Reaching translate Turkish
2,663 parallel translation
I waited 10 years for my shot, and for whatever reason, Valdez is reaching out and offering you a shortcut - -
Ben bunun için 10 sene bekledim ve ne sebeple olursa olsun Valdez sana ulaştı ve sana kestirme bir yol teklif etti.
We're close to reaching a peace agreement.
Bir barış anlaşmasını tamamlamak üzereyiz.
So, when you all are reaching out to our congregation, resist the temptation to sow gossip...
O yüzden, toplantımıza geldiğiniz zaman, dedikodu tohumlarının ekilmesine direnin.
But he has been reaching out.
Ama sana yardımcı oluyordu.
Okay, I'm reaching for my badge.
- Tamam. Rozetimi çıkartıyorum.
Nursing a grudge for months, before reaching his hideous retribution.
Bunlar korkunç intikamlarını almadan önce kinlerini aylarca içlerinde tutarlar.
Sutton, reaching your level in tennis didn't happen overnight.
Ve... Sutton, tenisteki dereceni kazanman bir gecede gelmedi.
She believes she's found evidence that another Universe is reaching out and touching ours.
Başka bir evrenin bizim evrenimize uzanıp dokunduğunu gösteren kanıtlar bulduğuna inanıyor.
Dark flow could be evidence of another Universe reaching out to us.
Kara akıntı başka bir evrenin bize yaklaştığını gösteren bir kanıt olabilir.
I am telling you, that Irish gash is reaching across the Atlantic.
Kadın okyanusun ötesine karışıyor.
And one, and two, and you're a branch reaching up to the sky.
Ve bir, ve iki ve siz gökyüzüne ulaşan bir ağaç dalı gibisiniz.
I-I made a point of reaching out to her when her husband was drafted, welcomed her into my home.
Kocası takıma alındığında onu evime kabul ettim.
Chief, sir, with all due respect, Ray Diamond took a huge risk reaching out to us last night.
Şef, efendim, kusura bakmayın ama Ray Diamond dün gece bize ulaşmakla büyük bir risk aldı.
Oh, and almost 90 % of alcoholics will relapse at least once before reaching sobriety.
Ve bunların yüzde 90'ı alkolikler yüzünden gerçekleşiyor.
We'll start reaching out to the extended families.
Aile üyeleriyle konuşarak başlayacağız.
All right. Whoa! I'm reaching!
- Uzanıyorum!
Well, I think reaching Cass is, uh... out of the cards.
Sanırım artık Cass'e ulaşmamız imkansız.
Can I just say how nice this is- - reaching for your hand and not worrying about who might be watching us.
Böyle ne kadar güzel... Bizi kimin görebileceğinden endişelenmeden elini tutabilmek.
The Prophet's Night Journey goes away from tribalism, it finishes not with the tribe but with an embrace of humanity and an abandonment of the tribal spirit and a reaching out to others.
Miraç, peygamberi kavminden uzaklaştırır kavmiyle işi bitmez ; ama tüm dünyayı kucaklayan kavim ruhunu terkeden ve diğerlerine erişecek biri yapar.
I plan on reaching out to her.
Onunla görüşmeyi planlıyorum.
♪ Always reaching'♪
* Yakalamaya çalışıyoruz devamlı *
That we were reaching the end of our run.
Zamanımızın sonuna yaklaşıyormuşuz.
His abilities are far too broad-reaching to be safely exploited by anyone, including you.
Onu güçleri, sen dahil birisinin güvenli bir şekilde kullanabilmesi için çok aşırı büyüktü.
you mean a hedgehog with a stethoscope, and to me, art means reaching down your throat, tearing your guts out, and smearing it all over canvas.
Benim için sanat, gırtlağa yapışmak, kan ter içinde kalmak ve bunu tuvale yansıtabilmektir.
I tried reaching him at the university.
Üniversiteden ulaşmaya çalıştım.
Who they reaching out to?
Kiminle anlaşma yapıyorlarmış?
Anything... Anyone eying her wrong, reaching for anything?
