Rf translate Turkish
13,505 parallel translation
Just'cause his skin is a little darker than mine ain't no reason to call a nigga white.
Sırf teni benimkinden birazcık koyu diye zenci birine beyaz dememeli.
It's not just Mere.
Sırf Mere değil ama.
Oh, I also want to get "Brianna-donna-ding-dong" in there, just so we have it.
Sırf söylendiği için "Brianna-donna-ding-dong" sözünüde buraya eklemeliyim.
But only because it's too early for bourbon.
Ama sırf viski içmek için çok erken diye.
- What if it's not just him?
- Sırf o yoksa ne olacak? - Val.
Just because it's not you and me getting wasted every night, with different women every night...
Sırf her gece seninle değil de, başka kadınlarla sarhoş olmam...
I love my brother, but he's only out for himself.
Kardeşimi severim ama o sırf kendi çıkarı için hareket eder.
Reggie and I worked too hard on this batch to just set it on fire.
- Reggie'yle sırf yakmak için bu paralarda emek harcamadık.
I don't want to spend my life with someone who can only commit to himself.
Hayatımı sırf kendini düşünen biriyle geçirmek istemiyorum.
In fact, that's all there is to do in Togo.
Hatta Togo'da sırf bunu yaparsınız.
And now you want to go running off to work for my idiot brother so that you can stay in Los Angeles while I, what, disappear off to New York?
Şimdi kalkmış bir de geri zekalı kardeşimle ortak olalım diyorsun. Sırf beni New York'a yollayıp Los Angeles'ta kalabilmek için.
If I'm going to sacrifice my journalistic integrity, it's because I'm having sex with a movie star.
Gazeteci dürüstlüğümü feda edeceksem sırf bir film yıldızıyla seviştiğim içindir.
If we continue on this course, we'll be forced to start selling off our artistic patrimony simply to survive.
Bu şekilde devam edersek sırf hayatta kalmak için sanatsal mirasımızı satmaya başlamak zorunda kalacağız.
You know that I am only here because of my mother.
Sırf annemin yüzünden burada olduğumu biliyorsunuz.
You think I was hunting you and your friends because the Time Masters made me?
Sırf Zaman Efendileri istediği için mi sen ve arkadaşlarını avladığımı sanıyorsun?
- So Sharic... ls the guitar just for girls or...
Bu gitar sırf kızlar için mi yoksa... - yok, yok! sadece çalıyorum!
Once... just once...
Sırf... Bir kere...
Don't go just because he'd be upset.
Sırf o sana bozulmasın diye gitme.
They use ladies filled with holes, so the drops would come out slowly and the pain would be prolonged.
Delikli kutular kullanıyorlardı, sırf içindekiler yavaş boşalsın diye. acısının süreci de uzasın diye.
Think about the suffering you have inflicted on these people just because of your selfish dream of a Christian Japan.
Izdırabı düşünsenize! Bu insanların ölümünden siz sorumlusunuz! Sırf Hristyan Japon hayaliniz yüzünden!
For the record, I'm only doing the locator spell because you asked.
Bu arada yer bulma büyüsünü sırf sen istedin diye yapıyorum.
Look, since you guys is in good standing, we'll call it $ 150. $ 150?
Bak, sırf iyi hâllerinize size 150 dolara vereceğim.
Word's gotten out that you shot Enoch for playing dice.
Sırf zarla oynuyor diye Enoch'ı vurduğun kulaktan kulağa yayılıyor.
You're laying all this on Izzy for having a friend in the Downworld?
Izzy'nin üstüne sırf Aşağı Dünya'dan bir arkadaşı olduğu için mi gidiyorsun?
I've got this shift from hell'cause I helped another friend trying to do good.
Bu mesaiyi de cehennemin dibinden sırf başka bir arkadaş iyilik yaparken almış bulundum.
Can you even imagine what we had to do so you can live like this?
Sırf sen iyi olasın diye neler yapmak zorunda kaldık biliyor musun?
So you wouldn't suffer.
Sırf sen sıkıntı yaşama diye.
