Risks translate Turkish
2,813 parallel translation
No risks, huh?
Şimdi yapamıyorsun, ha?
We two have been through a lot together. And we have always known the risks. But here we play the game of another.
Sen ve ben.. bayağı skor yaptık ve risk aldık
And the only way that I'm gonna be able to do that is by taking risks and changing the way I dance.
Ve bunu ancak risk alarak ve dans tarzımı değiştirerek yapabilirim.
We can't take risks on such foolishness.
Bunun gibi aptallıklar için risk alamayız.
Taking risks. Whatever it takes for a new brave world.
Cesur yeni dünya için gereken tüm riskleri almak gibi.
We're the one doing all the risks.
Tüm riski alan biziz.
If you don't take risks in life, you're already dead.
Hayatında risk almıyorsan zaten ölmüşsündür.
It's simply stupid taking these kinds of risks.
Böyle risklere girmek resmen aptallık.
Are you aware of the risks you'd be taking by supplying those documents?
Bu belgeleri vererek nasıl bir risk aldığının farkında mısın?
Hey, I take the risks, fella, so you can reap the rewards.
Hey, Ben riskleri aldım, arkadaşım, Siz de ödülleri alabilirsiniz.
Ethan risks everything to be with the woman that he loves, but he fails.
Ethan aşık olduğu kadına kavuşabilmek için her şeyi yapar ama başaramaz.
- Yes, those are the risks.
- Evet, bunlar da işin riskleri.
If we don't take risks, what happens to him?
Biz risk almazsak ona ne olur biliyor musun?
It's crazy. No, no, it's not. You have to take risks sometimes.
Saçmalık bu Hayır değil
Hey, we all knew the risks.
- Riskleri biliyorduk.
The client knew the risks Miss Clark.
Müvekkiliniz riski biliyordu Bayan Clark.
Go ahead, tell me about taking risks.
Devam et. Bana risk almaktan bahset.
We should be taking risks.
Risk almalıyız.
Hmm. Your desperation is rather appetizing and you clearly enjoy taking risks.
Çaresizliğiniz daha ziyade iştah açıcı görünüyor, ve risk almaktan zevk aldığınız belli.
I knew the risks when I decided to help you.
Sana yardım etmeye karar verdiğimde risklerin farkındaydım.
We cannot be taking risks.
- Risk alamayız.
But back on the ground, the more research the team does, the more risks they have to deal with.
Ama tekrar yere döndüğümüzde, ekip daha fazla araştırma yaptıkça, daha fazla riskle baş etmek zorundalar.
Risks are exciting, but I have to know I'm going to win.
Riskler heyecan vericidir, ama kazanacağımı bilmem gerek.
The risks to exposing your identity aside... you're wrong for the part anyhow.
Kimliğini ortaya çıkarma riski taşıdığı için zaten buna uygun değilsin.
Do you have any idea the health risks those things pose?
O şeylerin insan sağlığına ne kadar zararlı olduğunu biliyor musun?
I earned their respect by making tough decisions and taking risks.
Onların saygılarını zor kararlar ve riskler alarak kazandım.
You're one of those risks.
Sen de o risklerden birisin.
Hmm. How competitive you are, what risks you take, your level of confidence...
Ne kadar rekabetçisin, hangi riskleri alıyorsun, kendine güvenin ne durumda?
We're taking big risks, we have no idea what's going to happen.
Büyük risk alıyoruz. Ne olacağı konusunda en ufak fikrimiz yok.
No risks, are you sure?
Risk almıyorsun değil mi?
But for the people who devote their lives to studying the Arctic taking risks is part of the job.
Fakat hayatlarını kuzey kutbunu araştırmaya adamış insanlar için risk işlerinin bir parçası.
Thought he was taking too many risks getting in with these people, but he swore he was on to something.
Bu adamlara bulaşarak çok fazla risk aldığını düşünüyordum. Ama bir şey üstünde olduğuna yemin ediyordu.
He risks up to a 2-year sentence...
İki yıla kadar hapsi isteniyor.
But I take the risks... So I call the shots.
Ama riske ben girdiğime göre benim borum öter.
I have many risks...
Ama ben de risk alıyorum.
Those on Wall Street cannot resume taking risks without regard for consequences.
Wall Street'tekiler sonuçları hesaba katmadan risk almaya devam edemezler.
But I'm stuck here, anything I do risks freeing her!
Fakat burada takılıp kaldım, yapacağım yanlış bir şey onun kurtulmasını sağlayabilir!
But I would suspect You can not let the past your decision making capability clouds or causes you to suspend your team unnecessary risks.
Senden, geçmişinin kararlarını etkilememesini ve nedensiz yere adamlarını tehlikeye atmamanı bekliyorum.
What are the risks?
- Riskleri nedir?
You just don't take risks.
Risk almıyorsun.
Well, either way, you need to understand that there are substantial risks to this procedure.
Yine de bu operasyonun bazı riskleri olduğunu anlamanız gerekiyor.
Stan Marsh dedicated himself to raising awareness about the boredom risks of ziplining. His awareness videos became so popular that Stan once again ended up jacking it in San Diego.
Stan Marsh, kendini insanları halatla kaymanın sıkıcı olduğu konusunda bilgilendirmeye adadı ve videoları o kadar popüler oldu ki kendini bir kez daha çıplak halde San Diego'da caka satarken buldu.
The risks, great they are.
Riskler büyük.
You know, "some men were born to take risks, " and some men have risks thrust upon them because there's simply no other option. "
Yani, "bazı adamlar risk alarak doğarlar, bazı adamlar da mecburen risk alırlar çünkü başka seçenekleri olmadığı açıktır."
I'm not exactly afraid of taking risks.
Pek de risk almaktan korkan biri sayılmam.
He knew the risks going in.
İşte bu yüzden! - Bu işin risklerini biliyordu.
Uh, assuming we're working within the law, I'd say we'd have to weigh the risks against the benefits.
Yasalara göre çalıştığımız varsayarsak kâr-zarar oranını ölçmeliyiz derim.
Someone to share in the risks and rewards, and I think that someone... is you.
Riskleri ve ödülleri de paylaşacak birisi, ve ben o birisinin sen olduğunu düşünüyorum....
Think of all the risks you've taken for him!
Onun adına aldığın riskleri bir düşün!
But not without you taking some risks.
Ama sen bazı riskleri almadan olmaz.
I know what the risks are.
Doğacak risklerin farkındayım.