Bir şey var mı ona bakan ya da ulaşmaya çalışan biri?
You know, the Regents have a nasty habit of reaching out and destroying people's lives.
Biliyor musun Vekillerin, uzanıp insanların hayatlarını mahvetmek gibi kötü bir huyları var.
You're reaching for it like you reached for your missing legs, but... all you find is a bloody stump.
Ayaklarına uzandığın gibi özgürlüğe uzanıyorsun ama tek eline geçen kanlı bir gövde.
Affection and further, love and the hope of reaching it.
Sevgi daha da ilerisi aşk ve ona ulaşma umudu.
You will be reaching soon.
Yakında varırsın o zaman.
I'm asking you when we are reaching.
Ne kadar kaldığını sordum!
I'm here today because I'm not reaching my full potential.
Potansiyelimin tamamını kullanmadığım için buraya geldim.
- The crib was full of dirt. Baby struggled to free itself from underneath, reaching and clawing, gasping for air.
Bebek, kurtulmak için nefes nefese uzanıyor ve debeleniyormuş.
The problem is I kept reaching for the steering wheel, and I had cut a little too much of it.
Sorun direksiyon simidini tutabilmemdi. Onu biraz fazla kestirmiştim. Nasıldım?
This feeling is now going down... It's reaching your abdomen.
Yavaş yavaş aşağıy doğru iniyor... karnınıza doğru indi.
♪ Sad to return to find the land we love ♪ Threatened once more by Roma's far-reaching grasp... ♪
Dönüp de sevdiğimiz bu toprakları, tekrar Roma'nın tehditkâr pençesinde bulmak ne üzücü.
♪ Sad to return to find the land we love ♪ Threatened once more by Rome's far-reaching grasp
Dönüp de sevdiğimiz bu toprakları, tekrar "Roma" nın tehditkâr pençesinde bulmak ne üzücü.
Now she's reaching under the poncho.
Kadın pançosunun altına uzanıyor.
I appreciate you reaching out to me, Mr. Delaney.
Bizimle konuşmak istediğiniz için teşekkürler, Bay Delaney.
There were people, lots of people gathered around, reaching out with their hands to me.
İnsanlar vardı, birçoğu etrafta toplanmış elleriyle bana uzanmaya çalışıyorlardı.
An incident has come up that has far-reaching ramifications on the current situation, and it's something that only Magnus herself can deal with.
Şu anki durumdan çok daha büyük etkileri olacak bir olay meydana geldi ve sadece Magnus'un üstesinden gelebileceği bir şey.
Congratulations to all of you for reaching the finish line.
Bitiş noktasına varabildiğiniz için sizi tebrik ediyorum.
I don't want anybody reaching in there'cause that's how you get aids.
Hiçbirinizin oraya erişmesini istemiyorum çünkü aids böyle bulaşıyor.
Okay, you always considered yourself the smartest guy in the room, but I think you're reaching on this one.
Kendini her zaman ortamdaki en zeki adam sanıyorsun ama sanırım bunu gözden kaçırıyorsun.
To keep him in the dark, he can't know why he's not reaching his men.
Onu bilgisiz tutmak istiyorsak adamlarına neden ulaşamadığını öğrenmemeli.
Tony, it was like, it was like God was reaching his hand down, and he was trying to take Ryan!
Tony, sanki Tanrı elini uzatmış Ryan'ı almaya çalışıyordu.
The next thing I know, he was reaching to grab something on the table. I took hold of his hand.
Suyu almak için masaya uzandığında elini yakadım.
It seems the emperors will be the key to reaching the ice edge.
Görünüşe göre buz sınırına ulaşmadaki anahtar nokta İmparatorlar olacak.
When you said your dad was reaching out, you didn't say it was a full-blown letter writing campaign.
Wall sokağının büyük beyaz köpekbalığı esarette bile ısrarcı olabiliyor.
Self-publishing's hardly wide-reaching.
Editörlerim bu aralar beni biraz zorluyor o yüzden kitabımı kendim yayınlamayı düşünüyorum.