Regretfully translate Turkish
105 parallel translation
To those whom we must regretfully leave behind,
Büyük bir pişmanlıkla arkamızda bırakacaklarımız için sadece şunu söylemek istiyorum :
I will be at Coney Island tonight at 12 : 00 and if you are not there at that time I shall regretfully have to mail it.
Gece 12'de Coney lsland'da olacağım. Eğer orada yoksan maalesef göndermem gerekecek.
"I'm directed to inform you that your petition to test an atomic engine... is regretfully denied."
Şunu dinleyin. "İnşa ettiğiniz rokette atom enerjisi kullanan motoru test etme talebinizin maalesef reddedildiğini bildirmek üzere emir aldım."
However, it must be regretfully admitted that, in substance the story to which the Honourable Member refers, is a true one.
Ancak, üzüntüyle kabul etmek gerekir ki saygıdeğer üyemizin atıfta bulunduğu hikâye de gerçektir.
Under the circumstances, regretfully, perhaps, I have no choice.
Bu şartlar altında belki de pişman olacağım ama başka seçeneğim yok.
There should be no black sheep, which regretfully is not the case.
Aranızda kötü elma olmamalı. Ama durum maalesef böyle değil.
Yes, regretfully. You see, I...
Evet, maalesef. görüyorsunuz, ben...
We regretfully are not so professionally understanding.
Ne yazık ki biz, mesleki açıdan pek anlayışlı değiliz.
I, Arthur Simpson, herewith regretfully resign from the Turkish Security services.
Ben, Arthur Simpson, üzülerek belirtmek isterim ki Türk Güvenlik teşkilatından istifa ediyorum.
Regretfully, it's a matter of life and death.
Üzgünüm ama bu bir ölüm kalım meselesi.
Regretfully they tell us
Üzülerek diyorlar
Regretfully impossible.
Maalesef imkansız.
" Regretfully, though,
" Üzücü de olsa,
"l am commanded by the Air Council to state that in view of the lapse of time and the absence of any further news regarding your husband, Acting Squadron Leader THD Drinkwater DFC, since the date on which he was reported missing, they must regretfully conclude that he has lost his life and his death had now been presumed for official purposes to have occurred on the 18th of May, 1944."
"Havacılık Konseyi tarafından, kocanız Muharip Binbaşı THD Drinkwater DFC'nin kayıp olduğu bildirilen tarihten beri hakkında daha başka bilgi olmamasından ve zaman aşımından dolayı büyük bir üzüntüyle, hayatını kaybettiğinin anlaşıldığını ve 18 Mayıs 1944 tarihi itibariyle resmî nedenlerle ölü sayıldığını bildirmem emredilmiştir."
And regretfully you have no choice.
Ne yazık ki başka seçeneğiniz yok.
Regretfully!
Ne yazık ki!
Don't say "painfully", or "regretfully", or "sadly", and above all, talk magmatically, as you always do.
"Can yakıcı", "kırıcı" ya da "üzücü" kelimelerini kullanma,... ve en önemlisi, her zaman yaptığın gibi "derinden" konuş.
Regretfully, we shall yield the pleasure of your company to others.
Ne yazik k ¡ s ¡ ze esl ¡ k etmek zevk ¡ n ¡ baskalarina birakmak zorundayiz.
I'm speaking calmly... and regretfully, but I mean it :
Sana sakin sakin söylüyorum, Marie Christine. Ama hüzün dolu olarak ve bunun dönüşü yok.
However, I must regretfully decline.
Ancak maalesef geri çevirmek zorundayım.
Regretfully Macon.
En içten üzüntülerimle Macon.
Regretfully, that I was quite mad.
Esefle belirterek benim deli olduğumu.
However, I will regretfully waive that opportunity for the privilege of taking you all in to the authorities.
Yine de, bu fırsattan, hepinizi yetkililere teslim etme ayrıcalığını yaşamak için vazgeçeceğim.
We regretfully announce that at 30 seconds after the hour of noon Hudsucker time Waring Hudsucker, Founder, President and Chairman of the Board of Hudsucker Industries merged with the infinite.
Üzülerek duyururuz ki öğle saatinden 30 saniye sonra Hudsucker vakti Waring Hudsucker, Kurucu, Başkan ve Hudsucker Endüstrisinin Yönetim Kurulu Başkanı ebediyete kavuştu.
