yok, sinema, televizyon yok.
If it weren't for them radios, we woulda lost him goin'over that bridge.
Telsiz olmasaydı, o köprüde kaybolur giderdi!
It has running hot and cold, bath... free garage, telephone... and transistor radios are not allowed in the dining room.
Sıcak ve soğuk suyu, duşu.. ... bedava garajı, telefonu vardır ve yemek odasında transistor radyolara izin verilmemektedir.
During the previous occupations people came with their portable radios, the workers organized barbecues, the comrades played cards or football in the streets bordering the factory.
Daha önceki işgallerde insanlar el radyolarıyla gelirdi işçiler barbeküler organize eder yoldaşlar kart ya da fabrikanın sınırlarındaki sokaklarda futbol oynardı.
Them little radios, they take these? Oh.
- Şu ufak radyolar bunları mı alıyor?
What size batteries these transistor radios take?
- Şu transistorlu radyolar ne boy pil alıyor?
Well, I want 15 Thompsons, two.30 caliber machine guns... two bazookas, two field radios... and supplies and ammunition to last a platoon of men in the field for three days.
Şey, 15 Thompson, iki 30 kalibrelik makineli tüfek iki bazuka, iki telsiz ve bir müfrezeye üç gün yetecek erzak ve cephane istiyorum.
You had radios
Telsizleriniz vardı
We'd come with radios and cigarettes and drink beer and listen to Jimi Hendrix.
Radyomuzu ve sigaralarımızı kapar gelir bira içip, Jimi Hendrix dinlerdik.
Their cloth caps and their cardigans And their transistor radios And their sunday mirrors
Güneş gözlükleri, garip şapkaları, transistörlü radyoları ve bazeteleriyle, çaydan şikayet ederler :
See Hilton's for records, record players, radios, musical instruments, and every sound around from beat to Bach and back.
Plaklar, pikaplar için Hilton'a bir uğrayın. Radyolardan, müzik aletlerine hatta Bach'a kadar ne ararsanız Hilton'da!
You understand, if we execute him, all the newspapers, TV stations and radios will talk about his seven kids.
Eğer onu idam edersek Gazeteler televizyon Radyolar adamın yedi çocuğundan bahsedecek
helicopters, radios, police dogs.
Helikopterler, telsizler, polis köpekleri.
The Resistance also asked for that they did not hear radios controlled for the Germans, therefore they only emitted popular music and propaganda.
Buna ilâve olarak, pop müzik ve propagandadan başka bir yayın yapmayan Alman kontrolündeki radyo yayınlarının dinlenmemesi istendi.
And as you lay there, you used to tune in - on the radios that you shouldn't have had - and... to the voice of Sally.
Orada öylece uzanırken normalde sizde olmaması gereken radyoyu açardınız bazen Sally'nin sesini duyardınız.
All radios need power.
Bütün radyoların elektriğe ihtiyacı vardır.
He's good at repairing radios.
Radyo tamirinde usta. Korkma, ona güvenebiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]