Reckoning translate Turkish
470 parallel translation
A man of science, who sought to create a man after his own image, without reckoning upon God.
Tanrı'ya güvenmeyerek kendi benzeyişinde bir insan yaratmaya çalışan bir bilim adamı.
What a reckoning there'll be when we meet.
Tanıştığımızda ne hesaplaşma olacak ama.
By my reckoning, the first port from which we can expect help is Timor in the Dutch East Indies, some 3500 miles away.
Tahminimce, yardım alabileceğimiz ilk liman 3500 mil uzaklıktaki Timor.
The hour of reckoning is at hand.
Hesaplaşma zamanı geldi çattı.
The day of reckoning is mighty close.
Kıyamet günü çok yakın.
The day of reckoning will come!
Hesaplaşma günü gelecek.
This shall be our day of reckoning with the Mongols.
Bu bizim Moğollarla hesaplaşma günümüz olacak. Haklısın.
You've chosen life, and that's as it should be, whatever the reckoning.
Hayatı seçtin, bedeli ne olursa olsun yapman gerektiği gibi.
Thus was I, sleeping, by a brother's hand of life, of crown, of queen at once dispatched, cut off even in the blossoms of my sin, no reckoning made, but sent to my account with all my imperfections on my head.
Böyle yitirdim canımı, kraliçemi, tacımı bir anda, uyurken bir kardeş eliyle. Daha başak vermeden biçildi günahlarım, hazırlıksız, olanca kusurumla yollanıverdim önüne, bütün günahlarımızı dinleyecek yargıcın.
What with chronometers that haven't been checked for seven months and Spanish charts that aren't to be trusted we can be 300 miles out of our reckoning.
yedi aydır kontrol edilmeyen kronemetrelerden dolayı. ve güvenilmez ispanyol haritaları. hesabımızdan 300 mil uzakta olabiliriz.
Day of reckoning has arrived, eh, Father?
Hesap günü geldi öyleyse, öyle mi Peder?
# Till the final day of reckoning #
Ta ki hesap gününe kadar
When 3 men take off in a rocket and only one comes back in our reckoning that leaves minus 2.
Roketle giden 3 adamdan yalnızca biri dönüyorsa hesaba göre 2 eksiğimiz var demektir.
My father went from 23 and a half degrees north, by 5 west using dead reckoning to approximately 5 degrees and 30 minutes west.
Babam 23.5 derece kuzeye ve 5 derece batıya gitti. pusulayla kabaca hesaplarsak yaklaşık 5 derece ve 30 dakika batıda.
Dead reckoning!
Pusulayla kabaca!
What day do you make it, according to your reckoning?
Sizin hesabınıza göre hangi gündeyiz?
He has decided to forsake a situation too difficult for him to contend with and has asked us for a final reckoning tonight at the Sphinx.
Baş etmesi çok güç olan bir durum konusunda geri adım atmaya karar verdi ve bu gece son bir görüşme için sizi Sphinx'e davet etti.
Reckoning him as a wealthy man, they caught him
Onun zengin bir adam olduğunu düşündüm ve yakaladım!
I make our position here by dead reckoning.
Tahmini bir hesaplamayla, pozisyonumuz burası.
There are many troublesome issues between us, which call for a reckoning.
Aramızda çözülmesi gereken bir sürü baş belası sorun, suistimal var.
And delay the day of reckoning.
Ve ödeme gününü geciktirirdi.
Every hair of your head he takes into his reckoning.
Size gelince, başınızdaki saçlar bile sayılıdır.
It is for you to complete your fathers'reckoning.
Haydi, atalarınızın yarım kalan işini bitirin!
- Oh, that is our reckoning?
- Hesaplamanız bu mu?
Comes a day of reckoning : Your 18th birthday.
Hesap verme günü, 18. yaşgünün yaklaşıyordu.
I've been reckoning it up. They must have been empty 40 years now.
Öyle tahmin ediyorum ki bu binalar 40 seneden beri boş.
Dear Anne, thank you for the moment of reckoning.
Sevgili Anne, beni kendime getirdiğin için sağ ol.
When the day of reckoning arrives, as mine arrived at Dunkirk I can assure you, Colonel, it can be a most sorry day, indeed.
Hesap günü geldiğinde, tıpkı benimkinin Dunkirk'te geldiği gibi sizi temin ederim, Yarbay, gerçekten de çok kötü bir gün olabilir.
No man escapes his day of reckoning.
Hiç kimse kendi hesap gününden kaçamayacaktır.
Of honourable reckoning are you both, and pity'tis you lived at odds so long.
Her ikinizin de şanlı geçmişi var. Bu kadar uzun süre kavgalı kalmanız çok yazık.
♪ Your reckoning'day is near
Son günlerin yaklaştı.
♪ No Name City, No Name City ♪ Your reckoning'day is here
İsimsiz Şehir, İsimsiz Şehir, son günlerin yakın,
- No trouble, just dying. Last reckoning.
- Dertte değil, sadece ölüyorum.
By my reckoning, there be about 1000 horse and 2000 afoot.
Tahminime göre 1000 atlı, 2000 piyade.
You're about due, by my reckoning.
Hesabıma göre vaden dolmak üzere.
Jesus Christ will wake you on the day of reckoning
Yüce İsa seni mahşer günü yeniden uyandıracak.
An open charge account with no reckoning'.
Geri ödemesi olmayan bir açık kredi hesabı.
Gave rise to the inquisition and has caused torment and torture beyond reckoning.
Engizisyon'un önünü açmış ve sorgusuz işkence ve şiddete sebep olmuş.
The day and night of reckoning is here.
Gece ve gündüz hesaplaşması burada.
Their mad adventure over, now they pay their reckoning for Hitler's Reich.
Çılgın maceraları bitmişti. Artık Hitler Almanyası'na hesaplarını ödeme vaktiydi.
How many will we have left alive, by your reckoning?
Sizce elimizdekilerin kaç tanesi canlı kalacak?
But I got my reckoning.
Ama tahmin edebiliyorum.
No matter what course of action Collins took... he was destined to his own fate, his own day of reckoning with himself.
Collins'in nasıl bir davranışı benimsediği önemli değil... kaderi çoktan çizilmişti. Bu onun kendisi ile hesaplaşma günüydü.
By that reckoning I will have been dead for many thousands of your years.
O zamana kadar... benim ölümümün üzerinden binlerce yıl geçmiş olacak.
Epsilon vector 22... on a circular reckoning course of 000.9...
Epsilon vektör 22. Dairesel rota 000.9.
For in the final analysis, on the day of reckoning we shall all be held to account.
Çünkü sonuçta hepimiz kıyamet günü hesap vereceğiz.
It's the day of reckoning.
Hesaplaşma günü geldi.
I've been dead reckoning it.
Tahmin yürütüyorum.
[Man] Day of reckoning, pal.
Yüzleşme günü, dostum.
Those who had gone before had knowing of things beyond our reckoning even beyond our dreaming.
Eskiler düşünemeyeceğimiz kadar bilgiye sahiptiler düşlerimizin de ötesindeki bilgiye.
Here is the reckoning.
O civarda.