Respectable translate Turkish
1,388 parallel translation
And Danceny is an entirely respectable young man.
Danceny de tamamen güvenilir bir genç adam.
No respectable ghost would live in California.
Hiçbir saygın hayalet California'da yaşayamaz.
That's a... that's a very respectable neighborhood.
Bu çok güzel bir civar.
This is a respectable Presbyterian house, I assure you.
Burası saygıdeğer Prisbiteryen evidir, sizi temin ederim.
Oh, most respectable.
Çok saygıdeğerdir.
As far as we can ascertain, this mr. Simpson of yours is a perfectly respectable young bank employee who happens to have gone home to his family.
Öğrenebildiğimiz kadarıyla,... sizin bu Bay Simpson, saygıdeğer bir banka memuru.
Stick to something more respectable.
Daha doğru dürüst birşey Yap -
Some are almost respectable.
Bazıları neredeyse saygındır.
There's no other entrance It's a respectable house.
Başka çıkış yok. Burası saygın bir apartman.
You'd pee in your pants before you'd recognise a respectable WC.
İyi bir WC bulamazsan pantolonuna işersin.
You see, Pino, this is a respectable business and there's nothing wrong with that.
Bak Pino, bu itibarlı bir iş, yanlış bir tarafı yok.
Respectable people.
İnsanlar saygı duydu.
We're respectable peace officers.
Bizler sorumlu barış memurlarıyız.
Now, you get me a respectable monster truck and don't get back to me until you do, okay?
Adamakıllı bir dev teker getirtene kadar arayayım deme, anladın mı?
As Mark Twain said : "Virtue has never been as respectable as money."
Marc Twain'in dediği gibi "İffet asla para kadar saygınlık getirmez."
The best and most respectable sweet shops in England.
İngiltere'nin en iyi ve en saygın şekerlemecilerini açacaksınız.
Can't you see i run A respectable place? Go on.
Saygın bir yer işlettiğimi görmüyor musunuz?
You're not telling us You've gone respectable Now, jane, have you?
Senin de saygın biri olduğunu söylemeyeceksin ya Jane?
All right, boys, Put your guns away And look respectable.
Çocuklar, silahlarınızı kaldırıp düzgün görünmeye çalışın.
My job is making me a respectable member of society.
İşim beni toplumun saygıdeğer bir üyesi yapıyor.
Even if she is the wife of a respectable dentist in a country town.
Bir şehir kasabasında, saygın bir dişçinin karısı olsa bile.
I see you got yourself some respectable clothes, lad, and a fine hat.
Demek kendinize doğru dürüst giyecekler ve iyi bir şapka edinmişsiniz.
Don't get excited. Third place is pretty respectable.
.Eğlenmeyi bırak üçüncü yer de fena sayılmaz.
Armed robbery is a respectable crime among inmates.
İçerdekiler için silahlı soygun saygı duyulan bir suçtur.
Now that you're so respectable, you're more dangerous than ever.
Artık çok saygın biri olduğundan, çok daha fazla tehlikelisin.
This was a respectable building a few months ago.
Bu bina birkaç ay öncesine kadar derli topluydu.
Then tell us, Mrs. Bennett, why would a respectable Christian woman...
O zaman anlatın bize, Bayan Bennett. Neden saygıdeğer, Hıristiyan bir kadın...
The respectable people are over there.
Saygıdeğer kişiler orada.
People shun me unless I am on the arm of someone respectable.
Kolumda saygın biri olduğu sürece insanlar benden çekinecek.
It ain't respectable!
Bu saygıdeğer değil!
It's a very respectable speakeasy.
Orası güvenilir bir yasadışı mekândır...
So respectable.
Çok namusluca.
It's too bad they couldn't be around... to see how disgustingly respectable I've become.
Bıkacak derecede saygın olduğumu görecek kadar yaşayamamış olmaları ne yazık.
You call this respectable?
Buna saygınlık mı diyorsun?
Don't be so respectable.
Bu kadar namuslu olma.
I determined to settle down to a quiet and respectable life.
Buraya yerleşip huzurlu ve saygın bir hayat yaşamaya karar verdim.
The professor is a respectable widower.
Profesör saygın bir dul.
Holmes, you're prying into the affairs of a perfectly respectable family.
Holmes, son derece saygın bir ailenin içindeki olayları gözetliyorsun.
I was an artist's model, a respectable artist's model.
Ben bir ressam modeliydim., saygın bir ressam modeli.
So far, all you have done was ask impertinent questions and treat respectable people like they were criminals. - Please mr Roger, do not be in such haste...
Şimdiye kadar tek yaptığınız saygıdeğer insanlara adi suçlularmış gibi terbiyesiz sorular sormak oldu.
Well, it is very respectable the opinion of this gentleman, but I know that in Navarre is the best picture
Beyefendi fikrini söylemiş ama inanın bana en iyi çocuk onkologları Navarra'dadır.
In that case, he sounds a thoroughly respectable person.
Bu durumda epey saygın birine benziyor.
A civic-minded, very respectable rock and roll star.
- Saygın bir rock yıldızı.
Looks like civic-minded, very respectable cocaine.
Saygınlara özgü bir miktar kokain.
He bows because you're a respectable man.
Saygıdeğer biri olduğunuz için sizi başıyla selamlıyor.
Sir, he is attempting to ruin a respectable girl.
- Devika. Queens Kolejinden.
- Listen, Fio you're a respectable woman.
- Bak, Fio sen namuslu bir kadınsın.
Gangsters, pirates, smugglers... spies, pIain-cIothes cops, a few respectable citizens...
Haydutlar, korsanlar, kaçakçılar,... casuslar, sivil polisler, birkaç da dürüst vatandaş.
It's a very respectable piece of history. I appreciate how much work goes into it. You know when I did that work?
Ben, Kaddafi terörist, Humeyni, katil diyorum.
I usually select the most respectable person I can find and blow gently into his left ear.
Genelde bulabildiğim en saygıdeğer yolcuyu seçerim. Ve hafifçe sol kulağına üflerim.
It's respectable.
Saygın bir yer oldu.