English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Ridden

Ridden translate Turkish

693 parallel translation
Once I return to Korea with the marriage as an excuse, avoiding my step-mother's control, I'm going to find my bed-ridden father's bank account under a different name.
Evlilik bahanesiyle Kore'ye dönüp üvey annemin kontrolünden kaçarak yatalak babamın farklı isimdeki banka hesabını bulacağım.
You know, this is the first time in years I've ridden piggyback.
Yıllardan beri ilk defa biri beni sırtına alıyor da.
To forget his beard ridden with lice
# Unutmak sakalının bitlenmesini
Except, perhaps, one about the rascality of army-ridden politicians.
Belki, haysiyetsiz, orduyu istila etmiş politikacılar dışında.
If you think you can take the kids to a fever-ridden pesthole...
Çocukları, ateşli haşerelerin istilasına uğramış bir yere götürebileceğini düşünüyorsan...
You've taken a city that's been graft-ridden for 40 years and given us a chance to have the same kind of government New York has under La Guardia.
40 yıl yolsuzluğa batmış bir kente New York'taki La Guardia gibi bir yönetime sahip olma şansı verdin.
We're both ghost-ridden.
İkimiz de hayaletlerle doluyuz.
I have a belief, and yet I'm tempted to let myself be over-ridden by force.
Ben inançlı biriyim, bu yüzden şeytan beni dürttüğünde onu tüm gücümle ayaklarımın altına alıp çiğnerim.
- Have you ever ridden in one?
- Hiç şunlardan birisini kullandın mı?
- I need sleep, I've ridden a long ways today.
Uyumam gerekiyor,... bugün çok uzun bir yoldan geldim.
Joan, have you ridden before?
Daha önce ata bindin mi Joan?
It would end with a big, angst-ridden question and you can't make that kind of films.
Hayat ve inanç hakkında çok zor sorular sormuş oluruz, ki öyle film de çekemeyiz.
He was ridden by a host of devil gods.
Şeytani tanrılar insanı ele geçirmiştir.
Of all the star-ridden, presumptuous, hysterical...
Bütün o yıldızlık, kibir, histeri..
You've ridden lots of races and won.
Çok yarış koştun ve kazandın.
There, high above us was the man we'd ridden 2000 miles to meet Cole Smith.
işte orada tam üzerimizde... o adam bizim tanışmak için 2000 mil gittiğimiz adammı Cole Smith.
Ever ridden on one of these?
Bunlardan birine daha önce bindiniz mi?
Our beginning is in the few meager miles of track over which you've ridden out here to Wakarusa Grove from Topeka.
Bizim başlangıcımız, Wakarusa Grove'dan Topeka'ya gelirken kullandığınız birkaç mil olan yetersiz raylardan oluşuyor.
They ridden to the way station at Lyles Crossing.
Lyles Geçidi'ndeki istasyona doğru gittiler.
Haven't you ever ridden on that streetcar?
O tramvaya hiç bindin mi sen?
Haven't ridden the subway in a while.
Uzun zamandır metroya binmemiştim.
Klaus, the greatest elephant trainer in the world, presents his marvellous mastodonic mammals, gracefully ridden by 20 sultry sirens from the East, starring Angel, the sultans favourite.
Klaus, Dünyadaki en iyi fil terbiyecisi, Olağanüstü fil gösterisini sunar, İncelikle seçilmiş Doğunun gizemli 20 denizkızı fillerin üzerinde,
I agree to settle my brother's accounts... on the condition that he makes his way without delay... to the bedside of the poor bed-ridden Bunbury... whose health, I have recently been informed... is rapidly declining.
Kardeşimin hesabını kapatmayı kabul ediyorum bir şartla ; buradan doğruca sağlık durumunu kötüye gittiğini öğrendiğim, yatalak Bunbury'nin yanına gidecek.
This is what keeps you in those flea-ridden caves?
Demek sizi bit dolu mağaralarda tutan bu.
He's scouted some and ridden dispatch some for the cavalry.
Ordu için izcilik ve posta taşıma işleri yapardı.
It's ridden with prophets.
Burası peygamber kaynıyor.
I've never ridden on a motorcycle before.
Daha önce motorsiklete binmemiştim. Çok hızlı.
I've ridden with'em and against'em.
Onlarla birlikte at bindim, onlardan kaçtım.
I've ridden them lots of times when I was your age myself.
Senin yaşındayken beni de çok alan olmuştu.
And aunts. Let us not talk about their swollen, twisted, pain ridden bodies.
Şişmiş, çarpık, acı dolu bedenleri hakkında konuşmayalım.
How often the Krell technicians have ridden in this little vehicle.
Krell teknisyenleri bu küçük araçta çok sık seyahat etmişler.
Depends if the mule likes to be ridden.
Katırın binilmekten hoşlanmasına bağlı.
... and your horses, they have been ridden every day.
... ve atların, onlara her gün biniliyor.
Oh, I've ridden some in the East.
Oh, Doğu'da bir süre binmiştim.
I've ridden 100 miles to see this hanging.
İdamı görmek için 160 km. yol geldim.
I've ridden for 20 years.
20 yıldır ata biniyorum.
Pick the horses that haven't been ridden since we left!
Biz çıktığımızdan beri binilmeyen atları seçin!
Here is a girl, living in a moldy apartment, decaying walls worm-ridden furniture, surrounded by filth.
Küflü bir evde, çürüyen duvarlar, pislik içinde ve kurtlanmış mobilya arasında yaşayan bir kız.
I hadn't ridden in a long time.
Ata binmeyeli epey olmuştu.
Mother's practically bed-ridden.
Annem neredeyse yatağa bağlı biri.
Did you notice yesterday some of their horses were being ridden double?
Dün bazı atlara iki kişi bindiklerini fark ettin mi?
Next entry is Sea Breeze, ridden by Captain Carl Lutenfeld.
Sırada Deniz Meltemi'yle Kaptan Carl Lutenfeld var.
Next entry is Frenesee, ridden by Franz Denault... of the First Vienna Cavalry Regiment.
Sırada Frenesee ile Viyana Birinci Süvari Alayı'ndan... Franz Denault var.
Coming up now, for the final round of our competition is Ecstasy... ridden by Princess Olympia Thor-Felsenegg.
Sıra geldi son tura. Bu turda yarışacak Ecstasy'ye... Prenses Olympia Thor-Felsenegg biniyor.
Ladies and gentlemen, announcing the award... for the open championship jumping class... the winner is Ecstasy, ridden by Princess Olympia Thor-Felsenegg.
Bayanlar baylar, engelli atlama sınıfında... açık şampiyonanın sonucunu açıklıyorum... kazanan, Prenses Olympia Thor-Felsenegg'in bindiği Ecstasy.
I have ridden all the way from Boston to see Madeline, and I do not intend to leave without seeing her. Now, if...
Boston'dan buraya Madeline'i görmek için at sürdüm ve onu görmeden gitmeye niyetim yok.
He is well known to have ridden hobbyhorses before.
Eskiden oyuncak atlara binmesi ile tanınır.
- You've never ridden a mule, have you?
- Daha önce bir katır sürmedin, değil mi?
I didn't think you'd ridden 40 miles for fresh air and sunshine.
Ben... 65 km.'yi temiz hava ve güneş için gelmediğini biliyorum.
I was still hiding when Father came home too frightened to come out after I knew the Comanches had ridden away.
Babam döndüğünde hala saklanıyordum, Komançiler gittikten sonra bile çıkmaya korktum.
- I've never ridden such an animal.
- Hiç böyle bir hayvana binmemiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]