English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Resilient

Resilient translate Turkish

374 parallel translation
- Shrimp are pretty resilient.
- Karidesler epeyce dirençliler.
I want you to see how resilient it is.
Ne kadar esnek olduğunu görmeni istiyorum.
But man is resilient.
Fakat adam çabuk iyileşiyor.
resilient as leather, fast as a hound and sturdy as Krupp's steel.
Av köpeği gibi keskin gözlü! ..
Their external skeletal structure is tough and resilient.
Dış yapısı sert ve dayanıklı.
But bones are pretty resilient, especially in the young.
Ama kemikler oldukça esnektir, özellikle gençken.
( narrator ) German industry remained resilient, although the industrial Ruhr was under attack throughout 1942.
Ruhr bölgesi 1942 yılı boyunca saldırı altında kalmasına karşın Alman sanayisi direnç göstermişti.
The heart is a very, very resilient little muscle.
Kalp, ne kadar esnek bir şeymiş meğer.
So resilient--you can't imagine what a life he had.
Çok dayanıklıydı. Yaşadıklarını hayal bile edemezsin.
Some rather resilient inflammatory tissue here.
Bu daha çok esnek ve iltihaplı bir doku.
Kids are resilient like that.
Kendilerini çabuk toparlarlar.
Fish are very resilient animals.
Balıklar çabuk iyileşen hayvanlardır.
IT WAS QUITE RESILIENT, REALLY.
Birçok kişi bunun olabileceğini farz etti.
We humans are more resilient than you give us credit for.
Biz insanlar senin gördüğünden daha esneğizdir.
You resilient bastard.
Seni serseri piç.
Vidor was probably the most resilient of the film pioneers, one of the few who were able, time and again, to convince the moguls... to let him experiment with the medium.
Film öncülerinin belki de en metanetli olanıydı Vidor. Kodamanları ikna etmeyi başarabilen az sayıda kişiden biriydi. Kendi denemelerini yapmasına izin vermelerini sağladı.
My feet are resilient.
Ayaklarım çok iyi.
Mr. Neelix is one of the most resourceful and resilient individuals I know.
Bay Neelix, tanıdığım en becerikli ve esnek bir kişilik.
Mr. Smithers is a resilient man.
Bay Smithers bu güçlükle baş edebilir.
I don't think I need to tell you New Yorkers just how resilient... the common cockroach is.
Sizlere hamamböceklerinin ne kadar ölümcül olduklarını anlatmama... gerek yok galiba.
7 year olds are resilient as hell.
Yedi yaşındakiler çok dayanıklı oluyor.
Babies are resilient.
Bebekler çabuk iyileşir.
People are more resilient than you think.
İnsanlar sandığınızdan daha çabuk toparlanabilir.
Yeah, if nothing else, he's resilient.
Evet, başına başka şey gelmezse toparlanır.
He's resilient. He's a resilient guy.
Yik onu yere.
You are resilient prey.
Sen güçlü bir avsın.
This prey is resilient.
Av, çabuk iyileşiyor.
This prey is resilient.
Av dayanıklı.
Voyager... You are resilient prey.
Dayanıklı bir avsın.
You are a resilient species.
Dayanıklı bir türsünüz.
The quills are hollow and very light, yet resilient and extremely strong.
Tüyleri içi boş ve çok hafiftir. Ama dirençli ve oldukça güçlüdür.
Parents can be very resilient.
Aileler çok esnektir.
Glorious great and triumphant, gallant hero resilient,
# Kuvvetle # Şanlı, büyük ve muzaffer # Yiğit kahraman çabuk iyileşen
- He's resilient.
- Çok çabuk toparlanıyor.
Vulcans are very resilient.
Vulkanlar çok dayanıklıdır.
Vulcan neural tissue is extremely resilient.
Vulkan nöro dokuları, sıra dışı bir şekilde dayanıklıdır.
It's a very smart, resilient creature.
Zeki ve dayanıklı bir yaratık.
The symbiote is quite resilient.
Ortakyaşam oldukça dayanıklı.
My wife appears so resilient, but I know she's suffered ever since the doctor told us about the complications.
Karım dirençli görünüyor ama doktor sorunlardan bahsettiğinden beri çok acı çekiyor.
You'd be surprised how resilient ears can be.
Kulaklar çok dayanıklıdır.
Kids are resilient, you know?
Çocuklar çabuk unutur, bilirsin!
- Resilient, lasting
Çok güzel - esnek kalıcı..
Organics aren't as resilient as we are.
Organikler bizim kadar esenek değiller.
The Hirogen are more resilient than you think.
Hirogen düşündüğünüzden daha iyidir.
By giving him the benefit of my own experiences, encouraging him to be resilient in the face of obstacles.
Ona faydalı tecrübelerimi aktararak, engeller karşısında güçlü olması için onu cesaretlendirdim.
Well, Teal'c, all I can say is that Junior is a resilient little guy.
Pekala, Teal'c, tüm söyleyebileceğim ufaklık oldukça dayanıklı.
They're only as resilient as the raw materials they're made of.
Onlar ancak oluştukları malzeme kadar dayanıklılar.
- I'm resilient.
Güçlü biriyim.
When we took a bath together, Her skin was so resilient.
Birlikte banyo yaptık, derisi o kadar esnekti ki.
They may be tiny, but they are among the most resilient organisms known to medical science.
ufacık olabilirler... ama onlar tıpça bilinen en esnek organizmalar olarak bilinirler.
Human skin is a resilient organ.
İnsan derisi kendini çabuk toparlayan bir organ.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]