But that boy you picked up as a partner... just showin'his face around here got folks talkin'.
Ama ortak olarak seçtiğin delikanlı sırf ortaya çıktı diye millet konuşmaya başladı bile.
Just because you're losing doesn't mean you have to pick on the waitstaff.
Sırf kaybettiğin için garsonlara sataşmak zorunda değilsin.
Hey, look, just because we have a reputation as outlaws doesn't mean we had anything to do with a murder.
Bak, sırf haydut olarak nam saldık diye cinayetle alakamız olduğu anlamına gelmiyor.
Why go to all this trouble for dolls?
Sırf bunlar için neden bu kadar sıkıntıya girdin?
I simply used it to gain entrée to you.
- Sırf içeri girmek için kullandım.
So I came to save your ass, but just because these wings aren't the ones you wanted, that's it? We're done?
Buraya seni kurtarmaya geldim ama sırf bu kanatlar istadiğin kanatlar değil diye bitti mi yani, ortak değil miyiz?
I mean, you were willing to let a human die and unleash the wings upon the world just to remind me who I was.
Sonuçta sırf bana kim olduğumu hatırlatmak için bir insanın ölümüne ve kanatların dünyaya ifşa olmasına göz yumuyordun.
To fool me into desiring the wings and the hellish throne they accompany.
Sırf kanatları ve yanında gelen cehennemî tahtı arzulamama sebep olmak için.
I made Ty file a restraining order after she broke a girl's nose just for buying him a mojito.
Sırf Ty'a mojito ısmarladı diye bir kızın burnunu kırınca Ty'a zorla uzaklaştırma emri çıkarttırdım.
What, because I took one meeting with another agency?
Ne, sırf başka bir menajerle görüştüm diye mi?
Joe... I only did that to make Debra happy.
Joe, onu sırf Debra'yı mutlu etmek için yaptım.
I only called you to try and help. Really?
- Sırf yardım etmek için aradım seni.
Hey! After all of your manipulations to get to work with me, you're really gonna walk away because you think this case is boring?
Benimle çalışabilmek için çevirdiğin dalaverelerden sonra sırf dava sıkıcı geldi diye çekip gidecek misin?
Oh, so you want to kill me now? No, because she thinks thinks you're a child and forced her to grow up too quickly. Just because I put makeup on your daughter?
Sırf kızına makyaj yaptım diye.
You didn't just wake up with them one day'cause the sun was shining.
Bir gün sırf öylesine gözlerini onlarla açmadın.
Okay, okay. Only'cause you asked so politely.
Tamam, olur ama sırf kibarca sordun diye yapıyorum.
Did you come to dinner just so you could talk about yourself?
Yemeğe sırf kendinden bahsetmek için mi geldin?
If they be flying these robocops over Litchfield just to get this janky-ass picture... imagine how much a close-up could be.
Sırf bu salak fotoğrafı çekebilmek için Litchfield'da robokoplar uçuruyorlarsa yakın bir çekim ne kadar değerli olur, bir düşün.
- Look, I don't want you to do that'cause you think that's what I want.
- Bak, sırf istediğimin bu olduğunu düşünüyorsun diye yapmanı istemiyorum.
How about when that crazy psycho told his wife to kill herself so he wouldn't have to get divorced?
O manyak herifin karısına sırf boşanmamak için kendini öldür demesini hatırlıyor musun?
Just because I'm sitting in a wheelchair, you put yourself into.
Sırf tekerlekli sandalyede oturduğum için bunu yapıyorsun.
And what if I told you that I think you planted it just so you can get me to say something stupid?
Peki ya ben size desem ki, bence onu siz yerleştirdiniz sırf bana aptalca bir şey söyletebilmek için?
And here I thought you only came back because Captain Mary Poppins wanted a tail on me.
Ben de sırf Başkomiser Mary Poppins izlenmemi istediği için döndün sanmıştım.
Aah! It looks like I'm not the only one who kept secrets this year.
Yıl boyunca sır saklayan sırf ben değilmişim anlaşılan.