Rafa translate Turkish
1,052 parallel translation
Their invasion plans were shelved.
İstilâ plânları rafa kaldırıldı.
You stare at the bowl, the shelf, your knees, you gaze in the cracked mirror, the coffee bowel, the light-switch.
Kaba, rafa, dizlerine kırık aynadaki yansımana kahve fincanına, elektrik düğmesine gözlerini dikiyorsun.
I think you'll find it on the second shelf, Sybil darling.
Sanırım ikinci rafa koymuştum... aşkım Sybil.
Rack your brain.
Beynini rafa.
Put your gun down on the shelf.'
Silahını rafa bırak.
'Put your gun on the shelf.
Silahını rafa bırak.
'Put your gun on the shelf near the airlock panel.
Silahını hava kilidini panelinin yanındaki rafa koy.
- Pusseau, shelve that.
- Pusseau, şunu rafa koy.
In the morning, I put away my books on the cultural shelf... close up my Kodachrome snaps of Mount Olympus... touch my reproduction statue of Dionysus for luck... and go off to the hospital to treat him for insanity.
Sabah olunca, ben kitaplarımı rafa diziyorum... Olimpos Dağı'nın fotoğrafına bakıyorum... şans getiren şarap Tanrısı heykelinin basit bir taklidine dokunuyorum... ve ardından hastaneye gidip o çocuğun deliliğini tedavi ediyorum.
Look, I think we should put this particular interview off for today?
Bak, bence bu özel röportajı bu günlük rafa kaldırmalıyız.
I'm really gratified to learn that you decided to shelve your land acquisition project.
Bunu öğrendiğime sevindim. Toprak ele geçirme projesini rafa kaldırmaya karar vermene.
I thought I'd put it on the top shelf and then when she takes a towel it'll fall on top of her head.
En üst rafa koyarım diye düşündüm, havlu almaya kalkınca kafasına düşer.
... and you want us to just shelf it forget about it...
Ve sen bizden bunu rafa kaldırmamızı istiyorsun. Unut bunu.
I'm terminating the Gallagher investigation.
Gallagher soruşturmasını rafa kaldırıyorum.
45mm automatics, model 1911, four racks, 24 to a rack.
45 milimetre otomatikler, model 1-9-1-1... dört raf, rafa 24 tane.
As timely and inventive as The Drowning Wife...
Rafa kaldırmak istemem...
Please, just put it back on the shelf.
Lütfen, rafa geri koyun.
Over 40 years of training animals for the movies... and it's come down to putting us in storage... for a piece of tin with blinking'red lights!
40 yıldan fazla süredir filmler için hayvan eğitiyoruz ve şimdi şu kırmızı ışıkları yanıp sönen teneke parçası için bizi rafa kaldırıyorlar.
The film's been shelved, temporarily.
Film geçici olarak rafa kaldırıldı.
I'd put all the Chinese things together, and the Greek on a separate shelf.
Ben olsam, bütün Çin işlerini bir araya, Yunanları da ayrı bir rafa koyarım.
You bring one of these in every week... and leave it on the shelf just outside the locker room.
Hergün bunlardan bir tane getirip soyunma odasının dışındaki rafa bırakacaksın.
Put'em back on t'shelves.
İstemezseniz rafa geri koyun.
If any of us dies, you need only write a report and turn up for the funeral.
Aramızdan biri öldüğünde, tüm yaptığın bir rapor yazıp cenazeden sonra rafa kaldırmaktı.
I will give you some white paper, you'll stuff it inside and no one will tell the difference when it is on a shelf.
Sana biraz beyaz kağıt veririm, içini doldurursun sonra rafa konduğunda kimse farkı anlamaz.
Put that back in the rack for me on your way by, would you?
Dönerken bunu da rafa koy, tamam mı?
She kept the peanut butter on the top shelf.
Fıstık ezmesini üst rafa koyuyordu.
If I have to go to a supermarket and rack my conscience whenever I buy things...
Süpermarkete gideceksem bir şeyler satın alırken vicdanımı rafa kaldırırım...
Nobody touches the second shelf, but me.
İkinci rafa benden başkası dokunamaz.
I need new shoe racks for my shoes.
Ayakkabılarım için yeni bir rafa ihtiyacım var.
Do you want me to put it on the shelf? .
Götürüp rafa koymamı ister misiniz?
Pressure from Kurokawa halted the investigation.
Kurokawa'nın başını çektiği baskı sonucu dava rafa kaldırıldı.
He was putting a tin back on the shelf.
Üstteki bir rafa bir teneke koyuyordu.
And if we have to, we can drop escrow into a black hole for six months.
Zorunda kalırsak da tapuyu altı aylığına rafa kaldırırız.
- The lightning struck a rack of chemicals.
- Olur. - Kimyasal maddelerin olduğu bir rafa yıldırım düştü.
Without a studio, Apocalypse Now was shelved, and Francis put his dreams for Zoetrope on hold.
Stüdyo bulunamayan Apocalypse Now rafa kaldırıldı ve Francis hayallerini Zoetrope'ye sakladı.
- Put it on the shelf.
- Rafa kaldır.
Can we table this for a while?
- Bir süreliğine şu mevzuyu rafa kaldırsak?
Bill, are we talking about mothballing the Starfleet?
Bill, Yıldız Filosu'nu naftalinleyip rafa kaldırmaktan mı bahsediyorsun?
Maybe we should think about unhooking the cable.
Belki şu korsan kablolu işini rafa kaldırmalıyız.
- Unhook it?
- Rafa kaldırmak mı?
Does the rule of English law no longer govern? Has it been replaced by absolutism?
İngiliz hukuku rafa kaldırıldı da yerini mutlakiyetçilik mi aldı?
Might not mothballing be for the best for the time being?
Rafa kaldırmak en iyisi olmaz mı şimdilik?
You have to erase the unit and start again, and there's no time for that now.
Üniteyi rafa kaldırıp yenisine başlamanız gerekir ve şu anda bunun için hiç zaman yok.
I thought it might appear in my dream again, if I put it back in storage.
Sandımki... Eğer tekrar rafa kaldırırsam rüyalarıma girebilir.
No offense, but we're putting that bitch on ice.
Alınma ama o cadıyı rafa kaldırıyoruz.
They shelved it without an investigation.
Bir araştırma bile yapılmadan dosyayı rafa kaldırdılar.
CDs put back in the rack without cases.
Kapları konulmadan rafa konulmuş CD'ler.
We should have him stuffed.
İçini doldurup rafa koymak lazım.
I can't believe you're gonna pass on this.
Bunu rafa kaldıramazsınız.
Stack it, don't rack it.
Zarı salla. Rafa koyma.
Rafa, take him.
Al onu Rafa.