Rhoda translate Turkish
260 parallel translation
Only Rhoda isn't a baby any more.
Ne var ki, Rhoda artık bir bebek değil.
And in as much as Anita and I are planning to send Rhoda to college, now, the only thing I can suggest is that you come to live with one of us until we get ourselves straightened out.
Anita'yla ben de Rhoda'yı üniversiteye göndermeyi planladığımıza göre şu anda önerebileceğim tek şey işlerimizi yoluna koyana kadar, içimizden biriyle kalmanız olacaktır.
Mother, there's an extra bed in Rhoda's room, and she'd love to have you.
Anne, Rhoda'nın odasında fazladan bir yatak var, seninle kalmaktan mutluluk duyacaktır.
Mother C, Rhoda's set on going to the pictures tonight.
Anne, Rhoda bu akşam sinemaya gitmeyi kafasına koymuş.
Will you tell Rhoda?
Rhoda'ya söyler misin?
Rhoda's going out too.
Rhoda da dışarı çıkıyor.
I hope the boy you're going out with tonight will get you home earlier, Rhoda.
Umarım bu gece çıktığın çocuk seni daha erken getirir Rhoda.
You'll soon have your room to yourself again, Rhoda.
Yakında tekrar odana kavuşacaksın, Rhoda.
Oh, Rhoda.
Rhoda.
I know Rhoda so well.
Rhoda'yı iyi tanırım.
She called about Rhoda.
Rhoda için aramış.
Well, that Rhoda isn't always just absolutely honest.
Rhoda'nın size her zaman dürüst davranmadığını.
- Well, I promised Rhoda.
- Rhoda'ya söz vermiştim.
You promised Rhoda?
Rhoda'ya söz mü verdin?
- Rhoda promised that she'd never...
- Rhoda söz vermişti bir daha asla...
- What Rhoda promised is beside the point.
- Rhoda'nın ne söylediği konu dışı.
What right have you to keep Rhoda's actions a secret from me?
Hangi hakla Rhoda'nın yaptıklarını benden gizlersin?
Why do you suppose Rhoda stopped inviting her friends here to the house?
Neden sence Rhoda artık arkadaşlarını eve davet etmiyor?
They were her friends, and you did all the talking!
Rhoda'nın arkadaşları onlar ama hep sen konuşuyorsun!
You must have known you were doing something wrong when you deliberately concealed Rhoda's actions from me.
Rhoda'nın yaptıklarını benden gizlerken yanlış yaptığının farkında olmalıydın.
You're worried about Rhoda, so there won't be any hard feelings.
Rhoda için endişeleniyorsun bu yüzden dargınlık yaşanmayacak.
But Mrs Claire promised to keep Rhoda's name out of the case.
Ama Bayan Claire, Rhoda'nın ismini dosyadan sileceğine söz verdi.
And Rhoda positively refuses to bring her friends home while she's here.
Ve o buradayken Rhoda, haklı olarak, arkadaşlarını getirmeyi reddediyor.
Take this business today, it never would have happened if Rhoda had been able to entertain her friends at home as she used to.
Bugün başımıza gelenlere bir bak, Eğer Rhoda eskisi gibi arkadaşlarıyla evde eğlenebilseydi, bunların hiçbiri olmayacaktı.
I used to know all of Rhoda's men friends and what was going on, but now...
Eskiden Rhoda'nın bütün erkek arkadaşlarını ve olan biteni bilirdim, ama şimdi...
Rhoda used to have the house full of her friends.
Rhoda evi arkadaşlarıyla doldururdu.
We can't turn your mother out into the streets, and yet she's driving Rhoda...
Anneni sokağa atamayız, fakat Rhoda'yı öyle zor...
Rhoda.
Rhoda.
Rhoda, dear, let's stay here... so Mommy and Daddy can say goodbye by themselves.
Biz burada kalalım, Rhoda, tatlım. Annenle baban rahat vedalaşsın.
Rhoda!
Rhoda!
- Rhoda.
- Rhoda.
Rhoda never gets anything dirty... although how she manages it, I don't know.
Nasıl yapıyor bilmiyorum ama Rhoda üstünü asla kirletmez.
Rhoda, we'll be leaving in a few minutes.
Rhoda, beş dakika içinde çıkacağız.
It was Rhoda's idea entirely.
Rhoda'nın aklına geldi.
- Look at Rhoda's shoes.
- Rhoda'nın ayakkabılarını batırdın.
- Rhoda, I want you...
- Rhoda, senin...
Yeah, that Rhoda's a real smart one.
Rhoda ise çok akıllı.
- Good morning, Rhoda.
- Günaydın, Rhoda.
Now, about Rhoda, naturally...
Rhoda hakkında konuşacaktım.
Rhoda's been...
Rhoda biraz...
- It was not Rhoda.
- Rhoda değildir.
Rhoda is too self-reliant a child.
Rhoda çok dikkatli bir çocuktur.
- It was certainly not Rhoda.
- Rhoda olamaz.
Rhoda is eight.
Rhoda sekiz yaşında.
This is between you and Rhoda now.
Bu artık ikinizin arasında.
Rhoda, did you see him?
Rhoda, onu gördün mü?
Now, Rhoda... you're behaving very well, dear... but still, it's a terrible thing to see and remember.
Rhoda çok iyi görünüyorsun, tatlım ama yaşadıkların çok korkunç şeylerdi.
- Of course, Rhoda.
- Elbette, Rhoda.
It occurred to me that Rhoda might have told you a detail or two... that she hadn't remembered when she talked with me.
Ben Rhoda'yla konuşurken hatırlayamadığı bir kaç ayrıntıyı size söylemiş olabilir.
- Several times during the morning... Rhoda had to be stopped from following Claude around... and trying to take the medal away from him.
- O sabah defalarca madalyasını almak için Claude'u kovarlarken onu durdurmak zorunda kalmıştım.
When you say that Rhoda might have been the last one...
Onu canlı gören...