English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Rst

Rst translate Turkish

381 parallel translation
THE FI RST FI LM WRITTEN AND DI RECTED BY RENÉ CLAI R
René Clair'in yazıp yönettiği ilk filmdir.
I'll go in fi rst.
Önce ben gideyim.
Where the world's fl'rst A - bomb vl'ctlms
Dünya'nın ilk Atom Bombası kurbanları,
He was one of a truckload of replacements, and at first they looked like any bunch of new guys...
O da yeni gelenlerden biriydi. İlk bakışta hepsi acemi görünüyordu.
I try now to remember what I thought in that first moment...
Onu gördüğüm anda ne düşündüğümü hatırlamaya çalışıyorum.
It's not the first one you learn at all, and some kids never learn it at all.
İlk öğrenilen kelime o değildi. Bazı çocuklar hiç bilmiyordu bile.
"Dear friend," the first one began.
İlki, sevgili dostum cümlesiyle başlıyordu.
I realized then that I'd known guys like me left over from the first war.
Birinci Dünya Savaşı'nda benim gibi gazi olmuş insanlar... tanıdığımı fark ettim.
I was standing at the window when I first heard the Bradley Boys, just like this.
Onları ilk duyduğumda böyle penceredeydim.
Well, let's take care of this fellow with the saddle first.
İlk nce semerli beyle ilgilenelim.
I CAN FEEL TH I RST.
Orada durursa ısınır.
Why be scared?
Neden tırstın?
Fo r tIhe fI rst tImmhe I noticed tIhat Ihe no longe r wasIhed IhIs Ihands,'
İlk kez artık ellerini yıkamadığını fark ettim.
Your first task will be to collect all the evidence you can... and tell the War Cabinet what you think about it.
İlk vazifen bulabildiğin tüm kanıtları toplamak ve savaş kabinesine bu konuda ne düşündüğünü söylemek olacak.
So we'd have to make sure that we make a job of it first time.
Bu yüzden bu işi tek seferde tamamlayacağımızdan emin olmalıyız.
The first Intelligence reports have come in. Sir.
İlk istihbarat raporları ulaştı efendim.
I gave up pure mathematics after the first year... and then more recently I've been messing about with anti-aircraft rockets.
İlk yıldan sonra kuramsal matematikten vazgeçtim ve yakın zamanda uçaksavar roketleri konusunda aksilikler yaşadım.
The first rocket I built flew three feet into the ground.
İlk yaptığım roket yerden üç feet yükseldi.
- Get them first aid over there.
- Buraya ilk yardım getirin.
She's chickened out!
Tırstı!
FRANCIS BACON : " Gold hath these natures, greatness of weight closeness of parts fixatibn pliantness or softness immnity from rst color or tinctre of yellow
Francis BACON : "Altın şu özelliklere sahiptir ; ... ağırlığını aşan bir değer, kendisine bağlayan bir etkileyicilik,... diğer metallerde olmayan esneklik ve yumuşaklık,... sarının yanardöner tonları,... insanoğlu bir metal hayal etse bu zaten altın olmaz mıydı?"
Listen, the 6 : 00 news scares me every night.
Şu saat 6 : 00 haberleri her akşam tırstırıyor beni.
You're just scared.
Tırstın sadece.
They don't have a team in heaven, so God couldn't make me first-string.
Cennette takım yok, Tanrı beni fırst-string yapamadı.
I went to stab him in the balls, but he just cowered and said if I felt that way, we could split up.
Onu taşaklarından şişleyecektim ama tırstı ve köşeye sindi ve eğer gerçekten böyle hissediyorsan ayrılabiliriz dedi.
Jumpy, aren't we?
N'oldu, tırstınız mı?
You're afraid when you see a good fighter
Gerçek bir yiğit görünce, hepinizde tırstınız!
You chickened out.
Tırstın tabii.
He chickened out.
O tırstı.
" Fear seizes me.
" Tırstım.
Come on, what are you, chicken?
Ne oldu, haydi, tırstın mı?
When we were first commissioned to do our study of this planet and its people, no one thought we would accomplish so much in such a short period of time.
"Bu gezegeni ve halkını incelemek için ilk görevlendirildiğinizde, Hiç kimse bu kadar kısa bir süre içinde bu kadar çok şeyi başaracağınızı düşünmemişti."
- Norm chickened out.
- Norm, tırstı
He's afraid that you will laugh at him because he chickened out.
Tırstığı için dalga geçeceğinizden korktu.
I'm scared!
Tırstım!
Yeah, sure, for once we find a real naked girl and he chickens out
Evet, bir seferinde gerçek bir çıplak kız bulmuştuk, ama o tırstı.
- When they come you chicken out!
- Onlar gelince, hemen tırstın.
He was, like, flinching.
Korktu. Acayip tırstı.
Just because one lame wuss wants to bail, doesn't mean we ace this party.
Sadece bir hanım evladı tırstı diye partiye son verecek değiliz.
Stand me up today, and tomorrow... I'll drive you to school in my pajamas and walkyou to your fil rst class.
Eğer bugün beni atlatırsan, yarın... seni pijamalarımla okula getirir ve sınıfın kapısına kadar yanında gelirim.
Let me go in fii rst.
Önce ben gireyim.
I was afraid of him.
Ondan tırstım.
He started it by putting his gum in my hair that very fii rst day.
O ilk gün benim saçıma sakız yapıştırarak başlattı.
I mean, it's her fii rst time on a horse.
Anlatmak istediğim, o ilk kez ata binecek.
I'm cold and frightened.
Üşüdüm ve tırstım.
Afraid of a little aftershock?
Küçük bir artçı depremden mi tırstınız?
This is RST Video calling.
Evet, selam. RST Video'dan arıyorum.
We are employees of Quick Stop Convenience and RST Video, respectively.
Bir Quick Stop Dükkanı ve RST Video'nun çalışanlarıyız.
Are you scared?
Tırstın mı yoksa?
And then one afternoon as I took my first sip of what must have been my 2,000th beer,
Bir akşam üzeri, yaklaşık 2000.
He is punking out. Shit.
- Tırstı lan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]