And as much as your invitation might appeal to me I must regretfully decline.
Ama teklifin ne kadar cazip gelse de... maalesef... kabul edemem.
Ma'am, we regretfully inform you that that while attempting to escape from jail your husband passed away today, at Fort Jouz
Han'fendi, tüm üzüntülerimizle bildiririz ki eşiniz bugün Fort Jouz hapishanesinden kaçmaya çalışırken vefat etmiştir.
Regretfully, at this time, we.... "
Maalesef şu anda... "
Well, then... regretfully, I must be blunt.
O zaman açık sorayım.
I must also regretfully report that Ensign Wildman's baby did not survive.
Aynı zamanda, Teğmen Wildman'ın bebeğini de kaybettik.
Once you've been sullied, you'll regretfully find the truth in this.
Kirlendiğini hissettiğin zaman anlayacaksın.
THey look back regretfully over lives filled with violence and anger.
Geri dönüp şiddet ve öfke dolu hayatlarına pişmanlıkla bakıyordu hepsi de.
- Regretfully.
- Üzülerek.
Regretfully, Mr. Scatino will not be performing tonight.
Ne yazık ki Bay Scatino bu gece gösteriye çıkamayacak.
He regretfully informed me that a search of the city turned up nothing.
Şehirdeki aramalardan bir sonuç çıkmadığını üzülerek bildirdi.
Sir, although I respect your authority here at Submarine Supreme and I admire your position of power I regretfully am going to have to again bow out of the sandwich industry because in reality I am an animator.
Beyefendi, Submarine Supreme " deki yetkinize saygı duyuyorum, güçlü konumunuzu takdir ediyorum, ama üzülerek sandviç sektöründen yine ayrılmak zorunda kalacağım, çünkü ben aslında bir çizgi filmciyim.
Then regretfully, my guards will accompany you to your home in Tokyo.
O halde üzgünüm, muhafızlarım Tokyo'daki evinize kadar size eşlik edecek.
And then, regretfully, I headed back for the hotel.
Sonra, pişmanlık içinde, otele yöneldim.
"Manuel respectfully informs the actress, regretfully, that he can write no more letters for her."
Manuel, aktriste artık mektup yazamayacağını saygıyla bildirir.
And all I can honestly say that I remember is, "Ma'am, the United States Army the secretary of defense regretfully informs you..."
Hatırlayabildiğim tek şey, "Bayan, ABD Ordusu ve Savunma Bakanlığı üzüntülerini bildirir."
But regretfully, the current situation prohibits friends from meeting.
Ama maalesef, mevcut durum... arkadaşların bir araya gelmesini yasaklıyor.
Regretfully, Mr. Remson, I must be going.
Maalesef ki Bay Remson, gitmek zorundayım.
And so I regretfully submit my resignation.
Ve bu yüzden pişmanlıkla istifamı sunuyorum.
Meyer, I appreciate the offer, but, regretfully, I have to pass.
Meyer, teklifin için sağ ol ama maalesef kabul edemeyeceğim.
" I regretfully saw you in that dreadful state
" Üzülerek izledim seni o korunç durumda
Then I must regretfully inform you that, due to illness, I must spend more time in the country and will be unable to attend to you as in the past.
O zaman pişmanlık duyarak size, hastalıktan dolayı, kırsal alanlarda daha çok zaman harcamam gerektiğini ve size geçmişte olduğu gibi katılamayacağımı söylemem gerekiyor.
Most regretfully expressed.
Çok üzgün bir anlatımı vardı.
The drunkenness has oddly regretfully, never twisted my perception of things going on around me.
Sarhoşluk, tuhaf şekilde, Olayları algılayışımı asla bozmadı. Sarhoş koşmayı tercih ederim.
If the United States fails to comply, we will regretfully have no recourse but to take actions.
Eğer Birleşik Devletler razı olmazsa, üzülerek harekete geçmekten başka yolumuz kalmayacak.
Yes, regretfully.
Evet, maalesef.
Ah, Christ, regretfully.
Çok şükür.
Regretfully yours, Frederick. "
Pişmanlık dolu Frederick.