English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Resistant

Resistant translate Turkish

604 parallel translation
Our lab found traces of fish, rust-resistant paint, and salt in his clothes.
Laboratuarımız balık, pas tutmaz boya ve elbiselerinde tuz izine rastladı.
I understand her sleep was heavy and resistant to shaking.
Uykusu ağır ve sarsmak yeterli olmadı.
Better rocket fuel had to be found, as well as heat-resistant materials for the engine.
Daha fazla roket yakıtı bulunması gerekiyor, hem motor, hem de ısıya dayanıklı materyaller için.
The rope shouldn ´ t be tightened too much, specially if it isn ´ t very resistant.
Özellikle, halat çok dayanıklı değilse, ip çok sıkı olmamalı.
Fibrous resistant.
Lifli, dayanıklı.
Let me begin by acknowledging what has become axiomatic in the field of shaving cream distribution, namely that shaving cream, indeed almost all personal hygiene products for men are what we call fashion resistant.
Traş köpüğü pazarlamada klasik bir durumu belirterek başlayayım. Başta traş köpüğü olmak üzere, neredeyse tüm erkek hijyen ürünleri bizim meslektekilerin'modaya dayanıklı'dediği ürünlerdir.
Resistant to heat of 3,000 degrees. Harder than diamond.
3.000 dereceye dayanıklı ve elmastan sert!
You are searching for some sort of creature which is highly resistant to phaser fire.
Fazer ateşine oldukça dirençli olan bir yaratık arıyorsunuz.
It is definitely resistant, but it can be hurt. If it can be hurt, it can be killed.
Dirençli ama yara alabiliyor, o zaman kesinlikle öldürülebilir.
An alloy resistant to probe.
Sondaj için dayanıklı bir alaşım.
What I'm going to say may sound mean, but I think that to be a Resistant, you had to be maladjusted.
İtibardan ziyade benim için en önemli şey tümüyle sınıfsız bir toplum oluşuydu.
The occupants were hard. Very hard. Especially in the zones where the resistant ones were active.
İşgalciler katıydı, çok katı özellikle gerillaların faal olduğu yerlerde.
They had killed the suspicious one to support the resistant ones.
Gerillalara destek verdiğinden şüphe duyulanlar öldürüldü.
In 1941, behind aircraft marshalling areas, they had started to form itself groups of resistant.
1941'de hatların gerisinde gerilla grupları oluşmaya başladı.
The German deportations had compelled thousand of people to run away for the forests where if they had joined to the resistant ones.
Almanların zorla çalıştırmak için sürgüne gönderdiği kişilerden binlercesi ormanlara kaçtı ve orada gerillalara katıldı.
Soon, the resistant ones they had become a great army that it operated against the lines of communication of the enemy.
Çok geçmeden gerillalar düşman iletişim hatlarına karşı faaliyet gösteren korkunç bir ordu haline geldi.
The ones that existed they were little resistant e its crews practically inexperienced.
Olanlar da dayanıksız, mürettabatı hemen hemen eğitimsizdi.
Language has proved more resistant :
Lisan, daha dayanıklı çıktı :
The crops are resistant to all the diseases that wiped out cultivated growth during the plague.
Fidanları, salgın sırasında ekili ürünü yok eden tüm hastalıklara karşı dirençli.
- You're more resistant than she is!
- Sen kadından daha fazla direndin!
We have to develop new strains of high-yield, disease-resistant grain crops.
Yüksek kazançlı ürünler geliştirmek için hastalıklara dirençli tahıllar yetiştirmeliyiz.
It may be the Emperor's, but why is it sword-resistant?
İmparatorun olabilir, peki neden kılıç kesemiyor?
And it's also very resistant, as you can see.
Gördüğünüz gibi ayrıca oldukça dayanıklı.
Well, we do have April's heat-resistant coating.
April'ın ısıya dayanıklı kaplamalarını denemeliyiz.
Very similar but more disease-resistant.
Çok benziyor, ama hastalığa daha dirençli.
This is a Rochefoucauld, the thinnest water-resistant watch in the world.
Bu Rochefoucauld, dünyanın suya dayanıklı en ince saati.
Singularly unique, sculptured in design, hand-crafted in Switzerland and water-resistant to three atmospheres.
