Renee translate Turkish
1,867 parallel translation
That laptop has the camera they were using to track me.
Hayır, beni dinle Renee. Beni izlemek için kullandıkları dizüstü buydu.
What are you doing?
Renee, ne yapıyorsun sen?
Just... renee, please don't do this.Please don't do this.
Renee, bunu yapma, ne olur yapma.
There's an agent at the fbi, renee walker.
FBI'da bir ajan var, adı Renee Walker.
renee, I was just about to call you.
Renee, ben de seni arayacaktım.
Damn I I told renee I'd found a security leak.
Lanet olsun! Renee'ye bir güvenlik sızıntısı bulduğumu söyledim.
I cleaned up your trail, so we'll just keep this little transgression between us, although I don't know what I'm going to tell renee.
İzlerini temizledim. Renee'ye ne diyeceğimi bilmesem de bu küçük hatan aramızda kalacak.
renee... security saw bauer and almeida getting into a dark-colored panel van.
Renee. Güvenlik, Bauer ve Almeida'yı koyu renkli bir panelvana binerken görmüş.
Renee.
Renee.
Renee... renee, renee... please.
Renee... Renee, Renee, lütfen.
Renee...
Renee...
Renee... you don't want to know, janis.
Renee... Bilmek istemezsin Janis.
Renee, do not go in alone.
Hemen gidiyorum. Renee, içeri tek başına girme.
Larry Moss : Renee, it's me.
Renee, benim.
Renee, get back here now.
Renee. Hemen buraya gel!
Renee?
Renee?
And we can't reach renee to warn her.
Ve uyarmak için Renee'ye ulaşamıyoruz.
Hillinger, keep trying to reach renee.
Hillinger, Renee'yi aramaya devam et.
- Larry, it's renee.
- Larry, benim Renee.
Renee, listen.
Renee, beni dinle.
Renee, listen to me, i want you To stand down and fallback until they get there.
Renee, beni dinle. Ekipler gelene kadar harekete geçme, bekle.
Did you findenee?
Renee'yi buldunuz mu?
All right, um... get Renee's picture and description out to all agencies.
Pekâlâ. Renee'nin fotoğrafını ve bilgilerini tüm birimlere gönderin.
- Meaning it's fairly obvious he has feelings for Renee.
- Yanisi, Renee'ye karşı boş olmadığı belli.
He wants to me about what Renee did to Tanner in the hospital.
Renee'nin hastanede Tanner'a yaptıklarıyla ilgili konuşmak istiyor.
What did Renee do to Tanner at the hospital?
Renee ne yapmış hastanede?
Renee?
Renee mi?
Tanner wasn't talking... and she kicked me out of the room.
Tanner konuşmuyordu Renee beni odadan çıkardı.
And Renee had the information she needed?
Peki, Renee istediği bilgiyi aldı mı?
Do you realize if they prove that Renee tortured him you're an accessory?
Renee'nin işkence yaptığını kanıtlarlarsa, sen de suç ortağı olacaksın.
Renee was referenced.
Renee'nin adı geçiyor.
You said Renee was referenced.
Renee'nin adı geçiyor demiştiniz.
I'm sorry about renee.
Renee için üzgünüm, Larry.
You're the one who told me about him and renee.
Renee'ye ilgisinden bahseden sendin.
Jack, it's renee.
Jack, benim Renee.
I know you're upset about renee, but getting angry at me is not going to make it go any faster.
Renee konusunda sinirlisiniz ama bana kızmanız işleri daha iyi hâle sokmaz.
If you think I'm yelling at you because of my history with agent walker, you are mistaken.
Sana Renee'yle geçmişim yüzünden bağırdığımı sanıyorsan, yanılıyorsun.
FBI agent named Renee Walker and Jack Bauer.
Renee Walker isimli bir FBI ajanı ve Jack Bauer.
Larry, it's Renee.
Larry, benim Renee.
Renee, this whole time I've been thinking you were dead.
Renee, baştan beri senin öldüğünü sanıyordum.
Renee will not end up like you.
Renee'yi kendine benzetemeyeceksin.
Have you heard from Renee?
Renee'den haber aldın mı?
Damn it, Renee, what the hell are you doing with this guy?
- Lanet olsun, Renee. Bu adamla neler yapıyorsun sen?
Damn it, Renee, what the hell are you doing with this guy?
Kahretsin, Renee, bu adamla neler yapıyorsun?
Renee, it's me.
Renee, benim.
Renee, Jack Bauer is about to be strung up by a senate subcommittee, and you are following his playbook.
Renee, Jack Bauer, Senato Kurulu'na kızmış durumda, ve sen de onun oynunu takip ediyorsun.
Renee, Bauer kild the woman's husband!
Renee, Bauer, kadının kocasını öldürdü!
Renee, I swear to you, I am scared of what is happening to you.
Renee, sana yemin ederim, sana olanlardan dolayı çok endişeliyim.
Renee said you had someone running operations support?
Renee operasyona yardım için birinden yardım aldığını söyledi.
I sent out the warrant, to sideline Bauer and Renee.
Bauer ve Renee'yi korumak için emri ben gönderdim.
Bauer and Renee are in police custody.
Bauer ve Renee polis koruması altında.