Sabre translate Turkish
241 parallel translation
- Give a sabre to the old man
- Yaşlı adama bir kılıç ver.
- Hear his sabre?
Kılıcını duydun mu?
- How are you with a sabre?
- Kılıçta nasılsın? - Bilmem.
# When on the march a hussar hears # the clank of sharp sabre blades, # he smoothes his moustache a little # and tenderly pats his horse.
# Ne zaman yürüyüşünü bir süvari duyar, # keskin kılıçlarını şakırdatıyor, # onun bıyıkları biraz düzgünleşir, # şefkatle atını okşarken.
Did anybody here ask for the Sabre Dance?
Burada Sabre Dance'i isteyen var mıydı?
- Sabre Dance, anybody?
- Hiç kimse Sabre Dance'i istemiyor mu?
This predator also had tusks. Teeth actually, sharp as a sabre.
Sonra bir yırtıcı vardı, kılıç gibi keskin dişleri vardı.
Is this your sabre?
Bu senin mi?
His sabre was a toy.
Kılıcı bir oyuncaktı.
But as long as he's in the saddle, he won't let his sabre go.
Ancak uzun süre eyerde olmasına izin vermezdim.
He had a sabre.
Bir kılıcı vardı.
He had only one eye and he wore a sabre.
Tek gözü kısık bir adam. Belinde bir kılıç var.
A long sabre.
Hem de uzun bir kılıç.
- I saw the flash of his sabre. - Where?
- Elinde kılıcıyla onu gördüm.
You wanted to kill him with a sabre, over me.
Benim yüzümden kapışmıştınız. Onu kılıçla öldürmek istemiştin.
You never were any damn good with a sabre. Look. Look at this.
Kılıçta da hiç iyi değilsin Leo, şuna baksana.
Do not be deceived by the sabre rattling of the military or the secret police.
Ordunun veya gizli polisin savaş tehditi onları kandıramayacak.
The cat is the most ruthless, most terrifying of animals. As far back as the sabre-toothed tiger.
Kedi hayvanların en acımasızıdır, kama-dişli kaplandan beri.
The sabre hasn't gone out of fashion.
Reishoffen'dan sonra kılıcın modası geçti derler ama bu yanlış!
This rooster is coming over with a sabre over his shoulder, he'll cut up fox like that, and make himself a hat.
Kılıcı asıp omzuna, Horoz düştü yollara. Tilki'nin derisini yüzecek, Kendine şapka dikecek.
The scalpel replaces the sword, the probe replaces the sabre.
Kılıcın yerini bisturi, palanın yerini sonda aldı.
Your sabre. There's no button.
Kılıcınızın ucunda düğme yok.
Right! Obviously, I can't handle it! I'm just a great sabre-toothed tart so we'll let my husband do it.
"Kocaman sivri dişli aksinin biriyim... o yüzden de kocam halletsin."
Your sabre was hardest on the Muslims.
Sen kılıcını müslümanlara karşı çok iyi kullanıyordun.
- Get Sabre Squadron to the Middle East.
- Ortadoğu'daki filomuza ulaşın.
The American State Department enjoys rattling its sabre for its own ends.
Amerikan hükümeti kendi çıkarları için süvari kılıcını kuşanıp, şıngırdatmaya bayılıyor.
Sabre-toothed Tiger Power!
Smilodon!
Sabre-toothed Tiger!
- Mastodon!
Sabre-toothed Tiger! Tyrannosaurus!
- Tiranozor!
Sabre-toothed Tiger!
- Sabretooth Tiger.
He's very quick with his sabre, but he didn't like wearing shoes.
Kılıç kullanmakta çok mahirdi. Ama ayakkabı giymeyi hiç sevmiyordu.
I don't think I can use my sabre any more.
Artık kılıç kullanabileceğimi sanmıyorum.
You don't need to use a sabre.
Kılıç kullanmana gerek yok.
And is a dagger worn at the waist, or is that a sabre?
Bele takılan bir hançer midir, yoksa?
Sabre-toothed tiger!
Kılıç dişli Kaplan!
AII Sabre elements, this is Sabre-6.
Bütün Sabre elemanları, Sabre-6 konuşuyor.
Sabre-6, this is Cougar-6.
Sabre-6, Cougar-6 konuşuyor.
Sabre-6, Liberty-6.
Sabre-6, Liberty-6.
AII Sabre units, this is Sabre-6.
Bütün Sabre birimleri, Sabre-6 konuşuyor.
( radio ) Sabre-6, wejustlost Cougar-6.
( radio ) Sabre-6, az önce Cougar-6'yı kaybettik.
- Sabre, you just lit up a friendly!
- Sabre, az önce bir yandaşını yaktın!
( radio ) Sabre-6, Nat, what', s happening?
( radio ) Sabre-6, Nat, neler oluyor?
Sabre-6, this is Bobcat-5.
Sabre-6, Bobcat-5 konuşuyor.
( BoyIar ) Sabre-6, this is Cougar-6.
( BoyIar ) Sabre-6, Cougar-6 konuşuyor.
( SerIing ) Liberty-6, this is Sabre-6.
( SerIing ) Liberty-6, Sabre-6 konuşuyor.
Sabre-6, wejustlost Cougar-6.
Sabre-6, az önce Cougar-6'yı kaybettik.
Sabre-6, Nat, what', s happening?
Sabre-6, Nat, neler oluyor?
The one with the sabre.
Hani şu kılıcı olan adam.
I made a sabre for you.
Senin için bir kılıç yaptım.
Sabre-toothed Tiger!
- Smilodon!
Sabre-toothed Tiger!
- Triceratops.