Eşi bulunmaz, dizaynı özel el işlemeleri İsviçre'de yapılmış, üç atmosfer basınçta suya dayanıklı.
We'll start with a vaccine against cancer... then we'll develop some pest-resistant crops... a pollution-free fuel, some recombinant DNA.
Önce kansere karşı bir aşıyla başlayacağız... sonra haşereye karşı dayanıklı ürünler... hava kirliliği oluşturmayacak yakıt, rekombinan DNA örnekleri geliştireceğiz.
In the lab, we want to breed a resistant strain
Laboratuvar ortamında, güçlü bir ırk yaratmak istiyoruz.
The device is also more resistant to NBC weaponry than a main battle tank. ( NBC :
Ayrıca, tam donanımlı muharebe tanklarına oranla NBK silahlara karşı daha dayanıklı.
And the Air Force is very resistant to changing...
Hava Kuvvetleri de değişimden yana değildir.
On our first date, Adam told me he was working with a U.N. team of scientists... - to develop a drought-resistant strain of wheat.
İlk randevumuzda bana, BM'den bir grup bilim adamıyla kuraklığa dayanıklı bir buğday türü üstünde çalıştığını söyledi.
It is proved the most resistant in nearly every test scenario and has a very high aggression factor.
Neredeyse bütün testlerde dayanıklı çıktılar.. ve saldırganlık katsayıları da oldukça yüksek.
We can wrap you in a full body suit of neoprene, heat-resistant rubber... or we can raise the temperature in Cosmo's office to 98.6 degrees... which is probably what we'll have to do. The neoprene would suffocate you.
Ya da Cosmo'nun odasındaki ısıyı 96 dereceye yükselteceğiz ki eğer kostümü giymezsen yapacağımız tek şey bu.
Something you, Madam President, have proven steadfastly resistant to over the course of your term in office.
Döneminiz boyunca, Sayın başkan enstitünün dayanıklı olduğunu kararlılıkla kanıtladınız.
- you'll need corrosion-resistant metal stucco lath.
- Çıtaların çürümemesi için koruyucu sıvıyı sürün.
Do not worry ; are resistant.
Merak etmeyin, Mühendis Bey.
Listen, if he was that resistant, why did you stay with him?
- Teşekkürler. Eğer bu kadar direniyorsa, neden onunla birlikte kaldınız?
Why was I so resistant?
Neden o kadar direndim?
That should make him incredibly resistant to any injury.
Bunun ona inanılmaz bir direnç kazandırması gerekir.
They feed on a hundred species of woodland foliage, a food supply resistant to drought.
Yüzlerce çeşit ağaç yaprağıyla beslenirler. Onlar için kuraklığa dayanıklı bir besin kaynağıdır.
The Annihilator 2000 is constructed of aluminium alloy combined with polymer technology, totally resistant to corrosion.
Yokedici 2000, polimer teknolojisiyle birleştirilmiş alüminyum alaşımdan üretilmiştir, aşınmaya da dayanıklıdır.
If Perry weren't so resistant to progress.
Eğer Perry gelişime bu kadar dirençli olmazsa.
I've never seen a nanobiogenic weapon so resistant to radiation.
Radyasyona bu kadar dayanıklı nano biyojenik silah görmedim.
Look, Scully, if you're resistant because you don't believe, I'll respect that, but if you're resistant because of some bureaucratic pressure, they've not only reeled you in, they've already skinned you.
Eğer inanmadığın için böyle düşünüyorsan, sana saygı duyarım. Ama eğer itirazın bürokratik baskı nedeniyle ise, senden bilgi koparmakla kalmamışlar,... aynı zamanda seni kontrol altına da almışlar.
- Is this impact resistant?
- Darbelere dayanıklı mı?
- The glass is bullet-resistant.
Sakin ol. Cam kurşuna dayaklı.
I'm drought and famine resistant.
Açlık ve kıtlığa karşı direncim.
It's definitely phaser-resistant.
Kesinlikle fazer dirençli.
You can't imagine a real Resistant being a full-fledged minister, or a colonel or a businessman.
Söyleyeceklerim kulağa nahoş gelebilir ama bana kalırsa bir Direnişçi olmak uyumsuz olmak demekti.
If you are a Resistant over everything and nothing, you're exaggerating.
Başka bir deyişle bazı insanlar doğuştan dikkafalıdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]