English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Rumple

Rumple translate Turkish

277 parallel translation
Listen, Van Rumple, just because some people have a million dollars... doesn't mean they can put their arms around other people.
Dinle Van Rumple, bazılarının milyon doları olması... kollarını diğer insanlara dolayacakları anlamına gelmiyor.
- Not Charlie Van Rumple?
- Charlie Van Rumple ile değil mi?
- Yes, Charlie Van Rumple.
Evet, Charlie Van Rumple.
I'm not Van Rumple.
Van Rumple değilim.
- You're Van Rumple, aren't you?
Van Rumple sensin, değil mi?
Don't rumple my fur
Tüylerimi karıştırma
I have hereunder A's an Arky, who's a part poodle, part Rottweiler, who lives on Maple and belongs to Mr Rumple.
A harfinden Arky, kaniş-Rottweiler kırmasıymış. Maple'da yaşıyor ve sahibi Bay Rumple.
Don't rumple my dress.
Sakın tuvaletimi buruşturma.
I buy the panties, I rumple them, I come back.
İç çamaşırlarını satın aldım, onları kırıştırdım ve geri geldim.
wang, thang, rod, hot rod, humpmobile, Oscar, dong, dagger, banana, cucumber, salami, sausage, kielbasa, schlong, dink, tool, Big Ben, Mr Happy, Peter, pecker, pee-pee, wee-wee, wiener, pisser, pistol, joint, hose, horn, middle leg, third leg, meat, stick, joystick, dipstick, one-eyed wonder, junior, little head, little guy, rumple foreskin, Tootsie roll, love muscle, skin flute, Roto-Rooter, snake...
... çubuğu, zımbırtısı, arabası Oskar'ı, bıçağı, muzu hıyarı, salamı, sucuğu kulesi, Bay Mutlu'su, Peter'ı, ağaçkakanı, ufaklığı tüfeği, boynuzu, orta bacağı, eti oyun çubuğu tek gözlü canavarı ön derisi, aşk kası, fülütü yılanı...
A low rumple followed by a metallic squink- -
Kısa bir buruşturma sesi. ... ardından metal bir sıkışıklık.
A low rumple a metallic squink a galonk and someone crying out, "Dear God!"
Kısa bir buruşturma sesi metal bir sıkışıklık bir balon sesi ve sonrada birisi de şöyle haykırıyor "Aman Tanrım"
Rumple Foreskin.
Buruşuk Surat!
Mole-butt, Tina two-kids, Rumple-fuggly, Gift-shop Girl.
Benli Popo, iki çocuklu Tina, Buruşuk Fugly, hediyelik eşya dükkânındaki kız.
- I didn't even know Rumple-fuggly was a girl!
- Buruşuk Fugly'nin kız olduğunu bile bilmiyordum.
You're going to rumple your uniform, getting up in there.
Orada üniformanı kırıştıracaksın.
No, we're on Ashby, just north of Rumple Cre.
Hayır Ashby deyiz, Rumple Cre de
Rumple...
Rumple- -
I woke up the next morning behind the bar in a puddle of Rumplemintz.
Ertesi sabah barın arkasında Rumple Minze içkisinden oluşmuş bir gölette uyandım.
Hmm. The place is looking dusty, rumple.
Bu yer iyice tozlanmış Rumple.
She has your Rumple, and unless you help me, you may never see him again.
Rumple'ın onun elinde ve bana yardım etmezsen belki de onu bir daha göremeyebilirsin.
Get to it, Rumple.
Sadede gel moruk, ne istiyorsun?
Run home, Rumple.
Koş evde saklan Rumple.
You don't need power, Rumple.
Güce ihtiyacın yok Rumple.
- Rumple...
- Rumple...
And so is he.
- Ve aynı zamanda da Rumple.
Oh, Snow, I can explain.
Rumple.
"We're so glad you didn't kill Mrs. Nolan." ( Laughter ) - It's from your whole class.
Ve Rumple, sen beni seçeceksin.
True love, the most powerful magic of all, raced through the streets of Storybrooke, Maine, that day... ( Whoosh )
- Sence? Beni öldüremezsin, Rumple. Hançeri Regina'nin aldigini gördüm.
Rumple, I'm... I'm in the elevator.
- Rumple ben asansördeyim.
Rumple, you can... you can tell me anything.
Rumple, bana her şeyi anlatabilirsin.
Have you not hurt Rumple enough?
Rumple'ı yeterince üzmedin mi?
Because he was a coward.
Çünkü Rumple korkağın tekiydi.
Aah!
Rumple!
Rumple, this...
Yapma Rumple.
I'm coming back, Rumple.
Sana geliyorum Rumple.
I hurt his heart.
- Rumple'ın kalbine zarar verdim.
Rumple Von Stiltskin.
Rumple Von Stiltskin.
Hello, Rumple.
Merhaba Rumple.
Oh, Rumple. It's a peace offering.
Ah Rumple, bu bir barış hediyesi.
Really, Rumple.
Gerçekten mi, Rumple.
Rumple, can we really do this?
Rumple... Bunu gerçekten de yapabilir miyiz?
I'm sorry, my dear Rumple.
Üzgünüm, biricik Rumple'ım.
We changed the contract, Rumple.
Anlaşmayı değiştirdik, Rumple.
Careful, you'll rumple them.
Dikkat et, kırışmasın.
Chief, i ran, uh,
Amirim, ben... Rumple ve Bernard Kaplan'ı suçlu arşivinden araştırdım.
"rumple's" prints through afis along with bernard kaplan... no hits on either man.
İki adamla ilgili herhangi bir şey yok.
Rumple, no.
Rumple olmaz.
Rumple!
Yapma!
Rumple! Stop it!
Lütfen yeter artık.
Rumple!
Gidelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]