Regularly translate Turkish
1,141 parallel translation
- Does Randy gamble regularly?
- Randy düzenli olarak kumar oynar mı?
Having it sucked regularly is turning you back into a human being.
Düzenli olarak emdirtmek seni yeniden bir insan yapıyor.
Does he pay you regularly?
Düzenli olarak ödeme yapiyor mu?
That I change my car as regularly as a snake sheds its skin.
Beyefendiciğim, şimdiye dek yılanın deri değiştirdiği gibi araba değiştirdiğimi bilmen gerekir.
Trains have regularly scheduled stops.
Trenler belli noktalarda durur.
And now back to our regularly scheduled programming.
Şimdi programımıza geri dönelim.
Did he come regularly to the factory?
Fabrikaya düzenli olarak gelir miydi?
Well, not regularly, but he seemed to know if we hadn't started the bake on time.
Düzenli gelmezdi ama zamanında pişirmeye başlayıp başlamadığımızı bilirdi.
- Who did he do regularly?
- Normalde hanginizle yatardı?
We should be able to win, and win regularly at this game.
Biz kazanabiliriz ve düzenli kazanç da elde edebiliriz.
"Your beautiful eyes are splendid pools of blue in whose depths I swim regularly,"
"Güzel gözlerin hep içinde yüzdüğün kusursuz mavi havuzlar gibi."
Regularly sawed in two from 7 years... and disappeared in circumstances ideologically unfavorable.
7 yıl ilçinde kapandı... ve ideolojik şartlar altında kayboldu.
I mean, that's when I started doing it regularly.
Yani düzenli olarak yapmaya o zaman başladım.
Sure, we talk on the phone regularly and I've even dropped her a missive or two.
Elbetteki hemen her gece konuşuyoruz, Bir iki istisna hariç,
I bathe regularly.
Sık sık banyo yaparım
She had this "digestive trouble" quite regularly?
Devamlı olarak sindirim sorunları yaşar mıydı?
Not regularly, no.
Hayır, devamlı olarak değildi.
If I don't eat regularly, I get a little nuts.
Eğer düzenli yemezsem, biraz deliririm.
Do you attend church regularly, sir?
Düzenli olarak kiliseye gider misiniz, efendim?
You don't look like you've been eating regularly.
Düzenli besleniyor gibi görünmüyorsun.
- But I didn't... I can explain. It's a thing that I do regularly.
Biliyor musun bu durumu açıklayabilirim, bu düzenli olarak yaptığım bir şey.
Mama says I used to beat you up regularly with my sand pail.
Annem eskiden kum kovasıyla seni devamlı patakladığımı söyler.
And did they regularly?
Ve bunlar düzenlimiydi?
- We return you now to your regularly scheduled program.
- Şimdi normal programa kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Tell me, Madam, among your friends and acquaintances, does anyone visit you regularly?
Lütfen söyleyin bayan, acaba arkadaş veya tanıdıklarınız arasında sizi muntazaman ziyaret eden kimse var mı?
He hasn't been working out regularly.
Antrenmanlarını hiç düzenli bir şekilde yapmıyor.
Then I started seeing him fairly regularly, every two, three weeks.
Sonra onu düzenli olarak iki, üç haftada bir görmeye başladım.
Look, we know that Mr. Quiles was regularly harassed by local gangs.
Bay Quiles sıkça yerel çeteler tarafından rahatsız ediliyormuş.
Isn't it true that your gang regularly harassed Mr. Quiles?
Sizin çeteniz Bay Quiles'ı rahatsız etmedi mi?
We said that you regularly harassed Mr. Quiles! That's what we said.
Sizin sık sık Bay Quiles'ı rahatsız ettiğinizi söyledik!
But we suction him. - Regularly.
- Ama tükürüğünü daimi olarak temizliyoruz.
If you've been listening to the programme fairly regularly over the last few months, you'll know East Timor has come into the conversation more than once, particularly when we were talking about foreign aid, and also the war, and a new world order.
Bu kurumları,... onlara doğruyu aktaracak ya da onların sorunlarını yansıtacak bir aracı olarak görmüyorlar. Bu yüzden bu kurumların dışına çıkıyorlar. Seçilmiş liderlerin sayısı arttıkça yaptıkları işler de azalıyor.
You told us you went there regularly with your little girl.
Küçük kızınızla oraya düzenli olarak gittiğinizi söylediniz. - Evet.
Regularly, excessively.
Devamlı mı fazla mı?
We interrupt our regularly scheduled program... to bring you this special report from the Congress of Nations.
Düzenli yayın akışımıza ara verip... Ulusal Kongre'den özel bir rapor sunuyoruz.
I've been watching my diet very carefully, I exercise regularly.
Diyetime dikkat ediyordum, düzenli de spor yapıyordum.
Dax used to beat me regularly at bare-fist Juro counterpunch.
Dax düzenli olarak çıplak elle Juro dövüşünde beni yenerdi.
Computer entries were made regularly.
Kesinlikle bilgisayar kayıtları düzenli olarak yapılıyordu.
Notice the details, scattered like crumbs over this table we regularly share.
Onlar devamlı oturduğumuz bu masanın üstüne saçılmış kırıntı gibiler.
Surely you attended his classes regularly.
Herhalde derslere düzenli olarak katıldınız.
- We perform maintenance regularly.
- Izgaralara düzenli olarak bakım yapıyoruz.
I'd like to start counselling you regularly.
Düzenli olarak danışmanlığına başlamak isterim.
Every six weeks, very regularly, I have to pass it through my entire body.
Her altı haftada düzenli olarak bunu tüm vücuduma uyguluyorum.
I can't really remember that period of time very well... but I didn't really see him too regularly after that.
Hayatımın bu dönemini tam olarak hatırlamıyorum. Ama bundan sonra onu düzenli olarak görmedim.
Do you skulk regularly?
Düzenli olarak sinsi sinsi dolanır mısın?
I'll explain to him that the female breast... is a very sensitive organ... which should be regularly and tenderly massaged.
Kocana kadın göğsünün düzenli ve yavaşça masaj yapılması gereken hassas bir organ olduğunu açıklayacağım.
However... we know three places that he frequents regularly.
Ancak düzenli olarak gittiği üç yer var.
- Not regularly, no.
Düzenli olarak değil.
We see each other regularly.
Biz düzenli olarak birbirimizi görürüz.
It would have to be sort of a shell... with tiny implosive charges regularly spread over the surface.
Kabuk gibi bir şey olması lazım. Yüzeyinin de düzenli aralıklarla küçük, içe yönelik patlayıcılarla kaplanması gerek.
Did you water the plants regularly?
Çiçekleri düzgün suladın mı?